Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Katolik Macar ya da Alman göçmenlerin soyundan gelenler kendilerini Hırvat olarak tanımlıyor. Koca Alman devleti kendi ırkından gelen Hırvatları Sırplara kırdırmaz. Zaten Vatikan, Avusturya ve Almanya söz birliği etmişçesine Hırvatları ve Slovenleri Yugoslavya'dan ayırmak istiyor. Ortodoks Rumen Çingenelerin soyundan gelenler ise kendilerini Sırp olarak tanımlıyor. Koca Sovyetler Birliği de Ortodoks inancına sahip Sırpları, Hırvatlara ezdirmez. Yani sizin anlayacağınız Sırpların ve Hırvatların başlarında birer hamisi var.
Sayfa 52 - alfa yayınlarıKitabı okudu
AKP ve Aksu dönemi cinayetleri
27.05.2008 tarihli Taraf Gazetesi'nde Ahmet Altan "Yalancı laikler” başlıklı yazısında, Ermeni, Yahudi ve Rumların bu memlekette bir yere gelemediklerinden şöyle yakınıyordu. Oysa Tayyip'e sorsa, kimlerin çocuklarının bu ülkede başbakan bile olduklarını öğrenebilirdi. Gelin şimdi Altan'ın o yazısına bakalım: "Yalandan bıktım. Devleti, bürokrati, partisi gazetecisiyle, bir toplum nasıl bu kadar yalan söyler, kavramak gerçekten güç. Bizim en büyük sorunumuz ne bu günlerde? Laiklik, değil mi? Devlet erkânımız ve yandaşları laiklik istiyorlar ve laiklik tehlikeye düşecek diye korkuyorlar değil mi? İşte bu, benim rastladığım en büyük yalan. Vatikan Devleti ne kadar laiklik istiyorsa bizim devlet de o kadar laiklik istiyor. Çünkü, “dini” açıdan bizim en çok benzediğimiz devlet Vatikan Devleti. Vatikan, Hıristiyan dininin Katolik mezhebinin devleti...
Reklam
Ordunun tek rahatsızlığı disiplinin bozulması mı?
HAYIR değil. Bir konu daha var: Komutanlar devleti bir piramit gibi görür. Her işin bir 'görevlisi' vardır. Faraza Vatikan ile ya Dışişleri Bakanı görüşür ya da Diyanet İşleri Başkanı... İşte bu yüzden 'emekli bir vaizin' Papa ile buluşmasına komutanların aklı yatmaz. Fethullah Gülen ise devlet piramidinin dışında yeni bir ilişkiler ağı, yeni bir meşruiyet ve otorite alanı kurmuştur. Hoşunuza gitsin gitmesin; prensip olarak bunu yapmaya hakkı vardır. Ayrıca bu çabası küreselleşen dünyanın gerçekleriyle uyumludur. Ve unutmayalım: Gülen'in faaliyetleri hem bürokraside, hem de siyasette çok sayıda destekçi bulmuştur.
Baron Rudolf von Sebottendorff
Bu İmparatorun tacı da yok tahtı da Devleti de. Ama ona bir devlet kurulmuş. Diplomasi yapıyor hatta arabuluculuk.
Sayfa 112
Günümüzde malta'daki Şövalye tarikatlarının tamamına yakını kendilerinin 1048'de başlayıp 1240'a kadar sürmüş olan bu templar geleneğinden geldiklerini öne sürerler. kısa adı S.M.O.M.olan "The Sovereign military hospitallee Order of st. John of Jerusalem of Rhodes and of Malta" da (Rodos, Malta ve Kudüs St. John Şovalyeleri Askeri ve egemen Tarikatı) halen dünyaya kabul edilen ve Malta devleti nezdinde bir büyükelçi tarafından temsil edilen tek " tarikat devleti"dir. Bunların Kendi pasaportları ve elçilik binaları vardır. Merkezleri Roma'dadır ama" karagâhları" Malta'dadır.
Sayfa 102
Günümüzde Vatikan diye bilinen yerleşim alanı yeryüzündeki tek "Tanrı-Kenti" statüsündedir. Vatikan bu özelliği nedeniyle "Kutsal-Kent"tir. 6u Tanrı-Kenti aynı zamanda bir "Devleti" içinde barındırır. Vatikan yeryüzündeki tek "Tanrı-Kenti ve Devleti"dir. Vatikan'dan başka "Tanrı-Devleti" yani "Teokrasi" olan başka kentlerde vardır. (Örneğin, Kudüs, Kom, Hinduların, Budistlerin ve Şintoistlerin kutsal kentleri gibi).
Sayfa 11
Reklam
Müslümanlar fiili olarak 640 yılında, yani İslamiyet’in henüz 30’uncu yılında, Mısır üzerinden Afrika’nın kuzeyine ve Kızıldeniz’in sahillerinde içeri ve orta kısımlara, Sahra bölgesi ve güneyine indiler. Türklerin Afrika’daki varlığı ise yeni değil, çok eskidir. Abbasiler’in Orta Asya’dan getirdiği Türk soylu askerlerin Mısır’a gelişi 800’lü
Sayfa 10 - Prof. Dr. Ahmet KavasKitabı okudu
Vatikan'ın Haçlı Seferi düzenleme sebeplerinden biri de, Hristiyan din adamlarının sefer sırasında gerçek İncilleri bulup imha etmek istemesiydi. Çünkü gerçek İnciller ortaya çıkarsa, kendi kurdukları saltanat yok olacaktı can dostum. Bu sebeple varlığından haberdar oldukları gerçek İnciller, halkın bilgisine sunulmadan yok edilmeliydi. Haçlı Seferlerinin en büyük sebeplerinden biri de Müslümanların bölünmüşlüğüydü. X. Yüzyıl da Müslümanların Bağdat'taki halifeyi tanımıyorcasına bağımsız devletçikler kurup kendi aralarında savaşlara girmeleri, Hristiyan dünyasının İslâm dünyası üzerindeki iştahını kabarttı. Şii Fatımi Devleti ve Sünnî Selçuklu Devleti arasında mezhep çatışmasından kaynaklanan savaşlar oluyordu. Müslümanlar adeta Batılı Hristiyan dünyasına "Buyurun, biz birbirimizi boğazlayarak her şeyi sizin için kolaylaştırdık!" diyorlardı.
Vatikan, kendi pasaportu, kendi devlet kuruluşları ve bürokratları olan bir devlettir. Nedir ki, bu devleti diğer devletlerden ayıran temel farklılıklar vardır.
İtalyan siyasal birliğinin kuruluşunu tamamlamak için Vatikan devleti ordusuyla karşılaşmak gerekti. İşte o zaman Fransa’da büyük tepkiler yaratan bir iş oldu. 1852’de başlayarak Fransa’da imparatorluk ve gerici bir diktatörlük kuran III. Napolyon, Kilise’yi kendine destek yapmak için 1867’de Papalık ordusuna yeni tip tüfeklerle donanmış Fransız askeri göndererek Garibaldi kuvvetlerinin ezilmesini sağladı.
Reklam
Vatikan, kendi pasaportu, kendi devlet kuruluşları ve bürokratları olan bir devlettir. Nedir ki, bu devleti diğer devletlerden ayıran temel farklılıklar vardır. Bunları kısaca sayalım.Vatikan Devleti’nin gece yerleşik nüfusu 600 kişidir. Bu sayı sürekli konuk sayılan kişilerle birlikte 1014 olur. Gündüz nüfusu ise 3599’a yükselir. Bunlar Vatikan’da görev yapan işçiler ve diğer memurlardır. Vatikan Pasaportu bizzat Papa tarafından verilir. Bu pasaport geçicidir. Vatikan istediği zaman tek taraflı olarak iptal edebilir ya da hiç vermemiş gibi kayıtlardan çıkartabilir. Pasaportun özelliği hiç bir ırk ya da milliyet gözetilmeden verilebiliyor olmasıdır. Ne var ki tek koşulu, pasaport alacak şahsın Katolik Kilisesi’ne kayıtlı dindar olarak tanınmış bir Katolik olmasıdır.
Sayfa 11
Siyonist lider Theodor Herzl, Sultan II. Abdülhamit'ten, Yahudilerin Filistin'e göç etmelerine izin verecek resmi bir ferman elde etmek için yoğun bir çaba sarf etmiştir. Amacına ulaşmak için Vatikan, İngiltere, Avusturya, Almanya ve Amerika'nın yanı sıra bazı Türk çevrelerin arabuluculuğuna da başvurmuştur. Bütün çabaları başarısızlıkla sonuçlanan Herzl'e göre Filistin'de bir Yahudi devleti kurulması için Osmanlı Devletinin yıkılması gerekiyordu. Herzl, bu durumu şöyle açıklıyordu: "Yahudi Devletinin kurulması için tek çıkar yol Osmanlı Devleti'ni yıkmak yahut parçalamaktır. Türkiye yakın gelecekte parçalanırsa, Filistin'de kurulacak Siyonist devlet, onun karşısında hep bir engel olarak kalacaktır. Öyle olmaz da Sultan, Yahudilerin istek ve şartlarını kabul ederse Siyonizm'in kendisine olan bakış açısı olumlu yönde değişecektir. Sahip olduğu topraklar yanında Sultan için çok büyük değer taşımayan bir toprak parçasını bize bırakması halinde mali yönden onun en güçlü destekçileri biz olacağız."
6-7 Eylül Olaylarına paralel olarak tarihin her döneminde Türk Devleti'nin başına çorap ören Patrikhane de Türkiye dışına çıkarılmış olsaydı, bugün Lozan'a rağmen Türkiye'ye "Patriği Ekumenik olarak tanı" gibi Lozan Antlaşması'na aykırı dayatmalar sözkonusu olmayacaktı. Fener Patrikhanesi Lozan Antlaşması'na aykırı olarak 'Ekümeniklik olarak kabul ettirilmek istenirken, amaçları İstanbul'u Hıristiyanlığın başkenti yaparak Konstantinopolis'i diriltmek ya da yeni bir Vatikan yaratmak yolunda adım atmaktır. Megali İdea ile gerçekleştirilmek istenenlerden birisi de budur. Aradan 554 yıl geçmesine rağmen her 29 Mayıs'ta kiliselere doluşup İstanbul için timsah gözyaşları dökmelerinin nedeni de budur.
Sayfa 562Kitabı okudu
Doktora için batıya gitmek !
Bir genç hendesede, başka biri tıbbiye de Batı'ya gidebilir. Lakin ilahiyat alanındaki birinin yüksek lisans ve doktorada Batı ülkelerine gitmesinin mânası nedir ?! Avrupalılar dinlerini öğrensin diye Osmanlı Devleti zamanındaki medreselere Vatikan'dan öğrenci gönderip, 'Gidin medresede Hristiyanlığı öğrenin!' demiş mi? Bu nasıl bir anlayış ki, biz gayesi İslâm etrafında şüpheler oluşturmak olan Kilise'nin yan kolu şarkiyatçılığa Müslüman evladını gönderiyor, 'Bu gence İslâm'ı öğretin. diyoruz. Kilise'nin anlattığı din Allah'ın indirdiği din olur mu?
Sayfa 220 - Hüküm kitapKitabı okudu
Katolik - Ortodoks - Ekümenik
Emruhan Yalçın da yapmış olduğu şu değerlendirmeden sonra, "Ekümenik olan tek kilisenin Vatikan olduğunu ifade etmiştir: Kişinin veya bir makamın ekümenik olması için bazı şartları yerine getirmesi gerekmektedir. Bu şartlar şunlardır: 1- Ekümenik olan bir makama o ülkedeki veya dünyadaki çeşitli etnik gruplara mensup din adamlarının da
Sayfa 260 - Kripto YayınlarıKitabı okudu
81 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.