YouTube kitap kanalımda psikoloji kitaplarına nereden başlayabileceğinizi anlattım: ytbe.one/d2xQVSEUsUU
Bu incelemeyi sizin yorumlarınız yazdı. Nasıl mı?
Kitabın yazarı Frankl'a göre her insanın anlam arayışı kendisine özgüdür. Buradaki okurlara şu soruları sordum: Kendi anlamınızı nerede arıyorsunuz? Gelecek için bilinçli çocuklar
Cumartesi akşamüstü bilgisayarın başına oturdun, ya da akşam yemeğinden sonra açtın telefonunda 1000 kitap uygulamasını. Akışında gezinirken başka bir inceleme gördün. Özellikle incelemelere de bakıyor olabilirsin, ya da can sıkıntısından geziniyorsundur sadece sitede. https://1000kitap.com/yazar/Italo-Calvino diye bir yazar, İtalyan muhtemelen.
Amerikalı yazar George Raymond Richard Martin'in bu aralar sıkça rastladığım, sosyal medya kullanan hemen hemen herkesin bir kere de olsa okuduğu çok güzelbir cümlesi var. Bu cümleyi okuduktan sonra, iyi ki kitaplar var hee, diyorsunuz kendinize. Kitap okuyor olmanın verdiği o eşsiz huzuru ve gururu yaşıyorsunuz. Aslında günde 1 saat de olsa
Yazma konusundaki özrümü görmüyorum , bağlanmak , bağlılık gibi bir şey işte burada yazmaya zorluyor beni. Yazıyorum. Hayat istemesem de oynuyor benimle. Bazen kendimi bir sahnede figüran gibi görüyorum, dekor hazır, ''perde'' deniliyor ve doğaçlama başlıyor. Kurgu yok, hazırlık yok , ne zaman ne olacağı belli değil, oynuyorum
İyi oyuncu muyum?
YouTube kitap kanalımda Sevda Sözleri kitabını önerip en sevdiğim şiirlerden bahsettim: ytbe.one/ZHFew7sBSeE
Cemal Süreya ile tanıştığım kitap olmuştur. Tanışma ki ne tanışma hem de...
Hayatımda ilk kez Cemal Süreya okuduğum için kitabın başlarında epey zorlandım açıkçası. Fakat sonra kendime göre bir yöntem geliştirdim. Evet... Cemal
“Kurtlarla koşan kadınlar”
Bu serüven, bana ,kızkardeşim, annem, yol arkadaşım, sırdaşım, rehberimin tavsiyesiyle aynen şu ruh halindeyken
‘’Sanırım ölüyorum ve yapabileceğim hiçbir şey yok’’ dediğim bir anda..
Onun bana ; evet tekrar başlaman için ölmen gerekiyordu ve öldün, şimdi git kitabı oku! demesiyle başladı ve inanın bana tekrar tekrar
Bir gün bir gemi kazası sonucu hiç ayak basılmamış ıssız bir adaya düşüyoruz..
Ama ada çok güzel, resmen cennet gibi..
İçerilerde koyu yeşil harikulade ormanlar, ırmaklar, şelaleler,
aklına gelebilecek her türlü tropikal meyveler, her güzellik, her şey var...
Orada çok acı yada tatlı anılarımız oluyor..
İlk zamanlar yakınlarımızdan şehirlerden
Yok oluyorum yavaş yavaş, varlığımı hissettirmeden, göz göze gelmeden yok oluyorum. Bir demet güle muhtaç kalmadan gidiyorum. Ne zormuş geride yaşanmamış anılar bırakmak, ne zormuş yaşamış gibi hatırlamak ve ne kadar zormuş kalbinde yaşamak. Sevgilim..
Gülüşü, dünyamı saran sevdiğim.
Bu mektup sana, bu mektup bize.
Bir bir yazdım her şey olmayan hiçlerimizi.
Güzeldi köşe başlarında seni izlemek, saçına taktığın her bir çiçek..
Güzeldi ,sensizde olsa kırlarda yeşermek.
Sensiz de güzeldi sevmek. Sensiz ve sensizlik. En sadık yoldaşlarım. Yoldayım, her an ne getireceğini bilmediğim bir patikadayım.
Bu ne karışık yolculuk böyle. Kalbine tarif gerekiyor sevdiğim. Her köşeden yolcu çıkıyor. Kaç yol var kaç yolcu ağarladın ne yapsam sayamadım.
Kübra Nur Gümüş
Açıkcası kitaba başlarken eşini ve çocuğunu genç bir kız için terk eden klasik Türk dizisi senaryosunu mu okuyağım dedim. Çok geçmeden "ben kör oluyorum" repliğini de görünce şimdi daha da eskilere yeşilçama döndük iyi mi diye baya korktum açıkcası. Neyse ki öyle olmadı.
Tarık Tufan bu kitapla dibe vurmuş hayatların yolculuğuna çıkarıyor bizi. Geçmişimizden kurtulma, bir çok şeyi hiç yaşanmamış gibi unutma gibi bir ihtimalimiz varmıdır bilinmez ama bir çok kişi bunu kaçarak, terk ederek, uzaklaşarak başaracağına inanır ya da buna inanmak ister. Tutunacak tek bir dalı kalmayanlar için bir kurtuluş yoludur kaçmak...
Dibe vurmuş iki kişinin birbirlerine ayna olduğu bir roman bu. Aynaya yansıyan (hayatlarına giren) tutunacak dalları kalmayan başka kişilerin de hikayelerine değinen bu romanda; hayatlarında ki çıkmaz sokakları, kırılan dallarını, yitirdikleri umutlarını, benliklerini kaybedişlerini, yavaş yavaş nasıl yok olduklarını birbirlerine (bize) anlatan bu roman geçmişten kaçmak yerine onu kabullenmeyi, onla yaşamayı öğrenmemiz gerektiğini bize öneriyor diyebiliriz. Çünkü ne yaparsak yapalım geçmiş bir şekilde ayaklarımıza dolanıyor. Kurtuluş yolu da kaçmak değil aksine onunla yüzleşmektir.
Kitabın başında aklınızdan geçen şeylerle kitabı bitirdiğiniz anda ki düşünceleriniz tamamen farklı şeyler olacak.
Özellikle duygu yüklü hikayeleri sevenlere önereceğim bir kitap.
İyi okumalar.
DüşerkenTarık Tufan · Profil Kitap Yayınları · 20186,2bin okunma
Önsöz
"İnsanlar duygu ve düşüncelerine göre hareket eder. Sevgi, nefret, korku, ümid, zan, inanç, şüphe, bilgi gib uni manevî kuvvetler, insanları içten içe, şu veya bu şekilde davranmaya zorlar. Nefret ettiğimiz bir şeyi yapmak bize çok güç gelir. Korku kaleleri yükseltir, hendekleri derinleştirirken sevgi bütün kapıları açar ve bütün
Ülkemizin en çok yarım bırakılan ve anlaşılmayan yazarın kitabını okumak, üstelik bunu 2. anadilim Hollandaca lisanında okumak gibi bir çılgınlık yaptım.. Bu benim için de bir ilk oldu, yani şu anlamda; geçmişte yabancı dilde birçok yabancı eser okudum, ancak Türkçeden çevirilmiş Türk bir yazarımızınki ilk kez bu kitapta nasip oldu bana. Bundan