Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Motorda onca insan arasında kendini bir yabancı gibi hissediyor, bir sürgün gibi. Kitaplardan edinilmiş bir yalnızlık değil onunki. Ama gene de kitaplardan edinilmiş yalnızlık sözcükleriyle açıklanıyor. Şu anda küçük bir incelik, yumuşak bir bakış, sevecen bir baş sallama, bir gülümseme her şeyi nasıl da çözebilir, gerginliği giderebilir. Oysa herkes bilinçsiz bir mutluluk içinde. Yapay bir mutluluk bu. Gülümseyişleri bile yüzlerine yapıştırılmış gibi. Hak edilmemiş bir neşeyi yaşıyor bu insanlar. Ya da neşeye benzeyen o şeyi. O arsızlığı, o umarsızlığı. Kim bilir belki buda bir unutma biçimidir. Bir bezginlik biçimi.
Sayfa 10
Yapay Döllenme
Kaygan uçurum savları, sonuççuların içine bir çeşit dolaysız mutlakçılık ekleyebileceği bir yöntem olarak görülebilir. Ancak dindar kürtaj düşmanları kaygan uçurumlarla uğraşmazlar. Onlar için bu durum çok daha basittir. Embriyo bir "bebektir", onu öldürmek cinayettir ve bu böyledir: Tartışma bitmiştir. Bu mutlakçı duruşu birçok şey takip eder. Başlangıç olarak, tıp bilimi için muazzam potansiyeli olmasına karşın embriyonik kök hücre araştırmaları durdurulmalıdır, çünkü bu embriyonik hücrelerin ölmelerine yol açar. Toplumun yapay döllenmeyi çoktan benimsediğini düşündüğümüzde buradaki tutarsızlık ortaya çıkar, çünkü yapay döllenmede doktorlar her zaman kadınları fazla yumurta üretmeleri için uyarırlar ve bu yumurtalar vücut dışında döllenir. Bir düzineye kadar yaşayabilir zigot üretilebilir ve bunlardan iki ya da üç tanesi daha sonra, rahme nakledilir. Buradaki beklenti, bunlardan bir, belki iki tanesinin yaşamayı sürdürmesidir. Bundan ötürü, yapay döllenme bu iki aşamalı işlem sırasında fetüsleri öldürür ve toplum genellikle bunu sorun etmez. Yapay döllenme yirmi beş yıldan bu yana çocuk sahibi olamayan çiftlere mutluluk vermek için uygulanan standart bir işlem olmuştur
Reklam
"G. F.'ye Sevgili Dostum, Sağduyu, bizlere, dünyaya ait şeylerin pek az olduklarını ve asıl gerçekliğin sadece zihinlerde bulunduğunu söyler. Yapay olanı olduğu kadar doğal olan mutluluğu da sindirebilmek için, her şeyden önce onu hazmetme yürekliliğini göstermemiz gerekir. Ve belki de mutluluğu hak etmiş olanlar, işte bu ölümlülerin tasarlamış olduğu şekliyle yüce mutluluk fikri, kendilerinde bir kusturucu etkisi yapan kişilerdir..."
Birinci Basım: Ekim 1994, TELOS YAYINCILIK
Bellek, acıları örter gamsız günler perdesiyle, gün gelir o perde tutuşur gider, altından yeni bir perde çıkar, o da yanar gider, bunun boşa çabalamak olduğunu, her perdede asıl yananın aslında sen olduğunu, mutluluğunu yapay bir şekilde yaratmak zorunda kaldığını anlarsın böylece, edilgin mutluluktur bu. Bok mutlusundur aslında,eskiden de mutlu değildin. Böyle mutluluk mu olur lan, bu sokaklarda, bu ülkede, avanaklığı mutlulukla karıştırmak olur ancak.
Birazcık yapay bir mutluluk için özgür iradeni yitirmeye değer miydi?
Sayfa 55 - *Sel YayıncılıkKitabı okudu
Ömür Hanımla Güz Konuşmaları
...Ve güz geldi Ömür hanım. Dünya aydınlık sabahlarını yitiriyor usul usul. İnsanın içini karartan bulutların seferi var göğün maviliğinde. Yağmur ha yağdı ha yağacak. İn- cecik bir çisenti yokluyor boşluğunu insan yüreğinin. Hüznün bütün koşulları hazır. Nedenini bilmediğim bir keder akıyor damarlarımdan. Kalbimin üstünde binlerce bıçak
Reklam
Bellek, acıları örter gamsız günler perdesiyle, gün gelir o perde tutuşur gider, altından yeni bir perde çıkar, o da yanar gider, bunun boşa çabalamak olduğunu, her perdede asıl yananın aslında sen olduğunu, mutluluğunu yapay bir şekilde yaratmak zorunda kaldığını anlarsın böylece, edilgin mutluluktur bu. Bok mutlusun aslında, eskiden de mutlu değildin. Böyle mutluluk mu olur lan, bu sokaklarda, bu ülkede, avanaklığı mutlulukla karıştırmak olur ancak. Ne yapayım, ben de belleğimin savunma mekanizmasına boyun eğip gamsız günler dedim hüzünle. Sarıldığım son yanılsama bu, sarılmamak için de bir neden yok. Ayrıca o kadar güçlü olmaya ne gerek var ki, ne kadar zavallı ve zayıf bir varlık olduğunu bilmiyorsa bu gezegende insan, zaten hiçbir halt bilmiyor demektir. Pençelerimiz ve dişlerimiz yok artık doğanın karşısında, aklımız ve zekâmız da yok şehirlere yetecek, o işleri başkaları yaptı çoktan, koca şehirlerin ortasında kederi ve kahkahasıyla baş başa kaldı insan İşte bunların hepsini unutmaya çalışıp, sanki bir şeyi unutmaya çalışmak onu her seferinde yeniden hatırlamak değilmiş gibi oturuyorum orada.
ÖMÜR HANIMLA GÜZ KONUŞMALARI ..Ve güz geldi Ömür hanım. Dünya aydınlık sabahlarını yitiriyor usul usul. İnsanın içini karartan bulutların seferi var göğün maviliğinde. Yağmur ha yağdı ha yağacak. İncecik bir çisenti yokluyor boşluğunu insan yüreğinin. Hüznün bütün koşulları hazır. Nedenini bilmediğim bir keder akıyor damarlarımdan. Kalbimin
“Katılıyorum, ancak derinlemesine araştırma ve derinlemesine düşünce yardımıyla aklını hiçbir şeyde kötülük görmediği, insanın tüm çabasına en yüce kayıtsızlıkla baktığı ve insanın muktedir olduğu her eylemi doğası ne olursa olsun bazen iyi bazen de kötü, ancak daima buyurucu olan bir gücün zorunlu sonucu olarak gördüğü noktaya getirmiş olan insan
Yaşamınız boyunca rahat­sız edici duygular ortaya çıkacaktır. Eğer bunlardan kaçınma­ya çalışmayı sürdürürseniz, 'yapay rahatsızlık’ üretmiş olacak­sınız. Duygularınıza yer açıp gönüllülükle bunları hissederek (bu duyguları istemeseniz bile), duygularınızla ilişkinizi dö­nüştürmüş olacaksınız. Sizin için daha az tehditkar hale gele­cekler ve sizin üzerinizdeki etkileri azalmış olacak. Zamanını­zı, enerji ve dikkatinizi daha az işgal edecekler.
Reklam
Adolf Hitler'in İslam hakkında görüşü...
_______________________________________ "Semitik bir din" olarak İslam fikri -dolayısıyla ırkçı bir din görüşü- Nazi yetkililerin ve ideologların İslamla ilgili düşüncelerinde büyük bir rol oy­namadı. Aslında, Hitler de dahil olmak üzere birçoğu, İslam­dan söz ederken ırk ile dini ayırt etti. Birçok Nazi seçkini, İslama sempatisini
Avrupalı için, kişiye tekrar tekrar “mutlu olmasının” emredilmesi, Amerikan kültürünün tipik bir özelliğidir. Ama mutluluk aranmaz; ortaya çıkması gerekir. İnsanın, “mutlu olmak” için bir nedeni olmalıdır. Bu neden bulunduktan sonra mutluluk otoma­tik olarak gelir. Gördüğümüz gibi insan, mutluluk arayışında de­ğildir; belli bir durumda yapısal ve uykuda olan potansiyel anla­mı gerçekleştirmek yoluyla mutlu olmak için neden aramaktadır. Bu neden ihtiyacı, insana özgü olan bir başka olguya (gülme­ye) benzer. Birisinin gülmesini istiyorsanız, ona bir neden sun­manız, örneğin bir fıkra anlatmanız gerekir. Onu gülmeye zorla­yarak ya da kendini zorlamasını sağlayarak, gerçek bir kahkaha yaratmak kesinlikle olanaksızdır. Bunu yapmak, fotoğraf maki­nesinin karşısında poz veren insanları gülümsemeye zorlamaya benzer; bu son durumda basılan fotoğrafta görülen tek şey, ya­pay gülücüklerle donmuş suratlardır.
Sayfa 150 - Okuyan Us Yayınları PdfKitabı okudu
Yavaşça Kayboloyuruz
Ailece doğa belgeselleri izliyoruz bugünlerde. Doğaya pek fazla çıkma imkânımız olmayınca en azından çocuklarımız görsün, bilgi sahibi olsun, diyorum. Köy hayatı, bahçeler, şelaleler, küçükbaş hayvanlar, yumurta, süt, yoğurt, peynir, dalından koparılan doğal sebze ve meyveler, sonbaharın rengârenk ağaçları ve yollara serpilen yapraklar, kar, kış,
Çıra Yayınları / Mehmet KazarKitabı okudu
YAVAŞÇA KAYBOLUYORUZ! Ailece doğa belgeselleri izliyoruz bugünlerde. Doğaya pek fazla çıkma imkânımız olmayınca en azından çocuklarımız görsün, bilgi sahibi olsun, diyorum. Köy hayatı, bahçeler, şelaleler, küçükbaş hayvanlar, yumurta, süt, yoğurt, peynir, dalından koparılan doğal sebze ve meyveler, sonbaharın rengârenk ağaçları ve yollara
1.027 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.