Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Yeşim atasoy

Yeşim atasoy
@Yesim6
null
Hayal kurmakla başım hiç hoş değildir. Gelecekten beklediği nelerse onları kafada keyfince şekillendirip sonra onlara uymayan durumlarla karşılaşınca hayalleri yıkılan kimselerden değilim. Güvendiğim dağlara kar falan yağmış değil. Derinden bir düşkırıklığı benimkisi. Geçen her gecenin leyle-i kadr, karşılaştığım her kişinin Hızır olmadığını anladığım zaman kırılıyorum. Böylece kırılan bir düş haline dönüştüğümü görüyorum. Evet, bizzat kendim bir düşkırıklığıyım, kırık bir rüyayım ben. Ve hepimiz öyleyiz.
Reklam
Bütün bu adamlar; vakitlerini dertleşmekle, aynı düşüncede olduklarını anlayıp mutlululuk duymakla geçiriyorlar. Aynı şeyleri hep birlikte düşünmeye ne kadar da önem veriyorlar.
Ve birlikte durun ama yapışmayın birbirinize: Çünkü ayrı durur tapınağın sütunları Ve birbirinin gölgesinde büyümez meşeyle selvi.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Bütün kesinlemeler tatsız geri dönüşlere yol açar.
Doğanın ortasında olmak bizi oldukça mutlu eder çünkü doğanın hakkımızda hiçbir fikri yoktur.
Reklam
"Ancak birbirimizden nefret edecek kadar dindarız; birbirimizi sevecek kadar dindar değiliz...”
“İnsanlar birbirlerini tanımanın ne kadar güç olduğunu bildikleri için bu zahmetli işe teşebbüs etmektense, körler gibi rastgele dolaşmayı ve ancak çarpıştıkça birbirlerininmevcudiyetinden haberdar olmayı tercih ediyorlar.”
Kafatasınızın içindeki birkaç santimetreküp dışında, hiçbir şey sizin değildi.
Bağlılık, düşünmemek demektir, düşünmeye gerek duymamak demektir. Bağlılık bilinçsizliktir.
Reklam
"Çünkü bir kimse kendisi için neyse, yalnız başınayken ona eşlik eden ve başka birisinin ona veremeyeceği ve ondan alamayacağı şey neyse, açıkça bu, onun sahip olabileceği şeyden ya da başkalarının gözünde olabileceği şeyden daha önemlidir."
"Ortalık cehennem gibiydi. Sinekler içleri kırmızıyla yıkanmış bardaklara yapışıyor, sonra içine düşüp ölüyorlardı, ama bazı sineklerin ölmesi diğerlerini hiç mi hiç etkilemiyordu. Onlar neşeli uçuşlarına devam ederken sonlarının diğer sineklere benzeyeceğini düşünmüyorlardı bile. Sinekler tıpkı saraydaki soylular gibiydi."
En iyi zamanlardı; en kötü zamanlardı. Bilgelik çağıydı; ahmaklık çağıydı. İnanç dönemiydi; şüphecilik dönemiydi. Aydınlığın mevsimiydi; karanlığın mevsimiydi. Umut baharıydı; umutsuzluk kışıydı. Öncemizde her şeyimiz vardı; öncemizde hiçbir şeyimiz yoktu. Hepimiz doğrudan cennete gidiyorduk; hepimiz doğrudan cehenneme gidiyorduk. Kısacası o dönem de bugünkü gibiydi; öyle ki, dönemin en gürültücü yetkililerinden kimileri, hem iyisi hem de kötüsü için 'en' ile başlayan karşılaştırmalarda ısrarcıydılar.
Hegelcilerin boğazlarina kadar fiziksel bir bakış açısına battıklarını görüyoruz . Bu da ye ve iç,ölümden sonra tadabileceğin hiçbir zevk yok . Bu hayvanlık derecesine indirgenmekten başka bir şey değildir.
Zira ölümden sonra varolmama ile doğumdan önce varolmama arasında hiçbir farkın bulunmadığı ve dolayısıylada hiç de birinin diğerinden daha az esef edilecek birşey olmadığı su götürmez bir kesinliktedir.
Reklam
Şimdi mademki evsensel ana,çocuklarını,onları koruyacak hiçbir şey olmaksızın binlerce tehditkar tehlikenin ortasına hiç aldırış etmeksizin atıyorsa bu,sadece düştükleri zaman güven ve emniyette olacakları kendi rahmine geri döneceklerini bilmesinden kaynaklanabilir;dolayısıyla düşmeleri bir şakadır yanlızca.
Bu dünyanın sırları herkese açık değil, sadece onları arayanlara ve bulmasını bilenlere açıktır.
Bir toprak parçasının etrafını çitle çevirip ''bu bana aittir!'' diyebilen,buna inanacak kadar saf insanlar bulabilen ilk insan,uygar toplumun gerçek kurucusudur.
Sadece olayların nasıl olduğunu fark ediyordum ve bu akıllılık değildi. Bu sadece gözlemci olmaktı. Akıllı olmak, olayların nasıl olduğuna bakıp elindeki verilerle yeni bir şey ortaya çıkarmaktır.
-Kızgın bir sesle konuşan Vahşi, " Eğer Tanrı' yı biliyorsanız niye onlara anlatmıyorsunuz?" diye sordu. "Tanrı hakkındaki bu kitapları niye vermiyorsunuz insanlara?" +"Onlara Othello' yu neden vermiyorsak, bunları da aynı nedenle vermiyoruz; eskiler de ondan, yüzlerce yıl öncesinin Tanrısını anlatıyorlar. Şimdinin Tanrısını değil." -"Ama Tanrı değişmez ki." +"İnsanlar değişir ama."
"Fakat şimdilerde insanlar hiç yalnız kalmıyorlar," dedi Mustafa Mond. "İnsanların yalnızlıktan nefret etmelerini sağlıyoruz ve yaşamlarını hiç yalnız kalmayacak şekilde düzenliyoruz."
Reklam
Sevgisiz büyüyenler yaşadıklarını sadece öfke sayesinde farkederler.