Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
BİNGO buna benden başkası cesaret edemez
NUR RİSALELERİ’NE ELEŞTİREL BİR YAKLAŞIM (RİSALE-İ NUR’UN İÇYÜZÜ) ABDULLAH TEKHAFIZOĞLU Bunun PDFsi var okuyun nur risalesi gerçeğini görün ya da görmeyin bana ne.... Ön Söz.................................................................................................................................................................... 9
Bu topluluğun varlığını, aristokrasi, plütokrasi veya bir nevi bir oligarşi varlığı saymak yanlış olur. Çünkü: bunlarda ya soy, ya servet veya bir sınıftan olma özelliği vardır. Halbuki islâmı ideal edinmiş erdemli ve aktif, hayırda yarışanlar topluluğu, soy sop veya servet aramayacaktır mensubunda. Bu öncüler halkın sadece erdeme, fedakârlığa ve iş görme yetisine bakarak etrafında toplandığı insanların kurduğu tarihî - sosyolojik bir kuruluş olacaktır. Yoksa bir ulema sınıfı veya bir ordu topluluğu değil.
Sayfa 49 - Diriliş yayınları, 47. Baskı
Reklam
Şark Mefkûresi’ni tahlil etmek gayet güçtü. Çünkü, çok karışıktı. Bu, Şark Mefkûresi’nin muhtelif safhalarından biri de komünizmdi. Bunun en mühim taraftarı, belki Hakkı Behiç’ti. Bu adam, İttihat ve Terakki’nin idealist azalarından ve aynı zamanda maliye ile meşgul simalarındandı. Ruhen çok samimî bir insandı. Türklüğe çok bağlı olmakla beraber,
1/10 puan verdi
İslamcıların Piri Şehid Dr.Ali Şeriati'nin böyle bir eseri yok uydurma... Bütün külliyatı bende var... Bütün Kitapları Fecr Yayınevinden çıktı.. Ali Şeriati'den dinsiz adam çıkaramazsınız..Lavukluk yapmayın... Şeriati, yazılarını üçe ayırır: İçtimâiydi (Toplum Bilim) İslâmi/ (İslam Bilim) ve Keviriyât\ Onun bu tasnifini şöyle anlamak
Aşk ve Devrim
Aşk ve DevrimAli Şeriati · Arya Yayıncılık · 202029 okunma
Ulema, cühela ve ehli dubara; ehli namus, ehli işret ve erbab-ı livata rivayet ve ilan, hikayet ve beyan etmişlerdir ki kun-ı Kainattan 7079 yıl, İsa Mesih'ten 1681 ve Hicretten dahi 1092 yıl sonra, adına kostantiniye derler tarakkası meşhur bir kent vardı. Ceneviz taifesinin buraya ilk gelen gemilerine karanlıkta uçan bir ak martının yol gösterdiği, ancak salimen karaya vasıl olduktan sonra dümencileri olacak pundus nam kafirin bu martıyı Mesih addederek yuvasını arayıp bulduğu ve itikatlarınca İsa'nın etini yemek sünnet olduğundan kuşu kızartıp yediği rivayet olunurdu. Eskiler, bu martının yuvasının bulunduğu yere ceneviz kavmının yüksek bir kule diktiğini rivayet etmişlerdir ki, sonraları Galata kulesi diye nam salmış bu heybetli yapının tepesinde, yalı adamlarının dürbünle, yiğitlerin ise çıplak gözle, bursa kentinin ulu dağını seçtikleri söylenegelmiştir.
Fatih Sultan Mehmet Han
“Allah inayetini üzerinden eksik etmesin, Molla Gürani, bir kez dahi eğilmemiştir tahtımızın önünde... Molla Hüsrev de... Ulema dediğin de öyle olmalıdır zaten. İlim, her zaman hükümdardan daha güçlüdür. Daha uzun ömürlü... Bu toprakların tarihi, ilmin önemini kavrayamayan nice mağlup hükümdarların hikâyeleriyle doludur.”
Everest YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Hiç değişmeyen ulemâ
Osman'ın katliyle tahta geçen I. Mustafa, Veziriâzam Kemankeş Ali Paşa'nın ulema ile anlaşması sonucu tahttan indirilmişti. Bu dönemde asker kullar olsun, devlet başındakiler olsun, hareketlerine meşrûluk kazandırmak için daima ulemâ ile ittifak etmekte; ulemâ da, kendi ayrıcalık ve geçim kaynaklarını artırmak için bundan yararlanmakta idi. Birbirine rakip ulema, şeyhülislâmlik için kullara dayanır, onları kışkırtıp rakibi azlettirirdi.
Sayfa 187 - Türkiye İş Bankası Yayınları
Arapçayı bilmeden hafız olmak
Bence bahis mevzusu olacak şey, ayrı ayrı okul de- ğildir. Millete dinini, imanını, bütün insanlık ihtiyaçları- nı vermek için bir yer vardır ki, ona okul derler. İsterse- niz medrese diyelim. Fakat ona başka, ötekine başka bir şey demeyelim. Başka bir şey olamaz. Bir tane olur ve o hakiki bir millet yetiştirecektir ve İslam yetiştirecektir. Bu
Ulemanın Mesuliyeti...
Diyarbakır'da "Aksa Tufanı'nda Ulemanın Mesuliyeti" konulu konferans gerçekleştirilecek İTİHADUL ULEMA tarafından 27 Nisan Cumartesi günü genel merkezlerinde gerçekleştirilecek konferansta, Dünya Alimler Birliği Başkanı Ali Muhyiddin Karadaği başta olmak üzere birbirinden kıymetli alimler konuşma yapacaklar.
Şam'da yaşamış Sittü'l-ulema denilen bir vaize kadın vardır ki, güzel konuşmasından ötürü kendisine ayrıca Bülbül lakabı takılmış ve öldüğü zaman mahşeri bir kadın kalabalığı onun son yolculuğu töreninde bulunmuştur
Sayfa 28
Reklam
Fakat esas olarak taşralarda eşraf, ulema ve mütehayyizan, Millî Mücadele’nin başladığı yıllarda, bölgenin sosyal hiyerarşisinin başında geliyorlardı ve halkın temsilcileri duru­mundaydılar.
"Şeriat elden gidiyor, diyor ulema, işte rezalet!” "Rezalet denmez buna, bu dediğin düpedüz cehalet. O sözdeki şeriat din demek değildir ki; hukuktur, adalettir. Hukuk elden gidiyor diyorsa kişi, hakikatten daha hakikattir.”
...Müşavir Paşa Slade’in, hatıratında yazdığı şu satırlar son derece dikkat çekicidir: “Türkiye’de ulema sınıfından başkaları kendi hayatını etkilemeyen çevreyle ilgilenmiyor. Halk bir asrı aşan maziyi kendisinden değilmiş gibi unutuveriyor. Beşiktaş’taki türbeye defalarca gitmiş biri olarak rastladığım kişilere “Burası Hayreddin Paşa’nın türbesi mi?” diye sorardım. Sorduklarım, ülkelerinin Amiral Nelson’ı sayılacak bu ünlü amirali hiç tanımıyorlardı. “
Aydınlar satılmış, ulema güçlünün yandaşı olmuştu. Tüm değerler yok edilmişti. İslam devriminin ruhunu öldürdüler, yönünü değiştirdiler ve nihayet din adına insanları kurban ettiler.”
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.