Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Bazı kavramların kökenleri...
... bitkiler bir süre yaşadıktan sonra, sonbaharda ölmektedir. Ama bu ölüm (hayvanlarda göründüğünden farklı olarak) tümden yokoluş değildir. Tohumları yerin altına gömülmekte, orada bir süre farklı bir yaşam sürdükten sonra (ötedünya, cennet, cehennem, kavramlarına hazırlık) yeniden doğmaktadır ...
Sayfa 37
İnsanların bütün delilikleri, gaddarlıkları bu ölüm korkusu , bu yokoluş yüzünden mi?
Sayfa 21 - YKY 13.BaskıKitabı okudu
Reklam
İnsanların bütün delilikleri, gaddarlıkları bu ölüm korkusu, bu yokoluş yüzünden mi?
..tek istedikleri unutulmaktır; bu sessiz yokoluş, tarikatın yer altında yaşamını sürdürdüğü söylencesini uzun süre besleyecektir.
Sayfa 151Kitabı okudu
sonsuz bir karanlığım ben, sonsuz bir yokoluş sen, umudun parlak güneşisin
Sayfa 31 - HercaiKitabı okudu
Reklam
Yepyeni bir gelecek haritası çizeceksin şimdi: bugüne dek yaşadıklarının ötesine geçen; ötelerde bir yerlerde yeni yerlere götüren yeni yollar belirleyen bir harita:Kendine doğru artık yokoluş olarak dokunmayan; varoluş yerlerini de yeniden belirleyen bir harita...
Sayfa 36 - Metis YayınlarıKitabı okudu
Demek ki nihilizm, dayanıklılığın uzun süredir israf edildiğinin, “boş çabalardan” duyulan şiddetli ıstırabın, güvensizliğin, huzuru tekrar bulma ve tekrar kavuşma şansının olmadığının fark edilmesidir ― sanki kişi çok uzun bir süredir kendini kandırmış gibi kendi karşısında utanç duyuyordur. Bu anlam, tüm olaylardaki en yüce etik kuralın, ahlâki dünya düzeninin, “yerine getirilmesi” (bundan hoşnutluk duyulması); ya da varlıkların karşılıklı-ilişkisinde sevgi ve uyumun gelişmesi; ya da giderek, evrensel bir mutluluk haline yakınlaşılması; hatta evrensel bir yokoluş haline doğru gelişme olabilirdi ― her erek, bir anlam teşkil eder en azından. Tüm bu nosyonların ortak yanı, süreç aracılığıyla bir şeyin başarılmakta olduğudur ― ve kişi artık, oluşun hiçbir şeyi hedef almadığını ve hiçbir şey başarmadığını fark eder...
Sayfa 60 - Ayrıntı Yayınları, 2. Baskı: Haziran 2011, Çeviren: Cem SoydemirKitabı okudu
“kahrolsun işgal” dedikçe, memleketi daha çok işgale mi yol açılacaktı? İşgal ve saldırı karşısında, milletin sessizlik ve sükûnet içinde kalması, işgalden tepkilenmiş görünmemesi mi akla ve politikaya uygundu? Böyle sakat ve hayvanca bir düşünce, çöküş ve yokoluş uçurumuna kadar tekmelenmiş bir devleti kurtarabilecek siyasete temel olabilir miydi?
Oluş, yokoluş değildir; artma veya yer değişimi de azalma değildir.
Sayfa 62 - Milli Eğitim Basımevi 2. Baskı 1989
Reklam
Hiçbir şeyi büyütmeyelim. Bir insanın yaşama bağlanışında, dünyanın bütün düşkünlüklerinden daha güçlü bir şey vardır. Bedenin yargısı, aklın yargısından hiç de aşağı değildir, beden de yokoluş karşısında geriler. Düşünme alışkanlığını edinmeden yaşamaya alışırız.
Sayfa 10
İnsanların bütün delilikleri, gaddarlıkları bu ölüm korkusu, bu yokoluş yüzünden mi?
Karanlığa yapışırdım,, bir kapı karanlığına,, bir duvar karanlığına,, bir yokoluş karanlığına..
Sayfa 84 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
Sonsuz bir karanlığım ben, sonsuz bir yokoluş.
Sayfa 31 - Yapı Kredi Yayınları - 10. BaskıKitabı okudu
yakamoz....................
Gölgelerimiz birbirine karışmıştı o uzayıp giden kumsalda. Işığın sonsuza ayrıştığı o elmas noktalar. YOKOLUŞ NOKTALARI. Gözlerin. Menekşe moru ya da siklamen demiştin.
Sayfa 91 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
820 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.