Şimdi bu analizde aşkı anlatmam gerekiyor. Sevmenin ve sevilmenin ne demek olduğunu, insanların nerelerine dokunduğunu söylemem gerekiyor. Bilmem ki adına aşk dediklerinin tarifi olur mu olursa adı aşk olur mu? Bilmem ki insanlar ilk nereleri ile neleri ve bir insan da nereleri severler. Ben kendimden yola çıkarak anlatmak isterim. Benim için
Öncelikle tesirinden uzunca bir müddet çıkamicağımı düşündüğüm ender kitaplardan (Martin Eden ,Böyle Söyledi Zerdüşt) bir tanesi.
Bu 3 kitabın ortak özelliğinden de anlaşıldığı üzere başarı hakkında sayısız makaleler, kitaplar ve incelemeler okuyup , başarılı olmak adına yapılmış envai çeşit videolar ve başarılı olmuş insanların gerçek
YouTube kitap kanalımda psikoloji kitaplarına nereden başlayabileceğinizi anlattım: ytbe.one/d2xQVSEUsUU
Bu incelemeyi sizin yorumlarınız yazdı. Nasıl mı?
Kitabın yazarı Frankl'a göre her insanın anlam arayışı kendisine özgüdür. Buradaki okurlara şu soruları sordum: Kendi anlamınızı nerede arıyorsunuz? Gelecek için bilinçli çocuklar
Evet, bugün gene buram buram tarih kokan bir İskender Pala kitabı incelemesi için birlikteyiz arkadaşlar. İskender Pala’nın kendisi ile olmasa da, romanları ve kalemi ile ilk defa "Abum Rabum" #30305965 sayesinde tanıştım. Şahsen çok beğendiğim Abum Rabum sonrasında okumuş ve incelemiş olduğum kitap türlerine
Bizi okuyan, okuyacak olan herkese merhaba. Biz kim miyiz? Az bekleyin ya da beklemeye ne hacet kendimden başlayarak tanışalım sizlerle, sonrasında söz diğer arkadaşlarda.
Ben Neşe Cengiz 'in kitabına da adını verdiği ilk öyküsünün kahramanı Alaaddin. Evet evet buna lütfen dikkat edin Alattin değil Alaaddin.
Küçük Emrah film repliklerini az
Emile Zola, natüralist yazarlardan, hatta bu akımın öncülerinden demek doğru olur. Yahudi asıllı Dreyfus isimli yüzbaşıyı savunduğundan dolayı ülkesi Fransa yı terk edip, İngiltere de yaşamak zorunda kalmıştır. Daha sonra yaşamının ilerleyen senelerinde bu davadaki tutumun doğru bulunması ve davanın tersine dönmesi nedeniyle ülkesine tekrar
Mevzu, Dostoyevski ve onun eserleri olunca Stefan Zweig in düştüğü müşkülatı çok daha iyi anlıyorum. Budala gibi bir esere inceleme yazmak ha. Hadi bakalım kolay gelsin, bana ve size.
1- Dostoyevskiyi tanımadan yapılacak her inceleme , muallakta kalmaya mahkumdur. İddialı mı oldu. Oldu. Ama doğrusu da bu.
2- Emile Michel Cieron , Burukluk adlı
Herkesin bildiği ekseriyetin okuduğu popüler kitaplardan olan Sabahattin Ali’nin 3. Romanı Kürk Mantolu Madonna popülerliğini bilinçsiz okuyucuların entelektüel görünme çabasından değil; üslubunun güzelliği, özellikle beni en çok etkileyen kişilik tahlilleri, hikâyesi ve sanatsal değerinden dolayı kazanmış, yayımlandığı günden bu yana toplumda
...
Hatırladığım kadarıyla, Toronto'nun Ontario Gölü kenarındaki sanat merkezi Harbourfront'ta geçen bir perşembe gecesiydi. Harbourfront'un edebiyat faaliyetlerinden sorumlu sanat yönetmeni Greg Gatenby, Paris'teki iki dilli bir Kanada kitapçısı olan Abbey Kitabevi'ni destekleyen bir okuma günü düzenlemişti. Toronto'nun ünlü yazarlarından çoğu,
Sabahattin Ali'ye göre aşk: bütün mantıkların dışında ve tarifi imkansız olan mahiyeti bilinmeyen bir şeydir. hoşlanmak ve sevmek başka, istemek bütün ruhu ve vücuduyla her şeyi ile istemek çok daha başka bir şeydir. ve sabahattin Ali'ye göre de aşk böyle büyük bir şekilde istemektir. yani önlenemez bir istemektir.
_
Oscar Wilde göre aşk: Karşılıklı bir yanlış anlamadır.
_
Jean-Paul Sartre'ye göre aşk: iki insanın bilinçlerini birleştirme çabasıdır. Boşuna bir çaba, çünkü insan kendi bilincine mahkumdur.
_
Haruki Murakami'ye göre aşk: Makarnadır. ( Bence çok haklı bir tanım )
_
James Joyce'a göre aşk: Aslında hiç doğal olmayan bir olgudur ki kendini nadiren tekrar eder; ruh yeniden bakire kalamayacak hale gelir ve bir başkasının ruhundaki okyanusa dalacak gücü kendinde yeniden bulamaz.
_
Montaigne göre aşk: Aşk dediğimiz şey, arzulanan bir varlıkta bulacağımız tada susamaktan başka bir şey değildir.
_
Henry de Montherlant'a göre aşk: Ovaları kaplamış olan çok büyük ordulara benzer. Daha dün bütün görkemiyle orada dururken bugün bakarız, yerinde yeller eser.
_
Johann Wolfgang Von Goethe'ye göre aşk: Zaman kaybından başka bir şey değildir.
_
Son olarak ben aşkın tanımını yapabilecek kadar pişmedim . Tıpkı Eugene Delacroıx'ın da dediği gibi, "Aşkı anlatabilmek için yeryüzünde var olan dillerden çok farklı bir dil gerekir." Henüz bu dile erişebilmiş değilim :))
~~~~~~~~~~KİTÂB-I AŞK~~~~~~~~~~
Türk ve Dünyâ Edebiyatı’ndan aşka, sevdâya, muhabbete dâir alıntılar... Katkıda bulunmak arzu eden sevgili okurlar davetlidir; lütfen buyrunuz!..
1
Sevgiliye sadakatin özü ve özeti, aşkını sır gibi saklamak, iyilik gördüğünde de, kötülük gördüğünde de bu tavrı değiştirmemektir...
Kitab-ı Aşk, İskender Pala
Ahmed Arif
Nice aşklar okudum , nice aşklar tanıdım ama göremedim senin kadar güzel seveni .... Her satırını okurken içimin yandığını hissettim bu ne güzel sevdaymış, bu ne güzel bütün imkanları imkansızlaştıran , bütün aşkları unutturan bir aşkmış. Her cümlede sevdiğini anmak .... Sen aşkların en imkansızını sevmişsin , bütün olmazlara rağmen ne güzel sevmişsin... Ne acı sevilmediğin. Sen Aşk'ın , sevdanın , umudun anlamısın Ahmet Arif. Sen en güzel Aşık, sen bütün aşkların en güzel tarifisin sevilmemişliğine rağmen en güzel sevdanın anlamısın.... Seni tanımlamak ne zormuş meğer Aşkın en güzel tarifi
Yorgunsun… Bu dünyaya hiç de haberin olmadan geldin yıllar, yıllar önce. Bir ailenin en küçük üyesiydin o zamanlar. El bebek gül bebek büyütüldün. Ağladığın da oldu elbet, karnın acıktığında ya da altına yaptığında.. Herkes seni susturmak için pervane oluyordu etrafında, yüzünü güldürmek için yapmadıkları şebeklik kalmıyordu. Pek tabii üzüldüğün