Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Aşk nedir? Freud: “Libidodur.” Mevlana: “Ben ol da bil!” Platon: “Ciddi bir akıl hastalığıdır” Descartes: “Ruhun bir heyecanıdır” Aristofanes: “Diğer yarımızı aramaktır” Oscar Wilde: “Karşılıklı bir yanlış anlamadır” Goethe: “Zaman kaybından başka bir şey değildir.” Sokrates: “Gençler için trajedi, ihtiyarlar için komedidir.” Tolstoy: “Daima kişisel yararlar duygusundan vazgeçme halidir.” Ahmet Hamdi Tanpınar: “Hayatın içimizde gülümseyen yüzüdür” Sophocles: “Hayatın ağırlığını ve acısını unutturan tek bir sözcüktür” Chamfort: “Karşılıklı iki geçici hevesten iki vücudun yakınlaşmasıdır” Schopenhauer: “İnsanın türünü sürdürebilmesi için kurulmuş bir tuzaktır”
Kant'ın ve Schopenhauer'un bir Tanrı'nın var olduğunu kanıtlamanın imkansızlığına yönelik iddialarını zihnimde tekrar gözden geçiriyor, bu iddianın geçerliliğini sorguluyor ve iddiayı çürütüyordum. Sebep, diyordum kendi kendime, zaman ve uzay gibi bir düşünce kategorisi değildir. Eğer ben varsam bunun bir sebebi ve o sebebin de başka sebepleri olmak zorundadır. Her şeyin ilk sebebi ise insanların "Tanrı" dedikleri şeydir. Bu düşünce üzerinde bir süre durdum ve bütün varlığımla o sebebin varlığının ayırdına varmaya çalıştım. Beni var eden bir gücün olduğunu kabul eder etmez de yaşamaya devam edebileeeğimi hissettim. Ama kendime şunu sordum: "Bu sebep, bu güç nedir? Onu kafamda nasıl canlandırmalıyım? Benim Tanrı dediğim o şeyle ilgim nedir?" Sadece bildik yanıtlar aklıma geldi: "O yaratan ve esirgeyendir." Bu cevap beni tatmin etmedi ve içimde var oluşum için gerekli olan bir şeyleri yitiriyor olduğumu hissettim. Dehşete kapıldım ve kendisini aradığım O'na bana yardım etmesi için dua ettim. Ancak ben ne kadar dua ettiysem, O'nun beni işitmediğini ve çağrımı kimsenin muhatap almadığını o kadar iyi anladım. Ve yüreğimde Tanrı'nın olmadığına dair bir ümitsizlikle şöyle dedim: "Tanrım bana merhamet et, beni koru! Tanrım bana bilmediğimi öğret!" Ne var ki, hiç kimse bana merhamet etmedi.
Reklam
_Derin acılar, insanı seçkinleştirip diğer insanlardan farklı kılar. _Wagner, çok derin acılar çeken biri – diğer müzisyenlerden üstün yanı da bu. Her alanda Wagner'e ve bestelediği müziğe hayranım. _Derin acılar çekmiş her insanın ruhsal iğrençliği ve gururu, bir kişinin ne kadar acı çektiği, neredeyse onun değer dizgesi içerisindeki yerini
_Sanatın yaratıcı gücü, doğadan, sanatçının eli değmeden, kendiliğinden çıkar ortaya. Her sanatçı, doğanın özünde bulunan sanat nitelikleri karşısında, Aristoteles'in deyimiyle bir "öykünücü"dür. O, ya Apollo'ca bir düş sanatçısı, ya Dionysos'ca bir coşkunluk sanatçısı ya da hem coşkunluk hem de düş sanatçısıdır. _Apollo,
( Marques de Sade > Max Stirner > Nietzsche )
_Ben düşüncesizim. _Hiçbir şey benden üstün değildir! Hiçbir şey beni aşacak yücelikte değildir. _Benim eylemlerimi komuta etmek, nasıl davranmam gerektiğini söylemek hiç kimsenin üstüne vazife değildir. _Ben tamamlanmamış bir tinim ve mükemmel tin için çaba göstermeliyim.
_Tanrı, ilk ateisttir. E. Hubbard _Din, gönüllü köleliktir. Herzen _Burada bir ateist yatıyor. Giyinip kuşanmış hazır, ama gidecek bir yeri yok; ne cennet ne de cehennem. Mezar taşı _Çürümüş bedenimden çiçekler çıkacak ve ben de onların içinde olacağım. E. Mumch _Bir zamanlar ateist olmak istemiştim. Artık vazgeçiyorum. Adamların tatili yok! H.
Reklam
Ben biliyorum cevabı :)
§ "Soyut tasarımlara yetenekli oluşu insanı bütün hayvanlardan ayırır." Îlavem: Fiziki ihtiyaçlarından öteye gidemeyen, hiçbir somut ya da somut konuda varlık göstermeyen insan nedir? :) :) §
Sesli KitapKitabı okudu
_Bazı insanlar kendi güneş sistemlerinde yaşarlar. Onları orada ziyaret etmek gerekir. _En derin denizlerde boğula boğula becerirsin tek bir nefesle yaşamayı. En yüksek uçurumlardan düşerken öğrenirsin uçmayı. En derin yaralarla başlar en derin gülücükler. _Sevdiğiniz insanları düşünüyorsunuz, ama daha derine inin, sonunda sevdiğinizin onlar
_Her inanç, Putperestliktir. _İster bir ağaç ya da taştan bir put yapın, isterse onu soyut kavramlardan oluşturun fark etmez. Hepsi birdir. Değil mi ki önümüze kurban sunduğumuz, yakarıp şükrettiğimiz kişisel bir varlık koyuyoruz. Bu nihayetinde putperestliktir. Aslında ister koyunumuzu isterse istek ve eğilimlerimizi kurban edelim, bu çok büyük
_Hissedebileceğiniz en güzel şey, hayatın esrarlı tarafıdır. Sanatın ve bilimin beşiğinde, bu ana duygu vardır. Onu bilmeyen, dünya karşısında şaşkınlık ve hayranlık duymayan kimse, ölü gibidir. _Delilik şüphesiz aptallıktan daha iyidir, delilik var olmuş bir zekânın yok oluşudur. Aptallık ise var olmamış bir zekânın var olmamaya devam
Reklam
_Eristik Diyalektik: Haklı çıkmak ve kazanmak amacıyla yapılan tartışma sanatıdır. Önemli olan doğru değil dinleyiciyi ikna etmektir. Eris, yunan mitolojisinde anlaşmazlık tanrıçasıdır. _Diyalektik bir konuşma sanatıdır. Onun aracılığıyla bir şey çürütülür ya da ispatlanır ve bu konuşmacıların soru ve cevaplarıyla yapılır. Diyalektiğin görevi,
_Medeni dünyamız, şövalyelerle, askerlerle, avukatlarla, rahiplerle, filozoflarla ve daha bilmediğim başkalarıyla karşılaştığınız büyük bir maskeli balodan başka nedir ki? Fakat göründükleri kişiler değillerdir bunlar; sadece birer maske ve kural olarak da onun arkasında daima servet avcılarıyla karşılaşırsınız. Örneğin birisi hukuk maskesini
_Hayat = Istırap ve sefalet. _Göz kamaştırıcı şatolarında zenginlerin şatafatı bile, aslında hayatın özünden, mutsuzluk ve sefaletten kurtulmanın beyhude bir çabasından başka bir şey değildir. _Hayatın anlamı, aslında hiçbir anlamı olmadığı. Sanatın hayatı katlanabilir kıldığını; sanat ile kısa süreliğine dahi olsa, sonsuz bir çabalama ve arzu
_Her inanç, Putperestliktir. _İster bir ağaç ya da taştan bir put yapın, isterse onu soyut kavramlardan oluşturun fark etmez. Hepsi birdir. Değil mi ki önümüze kurban sunduğumuz, yakarıp şükrettiğimiz kişisel bir varlık koyuyoruz. Bu nihayetinde putperestliktir. Aslında ister koyunumuzu isterse istek ve eğilimlerimizi kurban edelim, bu çok büyük
_Uyanmanız için ne kadar çok tiksinti biriktirmemiz gerekiyor? _Nerede tükettin ömrünü? Bir hareketin hatırası, bir tutkunun işareti, bir maceranın parıltısı, güzel ve firari bir cinnet - geçmişinde bunların hiçbiri yok; hiçbir sayıklama senin ismini taşımıyor, seni hiçbir zaaf onurlandırmıyor. İz bırakmadan kayıp gittin; senin rüyan neydi
88 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.