Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Hikayeci: Heinrich Böll
"Ama bu yasa yeni," diye cevapladım. "Otuz altı saat oldu çıkalı," dedi. "Bilirsiniz ki, yasalar ilan edildikten yirmi dört saat sonra yürürlüğe girer." "Ama böyle bir yasadan haberim yok benim." "Haberiniz olmayışı cezadan kurtarmaz sizi. Yasa önceki gün bütün hoparlörlerle, bütün gazetelerle ilan edildi ve..."
Sayfa 52 - Kafe Kültür Yayınları, 1. Baskı: Şubat 2015, İstanbulKitabı okuyor
“Bütün büyülerden bir şey, bir tek şey öğrendim ki büyü insandadır. Büyü insanın gözündedir. Büyü insanın kulağında, burnunda, yüreğindedir. Dünyanın en güzel büyücüsü, o sevgiyle dopdolu olan insanın gözünde, burnunda, yüreğini kökündedir. Poyraz, düşünceye dalmış, beynin daha neler olduğunu düşünüyor, kendi kendini bülendim de yüreğimden haberim mi yok, diyordu. Bir insanın yüreğinde olduğuna göre, beni yüreğimden mi vurdu? Büyü, nsanın yüreğindeki sevgi mi, acımama mı, büyü, insanın yüreğini dolduran bir tanyerinin ışığı, seher yerinin insanı sevinçten deli eden, dünyaya olan tutkusu, kara sevdası mı?”
Reklam
Sarayda şarbon hastalığı
Sultan Hamid'in hususi operatörlüğüne tâyinimden birkaç sene sonraydı. Bir gün Hünkârın en sevgili gözdesi hastalanmış. Ecnebi saray hekimlerinden biri bakmış: «Ehemmiyetsiz bir çıban, låpa koyunuz, geçer!» demiş! Ama, kadıncağız bu tedavi tarzıyle iyi olmamış. Üstelik sırtındaki yara büyüdükçe büyümüş… Padişahın vehmi, malüm… Hünkâr telâşa
…Yirmi kadar öğrenci gözlerini bana dikmiş hipnoz uygulamamı bekliyordu! Yarım saat kadar bekledikten sonra, hastayı uyandırmak istedim. Uyanmıyordu. Çok telaşlandım. İstemeden gizli bir psikozu uyandırmış olabileceğim aklıma geldi. On dakika kadar uğraştıktan sonra kadını uyandırabildim. Bir yandan da, öğrencilerin ne denli gergin olduğumu anlamamaları için uğraşıyordum. Kadın kendine geldiğinde başı dönüyordu ve şaşkındı. “Ben doktorum. Merak edecek bir şey yok,” dememe kalmadan kadın, “İyileştim.” Diyerek koltuk değneklerini fırlattı ve yürümeye başladı. Utançtan alı al moru mor, öğrencilere, “Hipnozla neler yapılabileceğini görüyorsunuz işte!” dedim. Oysa ne olup bittiğinden zerre haberim yoktu. Hipnozdan vazgeçmemin nedenlerinden biri de bu olaydır. Ne olduğunu bir türlü anlayamamıştım. Oysa kadın neşe içinde ayrılmıştı.
Anı
Nasıl sancılar saplanıyor yüreğime, bir paslı kör bıçak sokulup sokulup çıkarılıyormuş gibi... Böyle düşkün ve acılı zamanımda yapayalnız olmak isterim, Vakıfta çocuklarımın yanında olmamalıydım. Vasiyetimi yazabilseydim, birinci maddesi "Cenaze töreni istemiyorum." olacaktı, sonra "Ölüm ilanı da istemiyorum gazetelerde..." diye yazacaktım vasiyetime. Her yere, her işe olduğu gibi vasiyetimi yazmaya da geç kalıp yetişemedim. Ölünce nasıl olsa cenaze töreninden haberim olmayacak ama, ölmemden az önceki şu anımda bunu biliyor ve yapılacak olan cenaze töreninin sahteciliğini duyumsuyorum ya... Ne çok insan cenaze törenime katılıp "Son görevimizi yapıyoruz" diye rahatlayacak, sondan önceki hiç bir görevini yapmayanlar.
Nesin yayınlarıKitabı okudu
Ne gibi eksikleri olduğunu bilmiyorum. Görüşlerinden de haberim yok ,bildiğim bir şey var, o da iyi ,hoş bir insan .
Reklam
Mari'nin akıl hastanesindeki arkadaşlarına veda mektubu
Genç bir avukatken bir İngiliz şair tarafından yazılmış dizeler okumuş, çok etkilenmiştim. "Taştan fışkıran bir pınar ol, suyu tutan bir kuyu olma." Bu sözlerin doğruluğuna inanmamıştım o zaman. Çünkü taşmak tehlikeliydi, taşan suyun sevdiklerimizin bulunduğu alanı basması olasılığı vardı, onları sevgi ve coşkumuzla boğabilirdik. Hayatım
Şimdi her şey fincanda soğuyan bir kahve kadar tatsız. Ve hiç bir yazı sana yazılmadı, senin yüzünden yazıldıysa haberim yok.
Sanki bu sözleri bekliyormuş gibi birdenbire, kendine hakim olamayarak öfkeli bir eda ile bağırdı; – Seninle alay edip, yüzüne karşı kahkahalarla gülerek söylerdi! Kibar bir insan, daha çok kibar bir kadın senin kirli ruhunu görerek tiksinti duyar. Saçlarını yaptırmışsın, en iyisinden çamaşır giyiyorsun, elbiselerini terzide diktirmişsin ama
Sayfa 688Kitabı okudu
bir sigara yaktım. camel. burada bulunuyor bu tütün... kaçacak bir yer kalmadı. gidecek bir yer kalmadı. ölüm kaldı. görmediğimiz bir o kaldı. ölüm ve sonrası. eğer varsa...geçtiğimiz, maruz kaldığımız bütün sınavları düşünüyorum. bütün mücadeleleri. sorular. yanıtlar. yarışlar. çalışmalar. uykusuz geceler. ezberlemeler. anlaşılamayan konuları beyinlere gömmek. diri diri!.. bilmiyorum ben. hiçbir şey. ezberledim zamanında. herkes gibi. ama unuttum hepsini. hiç büyümedim. hep sınıfta kaldım. hayatta kaldım. terfi edemedim. ilerleyemedim. gerilemedim. felçli gibi oturdum. hep aynı yerde. hep aynı zamanda. vücudumun çıkarabildiği bütün sıvıları tanıdım. kan,gözyaşı,ter... ''ölmüşüm, haberim yok!'' derdim, eğer biraz daha kuvvetli olsaydım. geniş bir çukur. derin mi derin. toprağın içinde bir oyuk. yerim orası. gömsem kendimi. bitse her şey. sonuna gelsek filmin. kopsa film! fark etmez bizim için. yeter ki derine, çok derine gömsünler bizi. on dakika uğraşsak nefes almak için, sonra da yorulup ''eyvallah!'' desek ölüme. bitse her şey. öyle bir çığlık atsam ki dünya çatlasa! altı milyar insan sağır olsa! tanrı sağır olsa! ben sağır olsam! kör olsam! görmesem hayatı! bitse her şey...çok sarhoşuz. çok. absinthe, votka, scotch, raki ve kayra...
Sayfa 146Kitabı okudu
Reklam
bu sosyal medyaya müptela hale gelince, oradan bir haber mi kaçırıyorum, önemli bir şey oldu da haberim mi yok endişesiyle bakıyorum. Buna bir yazar 'end of absence', yani "namevcudiyetin bitişi" diyor. Namevcut olamıyorsunuz, sürekli varsınız. Birileri için hep mevcut e hazirsiniz. Bu benim kendimde çok yaşadığım bir şey, dertliyim.
Dâhiliye Nazırlığının merdiven­lerini çıkarken omuzuma bir el dokundu ve “Biz sizi Mısır’da ararken siz burada karşımıza çıkıyorsunuz” dedi. Bir de bak­tım ki Talat Paşa! Elimden tuttu ve merdivenleri ikişer ikişer çıkıp odasına girdik. Beni tam karşısına oturttu. Selamlaşma ve hoş beşten sonra “Hicaz’daki kriz aşıldı. Neler olup bittiği­ni bana anlatır mısınız?” dedi. “Olan bitenden haberim yok, çünkü Mısır’daydım. Haberler sizde, ancak benim anahatlarıyla bildiğim kadarıyla olan bitenlerin asıl sebebi sizin, yani İttihat ve Terakkinin Şerif hakkında takip ettiği politikadır” dedim.
1.247 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.