Mahrumiyet Oteli / Ersin Doğan
Kitabımın adı hüzünlü bir yolculuk olacağının habercisiydi aslında. Mahrumiyetler… Sevgi, ilgi, aile, dostluk gibi yoksunlukların yerini başka şeylerle doldurmak mümkün olmuyor. Eser de bu tema üzerine kurulu.
Hayatın kendisine biçtiği rolle yetinmeyenler bir gün geçmişin rövanşına mutlaka alırlar. Kimi zaman bu mutlu son getirir kimi zaman da hüsran ama ne olursa olsun yarım kalan ve acıtan bir defter artık kapanmıştır ya bu bile ferahlamaya yetecektir aslında.
Eser;
Leman, Gölge, Derviş Baba ve Kardan Adam’la sırlarla dolu bu otelde sıra dışı bir konaklamaya davet ediyor bizi.
Evsiz çocuklar, yaptığı yanlıştan dolayı evladına sırtını dönen aileler ve varolma çabasındaki güçlü kadın mücadelesi beni hem üzdü hem de uzakta da olsa umuda sürükledi.
Heyecanı çok yüksek bir romandı. Finalinde bile iki kez şaşırttı beni. Film tadında soluksuz okudum. Yayıneviyle de tanışma kitabım oldu ayrıca. Baskı ve sayfa kalitesi birçok yayınevine örnek olacak nitelikte. Demem odur ki her anlamda kocaman bir iyi ki Kıymetli yazar @ersin_dogan1 Bey’in diğer eserlerine de merakla bekliyorum.
#alıntılarım
Madem buranın hamuruna ilim irfan katılsın istiyorsunuz o zaman önce büyük bir kütüphane yapın.
Ben en çok sonbaharı seviyorum. Bana, evrenin bile renkleri solabiliyorken kendi kaderimi ağlamamın anlamsızlığını hatırlatıyor.
Bu yaşıma kadar öğrendiğim bir şey varsa o da görünenle görünenin ardında bekleyenin her zaman farklı olduğudur
@ersin_dogan1 @angeyayinlarikitap
#mahrumiyetoteli #ersindoğan #angeyayınları
Kitabın sonlarında hüngür hüngür ağladım. Yedi sekiz yaşlarında adı verilmemiş bebekken annesi, babası tarafından terk edilip dedesine verilmiş kalbi iyilik dolu bir çocuk. Çocuk kalbinde derin yaralar var her günü Orozkul adlı eniştesinin çocuğu olmuyor diye eşini, yani çocuğun teyzesini dövmesiyle, küfürleriyle bağırışlarla sarhoşluklarıyla
Bir kitaba koyulabilecek iddialı bir isim: “İyi aile yoktur.” Okuyunca, kitabın ismine hak veriyorsunuz. Sadece ebeveynlerin değil, herkesin okuması gereken bir kitap. Bir çocuğa en büyük yaraları en yakınındakiler açsa bile hepimiz bir şekilde çocuklarla muhatap oluyoruz ve minicik bir davranışımız o çocuklarda büyük etkiler yaratabiliyor. Bundan
Kitabın ilk bölümünde yazar Nazi soykırımı sebebiyle Polonya’daki Auschwitz toplama kampına gönderilmesiyle başlayan özyaşam öyküsünü gerçekliğiyle bizimle paylaşıyor.
Gaz odalarında, krematoryumlarda yapılan katliamlar, gardiyanların, ustaların tutuklulara davranışları, açlığın, susuzluğun raddeleri, yüreği fazlasıyla sızlatan işkenceler,
Gurur ve Önyargı.. Sizin hayatta evlilikten başka hiçbir gayeniz yok mu yahu dedirten Jane Austen romanı.
İncelememe öncelikle kitabından isminden bahsederek başlamak istiyorum. Bu kitap önceleri Aşk ve Gurur adıyla bildiğimiz kitabın aynısıdır. İnternette dolaşırken gördüğüm kadarıyla farklı kitaplar olduğunu düşünüp farklı yayinevlerinden aynı
Franz Kafka'nın 1915'te yayımlanan kitabı Dönüşüm, bir sabah işe gitmek için uyandığında kendini böceğe dönüşmüş olarak bulan Bay Samsa'nin trajik hikayesini anlatan kısa ama anlam yüklü öykü kitabıdır.
Gregor Samsa kendi halinde bir adamdır.
Anne baba ve kız kardeşiyle aynı evi paylaşmaktadır.
Bir sabah uyandığında kendi bedeninin dev bir böceğe dönüştüğünü görür.
Babası anlam verememekte annesi baygınlıklar geçirmekte ve kız kardeşi ise ağlayıp kahrolmaktadır.
Bay Samsa’nın bu haline alıştıktan sonra ise ne acıma ne üzüntü kalır. Kimse onu görmek istemiyor ona kızgınlık duyuyor ve mümkünse yok olmasını diliyorlardır..
Aslında yaşadığımız dönemde hepimiz bir George Samsayız. Eğer topluma yararlı ve faydalı olursak insanlar tarafından sevilen ve saygı duyulan bir birey oluruz ama eğer toplumun bize yapmaya zorladığı şeyleri reddedersek George Samsa gibi dışlanır ve hayattan soyutlanırız. Bu yönden kitap yaşadığımız hayatın özünü bize gösterdiğini söyleyebiliriz.
Franz Kafka'nın; böcek metaforu üzerinden, ana akımından ayrılana karşı, toplumun duyduğu hoşgörüsüzlüğü, dışlanmışlığı vurgulayan, herkes gibi olmak istemeyenlerin yaşadığı trajediyi anlatan, farklılıklara duyulan tahammülsüzlüğü gözler önüne seren şahane bir eseri.
Son olarak kitap beni çok üzdü, sonunun böyle olmasını beklemiyordum. Kitapta bir neden ve niçin bağlantısı yok, aslında gerek de yok. Çünkü soyut olarak çıkarılabilecek bir çok ders var. Özetle.... güzeldi.
Ruhunuz ve çiçekleriniz hiç solmasın.
DönüşümFranz Kafka · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2022222,8bin okunma
Bu kitaba başladığım anda Sabahattin Ali'nin hemen hemen tüm eserlerinde gördüğüm; karamsarlığı, içinden çıkılmaz sorunları, kötü sonları görmeyeceğimi sandım. İşte Sabahattin Ali'nin aşık hali nasıl da güzelmiş, nasıl da umutluymuş diye düşünürken sonra ki mektuplarında hayatın gerçekleri Sabahattin Ali'nin aşkına da gölge düşürmeye çalıştığını fark ettim. Hep sürgün gibi bir hayat yaşaması, maddi sıkıntılar, yazdıklarından ve düşüncelerinden dolayı; hapis cezaları ve mahkemeler...
Ve tüm bunlara rağmen mükemmel bir eş ve mükemmel bir baba olma çabası... Eşi Aliye hanım ve kızı Filiz dünyanın hem en şanslı hem de Sabahattin Ali'nin o kötü ölümünden dolayı en şanssız insanları galiba.
Bu kitapla beraber bir kez daha hayranı oldum kendisinin. Bir kez daha üzdü beni ve bir kez daha iyi ki yazmışsın iyi ki bu eserleri bırakmışsın dedirtti bana.
Buradan bir arkadaşın önerisiyle okudum bu kitabı. Bende sizlere öneriyorum:
Okuyun mutlaka.
SPOİLER!!!
Her bakımdan başkalarından farklı olmaya çabaladığın halde ayırt edici özelliğin yok, çünkü sen de birçokları gibisin Bay C.
Ukalasın, tacizcisin, başkalarının bedenine ve ruhuna izinsiz dokunursun, her şeyi sen bilirsin, insanların nasıl hissettiği umrunda bile değildir, kimsenin seni anlamadığından şikayet eder durursun. Söylesene
1950 Kuşağı'nın ilk kadın öncüsü Nezihe Meriç'in yaşamdaki yürüyüşü 85 yıl sürdü. Arkasında bıraktığı büyük edebi mirasın yürüyüşü ise geleceğe doğru uzanıp gidecek. Yola öyküyle çıkmıştı, sonrasında edebiyatın çeşitli dallarında çok sayıda eser verdi; öyküyü de bırakmadı.
Alacaceren hakkında neler yazacağımı düşündüm bir süre,
"Ne bir yıldız süsler bu ülkeyi bir şairin gizemli parıltısıyla, ne de güneş yaşam dolu ılık ışıklarını gönderir buralara.
Burası Karanlıkaltı'dır; Unutulmuş Diyarlar'ın telaşlı yüzeyi altındaki gizli dünya."
Drizzt Efsanesinin ilk kitabı. Anayurt - Unutulmuş Diyarlar. Kitabı 1000K' da oluşturulmuş kitap okuma etkinliklerinin
Oblomov , tembelliğin kelime manası olan bir karakter, kendisinde hiçbir şey yapma gücü bulamayan, daha küçüklükten bu şekilde yetiştirilmiş bir çocuk.
Elbette burada ailenin yetiştirme tarzıyla alakalı önemi de çok açık bir şekilde görmüş oluyoruz.
Kitabın bir yerinde " Ştolts Oblomov'a karşı isyandı" diyordu. Bu kadar zıt iki
Faruk Duman okumaya devam ediyorum.Geçen hafta Kırk adlı eserini büyük keyifle okumuştum, bugünse Ve Bir Pars Hüzünle Kaybolur, hem keyif verdi hem de beni üzdü açıkçası. Keyif verdi; çünkü yazarın en sade eseri olarak, en anlaşılır, en net eseri olduğu için okuması en kolay kitabı bir yandan da, bu da beni çok zorlamadığı için diğer eserlerine
Kitaptaki anlatıcı yazarı yakından tanıyanlar için çok tanıdık gelecek, yazarın kendisi mi acaba diye. Kitap içinde birçok şeyde de çok fazla yakınlıklar ve çevremizden benzerlikler var, o kadar yakınlıklar, benzerlikler var ki bunları görüp düşünmemek de elde değil. Okuduktan sonra farkına varacağımız, varmamız gereken çok şeyler olduğunu