Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Dünya ise inançsızların kendilerini kandırdıkları bir kumar masasıydı. Kumar masalarında alışverişler yapılırdı. Çirkin alışverişler. İnsanlar birbirlerini satın aldıkları sürece hayatta kaldıklarını düşünürler ve bu nedenden sürekli kaybederlerdi.
Sayfa 51 - Filtresiz kitapKitabı yarım bıraktı
Kişi unutamayacağı bazı acılar yaşamıştır, çıkmaza girmiştir, gelecek karanlık görünüyordur. Bu hal onun ruhunda duaya ve ibadete yönelme, Allah'la temas kurma gibi ihtiyaçların şiddetli sinyallerini verirken; kişi bu sinyalin dilini çözemediğinde , şayet bohemliğe dalmamışsa ;en azından alışveriş tutkunu,oyun bağımlısı,dizi veya maç düşkünü olur. Kalp ve ruhundaki ihtiyacı bu yollarla giderebileceğine inandığı için bunları yapar. Bu etkinliklerle gönlünü oyalarken çok geçmeden ihtiyacının hafiflemek şöyle dursun,aksine şiddetlenmiş olduğu gerçeğiyle yüz yüze kalır. Rahatlar,stres atarım düşüncesiyle yaptığı lüzumsuz alışverişler ,nihayetinde onun rahatını kaçıran birer kargaşaya dönüşür. Tatile huzur bulmaya gidip , huzurunu iyice yitirmiş olarak geri döner çoğu zaman. Dertleri unuttursun diye giriştiği etkinlikler ,unutmaya çalıştığı şeyleri daha yoğun hatırlatmaktan başka bir işe yaramaz.
Reklam
Bayramlar nasıl yaşanır ya da yaşanırdı?
Bayramdan günler önce evin hanımı tatlı, şerbet gibi ikramlık hazırlığına başlar, evin genel temizliğini yapar, evi misafir kabul edecek hale getirirdi. Küçük çocuklar, yetimler, ihtiyaç sahipleri de gözetilerek alışverişler yapılırdı. Fıtır sadakaları da bayram sabahını beklemeden verilirdi ki çocuğu genci, fakiri zengini, yetim-öksüz olanı olmayanı bu sevinçten nasiplensin, bayramı bayram eylesin.
Bir bebek istenmediği, sevilmediği, değer verilmediği, güvenebileceği bir sahibinin olmadığı bir dünyaya gözlerini açarsa, sonradan bu dünyaya güvenmesi, huzurla, keyifle, mutlu mesut yaşaması zordur. O zavallı çocuğun bu işte hiç suçu yoksa da hayat daha ilk günden ona açılan güzel yolların önünü keser. O çocuklarda sonradan ortaya çıkan duygusal açlıklarını bazen gerekli gereksiz alışverişler yaparak, bazen durmadan yemek yiyerek, bazen de madde kullanarak doyurmaya çalışırlar.
Sayfa 16
O....?
O Krezüs idi. Ona herkes Karun diyordu. Zenginliğinin sınırı yoktu. Altın sayesinde her şeyi yaptırabileceğine olan inancı, misafirinin sözlerindeki ince gerçekliği kabul etmesine mâni oluyordu. Kendisi gibi bir kral şu dünyaya kaç asırda bir gelirdi ki? Her dediği yapılan, her emri yerine getirilen kaç kral yaşamıştı şu dünyada? Altını olmasa bile önünde eğilmeye hazır bir milleti, bilabedel çalışan sayısız işçileri, toprağa bağlı karın tokluğuna bakan çiftçi aileleri ve her şeyi yaptırmayı kendine hak gördüğü köleleri vardı. Altın onun şehrinde güç ile birleşmişti. Ticaret ve tarımla ilgili pek çok buluşa hükmediyor, dünyanın her yanından uzun mesafeli alışverişler için onun şehrine geliniyordu. Hayır, hayır; Solon denen şu adamın bütün bunları bilmiyormuş gibi, culturayı öne çıkarmasına, krallığını gizliden gizliye sorgulamasına, kendisine âdeta cultura fukarası demesine müsaade edemezdi, etmemeliydi. Üstelik bunu adamlarının önünde ve sonsuz gücüne açıkça muhalefet ederek yapmıştı. Şimdi krallığın ne olduğunu bu adama öğretmek lazımdı.
İnsanlar genellikle en yakinlarina öfke duyarlar. Neden? Çünkü duygusal alişverişler en çok, en yakinimizdaki kişilerle kurulur. Bunlar kimlerdir? Annemiz - babamiz- kocamiz - kardeşlerimiz ya da çocuklarimiz.
Sayfa 148
Reklam
Hukuk yoksa...
Hukuk yoksa aslında sistem yoktur. Kirli pazarlıklar ve bayağı alışverişler vardır.
Sayfa 66 - EverestKitabı okudu
Köyümüzde okuryazar sayısı parmakla gösterilecek kadar azdı. Hele kadınlar arasında hiç yoktu... Mektup okutmanın bedeli on taze yumurta, mektup yazdırmanın bedeli ise canlı bir tavukla karşılanırdı. Bu ücret hiç değişmezdi, çünkü halkta para olmayınca, malla yapılan alışverişler enflasyon denen baş belasıyla ölçülemezdi.
Kasabada kaymakam yok.Vekillik yapan kimsede pısırık biri. Tarla planları,tarla kiralamaları,su kavgaları,alışverişler kazıklamalar, kazıklanmalar gırla gidiyor.
Sayfa 7 - YKY yayınları Nisan 2018Kitabı okudu
Toplumsal alışverişler bize kişinin dünyaya kabul ettirmek istediği yüzeyi gösterir ancak bilinçsizce yaptığı ufak tefek hareketlerden , farkında olmadan yüzünde beliren anlık ifadelerden çıkarımlar yaparak ona dair hakiki bilgilere ulaşabiliriz. Kimi zaman insanlar büründükleri maskeyi öyle kusursuz şekilde taşırlar ki gerçekten zaman içinde göründükleri kişi haline gelirler. Ama yazdıkları bir kitapta ya da yaptıkları bir tabloda asıl kimlikleri tüm çıplaklığıyla çıkar ortaya. Ondan sonra başka biriymiş gibi davranmaları sadece aptallıklarını sergileyecektir.
Sayfa 157 - İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Reklam
"Satalım bahçeyi Eftim'e," deyiverdi. Şimdi Salih ona bakıyordu; tuhaf bir ısrarla bakıyordu. Kızgınlık? Değil. Kırgınlık? O da değil. Hüküm yoktu bu bakışta. Salih anlamak için bakıyordu, sırf bunun için. Teklif akla yatkındı. Ama Niko'dan ve Eftim adına geliyordu. Acaba buna benzer teklifler ve alışverişler olmuş muydu kasabada? Olmuşsa nasıl olmuş, nasıl karşılanmış, ne yaralar açmış, hangi yaralara merhem olmuşlardı? İşin içinden çıkamıyor, gönlü Niko'dan şühelenmeye razı olmuyordu. Mırıldandı: "Sağol... Ama bir düşünüp taşınayım. Sonra sen anamın dediğine bakma. O öyle der, ama hak anamındır. Bir danışmam lâzım.. ona da büyüklere de..."
Bir sokaktaydık . Kalabalık bir sokakta. İnsanların, daha çok ve daha hızlı alışverişler adına birbirlerini çekiştirerek yürüttüğü bir semtteki yaya yolunda. Konuşuyorlardı. Kahkahalar atıyor ve pazarlık yapıyorlardı. Etraftaki caddelerden araba sesleri geliyordu. Bazıları yeni çalıştırılıyor, bazılarının frenlerine basılıyor, bazılarının da camları açılıyor ve içlerindeki müzik, dolu bir kül tablası gibi dışarı boşaltılıyordu. Bütün sesler birbirine karışıyor ve kulaklarımıza saplanmak için yarışıyordu. Hepimiz şehrin gürültüsü altında eziliyorduk.
“Aşk akut bir hastalıktır. Ani başlar ve çok gürültülü seyreder. Tansiyon yükselir, kalp hızlanır, nefes alışverişler sıklaşır, yanaklar pembeleşir, vücut ısınır. Böyle akut bir duruma insanoğlu bir ömür nasıl dayansın? Böyle bir heyecan yıllar boyu sürecek olsa, kalbimiz ne çok zarar görürdü bu durumdan. Yani uzun lafın kısası zamanla bu duruma beden ve ruh uyum sağlar ve âşık olunan kişi karşısında duyulan heyecanlar yavaş yavaş kaybolur. Ve aşk kronikleşir... Kronikleşince de aşk olmaktan çıkar sevgiye, güvene, huzura ve alışkanlığa dönüşür.”
Aynı toplumun üyesi olan tüketici toplulukları
Örneğin Madonna hayranları bir tüketici kabilesidir. Kendilerini büyük ölçüde Madonna konserlerin biletleri, CD'ler, posterler, tişörtler, cep telefonu zil melodileri satın alarak tanımlarlar, yani alışverişler. Beşiktaş taraftarları, vejeteryanlar ve çevreciler de bu duruma verilebilecek örneklerdir.
Sayfa 359Kitabı okudu
464 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.