Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
reşit galip..
Türk aydınlanmasının Kuvvacı fedaisiydi. Rodos doğumluydu. İtalyanlar Trablus Savaşı sırasında oldu bittiye getirip Rodos’u işgal edince, henüz 17 yaşındayken doğduğu toprakları kaybetmenin acısını yaşadı. Kayıkla Marmaris’e geçti, İzmir’e geldi. Bugün Swissotel Büyük Efes’in hemen karşısında yeralan ve Ticaret Lisesi olarak eğitim veren Fransız
İnsanlar üzerine şunu söyleyebiliriz: kuramlar değiştiği ve parçalandığı zaman; okullar, felsefeler ve düşüncenin ulusal, dinsel, ekonomik dar ve karanlık yolları gelişip dağıldığı zaman, insan ileriye uzanır, ıstırapla, bazen yanlışlıkla sendeleyerek adımını atar. Adımını ileri attıktan sonra geri kayabilir, ama sadece yarım adım, hiçbir zaman tam adım geriye gelmez. Bunu savunabilir ve buna inanabilirsiniz. Kapkara uçaklardan atılan bombalar pazar yerinde patladığı zaman, tutsaklar domuzlar gibi birbirine sokuldukları zaman, ezilmiş vücutların kanları tozların üstünde pis pis süzüldüğü zaman bunu anlayabilirsiniz. Bunu ancak böyle anlayabilirsiniz: Eğer ileriye doğru adım atılmasaydı, eğer insanlarda ilerleme açlığı olmasaydı, bombalar patlamaz, insanlar birbirlerinin boğazlarına sarılmazlardı. Bombardıman uçakları var oldukları halde, bomba atmazlarsa asıl o zaman korkun... Çünkü, her bomba, o ruhun hâlâ õlmediğini ispatlar. Ve büyük mal sahipleri varken, grevlerin durmasından korkun... Çünkü, her yenilen küçük grev, atılan adımın atıldığını ispatlar. Özellikle şunu unutmayın: Insanın kendisi, bir ülkü uğrunda ıstırap çekmez ve ölmezse korkun, çünkü bu tek nitelik, insanın temelidir ve bu tek nitelik, insanı evrendeki bütün öteki şeylerden ayırır.
Sayfa 185Kitabı okudu
Reklam
Kalbindeki iyi ve doğru ise hayra ulaşmış olduğun için sevin. Öyle değilse her türlü hayrı kaçırdın demektir. Zira Aziz ve Celil olan Allah, "İnsan düşünmez mi ki kabirlerde bulunanlar diriltilip dışarı atıldığı zaman ve kalplerde gizlenenler ortaya konduğu zaman hali ne olacak!" (Adiyat, 100/9-10) buyurmuştur. Demek ki asıl önemli olan kalptekidir
"... Eğer doğru kimselerseniz biliniz ki,sizi imana erdirdiği için asıl Allah size lütufta bulunmuştur." Hucurât, 49/17
Şimdiye kadar tarafını seçmiş olman lazım.Asıl soru şu:Doğru tarafta mısın? Eğer doğru tarafı seçtiysen bulunduğun tarafın hakkını veriyor musun?
Bir milletin asıl çöküşü, yok oluşu
manevi ve ahlaki bakımdan acil önlemler alınmazsa, yok olma uçurumuna doğru gideceğiz.
Sayfa 75
Reklam
Keşke depremler var olmasaydı diye düşünülebilir insan. Oysa yerkürenin içindeki yüksek basıncı safha safha dışarıya çıkaran en önemli faktör depremlerdir. Deprem kuşaklarına şehirler inşa eden , binalarını yetersiz malzemelerle yapan insanoğluna ne demeli? Asıl suçlu deprem değil, onlardır. İnsanoğlu şehirleri doğru yerlere, yeterli malzemelerle inşa etmiş olsaydı, depremlerin insan için bir eğlence ve sanat olayına dönüşecekti . Yaşlı küremiz dansını ortaya koymaya başladığında, herkes gözlerini dört açacak ve bu ilahi farklılığı seyretmenin tadına doyamayacaktı.
“Asıl hikâye şarkıyı her zaman doğru çalıp tamamlamak değildi. Asıl hikâye müziği arzuyla ve tutkuyla hissetmek ve yeniden bir başka notada yakalamaktı. Yani müziği yaşamaktı. Hayatı olduğu gibi...”
İnsanlar,bu dünyada asıl yurtlarına doğru deniz yolculuğu yaparken bazı ihtiyaçlarını temin etmek üzere bir adaya uğrayan yolcular gibidir.Bu yolculardan bir kısmı ihtiyaçlarını giderip hemen gemiye döner ve en rahat yerlere otururlar; bazıları adanın güzelliklerine kapılıp oyalanırlar,bu yüzden gemiye geç geldikleri için hem uygun yerler bulamazlar hem de adadan topladıkları çiçekler, kıymetli taşlar yolculuk boyunca başlarına dert olur.Bir grup ise gemiyi büsbütün unutarak tabiatın çekiciliğine kendile­rini kaptırır ve geminin kalktığını bile fark edemezler;sonunda acılar içerisinde kıvranarak ölürler.İşte dünyanın çekiciliğine kapılarak ölümden sonraki hayatı unutanların akıbeti budur. "
Sayfa 17 - Hayygrup Yayıncılık
Asıl akrabalık, ruh arkadaşlığıdır. İnsan kendi manasını bulduğu kimseye doğru yönelir, yakini olur.
Reklam
Asıl önemli olan şey korkumuzun esiri olmamak. Bu korkuyu inkâr etmemize, yok saymamıza gerek yok; fakat bir yandan da benliğimizin başka bir parçasını işleyerek tercihimizi hedeflerimize doğru ilerlemekten yana kullanabiliriz.
İslam Filozofu Kindi, Gemi Yolcuları istiaresiyle şunu anla­tır: 'İnsanlar , bu dünyada asıl yurtlarına doğru deniz yolculuğu yaparken bazı ihtiyaçlarını temin etmek üzere bir adaya uğrayan yolcular gibidir . Bu yolculardan bir kısmı ihtiyaçlarını giderip hemen gemiye döner ve en rahat yerlere otururlar; bazıları adanın güzelliklerine kapılıp oyalanırlar , bu yüzden gemiye geç geldikleri için hem uygun yerler bulamazlar hem de adadan topladıkları çiçekler , kıymetli taşlar yolculuk boyunca başlarına dert olur. Bir grup ise gemiyi büsbütün unutarak tabiatın çekiciliğine kendile­rini kaptırır ve geminin kalktığını bile fark edemezler; sonunda acılar içerisinde kıvranarak ölürler . İşte dünyanın çekiciliğine ka­pılarak ölümden sonraki hayatı unutanların akıbeti budur . "
"Bir sofunun din ateşinin başlıca nedeni cennet ve cehennem olabilirdi ama inançlı insanların büyük çoğunluğunu oluşturan dindar kitleye göre asıl mesele cennet ve cehennemden önce, doğru ve yanlıştı."
Sayfa 272 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Geleceğimizin güvenceleri, yurdu asıl aydınlığa boğacak olan sizsiniz.
Ankara'dan, 17.08.1919, 880 numaralı şifre telgrafında: "Eğer Mustafa Kemal İstanbul'a genel bir emir vermezse... Belki ters bir durum olur. Buna dikkatinizi çekerim. Bu rolü, siyaseti çok daha iyi yürüten bir... (okunamamış sözcükler) " Erzurum'dan, 19.08.1919, Mustafa Kemal'in yanıtıdır: "Ulusal isteklere bağlı ve uygun olmayan kararlar hiçbir zaman ulusça kabul edilir olmayacağından, ... , ulusal isteğin bir arada tek bir isteğe yönelmesini beklemeden hiçbir konuda yetkili görünmemiz doğru değildir. ... yetkili olabilecek bir hükümet, ancak ulusal egemenlik ilkesini kabul eden ve bir ulusal meclisin varlığını onaylayarak ona dayanma yolunu tutan bir hükümettir. " (Sayfa 70) 22.04.1920, Atatürk'ün bildirimi: Allah'ın yardımıyla Nisan'ın 23. Cuma günü Büyük Millet Meclisi açılarak görev yapmaya başlayacağından, anılan günden başlayarak askeri ve sivil bütün makamlarla, tüm ulusun tek başvuracağı yerin belirtilen Meclis olacağı bilginize sunulur. (Sayfa 295) "Hükümet, ulusal egemenlik temeline dayanan halk hükümetidir; Cumhuriyet'tir. " (Sayfa 299)
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.