Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Batılı kâfirlerin Hilâfet korkuları:
ABD eski Genelkurmay Başkanı Org. Richard Myers, Irak'taki ABD askerlerinin şimdi çekilmesi durumunda, bölgenin anında büyük bir istikrarsızlığa sürükleneceğini ve aralarında Türkiye'nin de bulunduğu bir dizi ülkede radikal İslâmcıların iktidara gelerek Hilâfet sistemini yeniden kuracaklarını öne sürdü. Myers şöyle diyordu: "ABD
Sayfa 134 - Köklü değişim yayıncılıkKitabı okudu
Nutuk Artık Tabu Olmaktan Çıkartılmalıdır!
Türkiye'nin yakın tarih alanındaki tabularından biri, belki den başlıcası Nutuk'tur. 15-20 Ekim 1927 günlerinde Cumhurbaşkanı Gazi Mustafa Kemal tarafindan CHP Kongresi'nde okunan Nutuk, Kongre GenelKurulu tarafından "tamamen ve harfiyen tasvip edilmiş". böyleceTek Parti'nin tek "temel eseri" ilan
Sayfa 48 - TimaşKitabı okudu
Reklam
...neyin var benim sevgilim derdim ona ellerin buz gibi rengin birdenbire soldu unut bütün bunları insanlarla gerçekleştirmek istediğin bütün hayallerini bana söyle bütün bunları seni dinlemek istiyorum o kadar çok yarım kalmış yaşantı birikti ki canım Günseli onların hepsini anlatsam kaldığım yerden yaşamağa kalksam benden kaçarsın hayır
Turan: "Din gerilemenin nedeni değildir, bilimle ters düşmez" demiştiniz. Tam da bu noktada, Kur'an, bilim konusunda neyi öğretir, bize ne söyler? Sezgin: Kuran'da birçok ayet vardır "Dünyayı geziniz, tanıyınız" diye. Ama ben konuşmalarıma hiçbir zaman Kur'an'ı karıştırmıyorum. Bazı Müslümanlarda
"Yoksulluk kapıdan girince Aşk pencereden uçup gider deyişini bilir misin? Çoğu insan bunu yanlış anlıyor. 'Adamın parası bitince kadın kaçıp gider.' demek değil bu. Adamın parası bitince... Kalbini de kaybeder. Bir işe yaramaz. Öyle acizleşir ki gülemez bile, tuhaf bir aşağılık kompleksine kapılır, çaresizliğe kapılır, kadını uzaklaştıran da odur. Neredeyse aklını kaçırıp kurtulana kadar kadını sarsıp durur. Yani en azından okuduğum bir kitapta böyle diyordu. Üzücü, değil mi? Ne yazık, ben de o duyguyu çok iyi biliyorum.'
- Evet, asıl fenası, diyordu? - Şu, emniyetsizlik. Hayat bir türlü yoluna giremiyor. Ve giremiyecek de. Biz geçen harpten evvelki zamanı tanımadık. Çocuktuk. Fakat insan kitapta okuyunca şaşırıyor. O ne emniyet ve istikrardı. Para, iş, düşünme şekli, cemiyet içindeki mücadeleler, hepsi, evvelden döşenmiş yollarda yürür gibiydi. Halbuki şimdi, her
Sayfa 349 - DÖRDÜNCÜ BÖLÜM: MÜMTAZKitabı okudu
Reklam
kitapta çok beğendiğim bazı kısımlar
-yahudinin şapkası ve inkilaplar- “selâhattin gözleri parlayarak koşa koşa merdivenlerden inmişti ve daha o inişi duyar duymaz ben anlamıştım yahudi'nin onu kandıracağını: çok da sürmedi. elinde o tuhaf çanta, başında şapka, yahudi, bahçe kapısına yürürken: siz boşuna inmeyin istanbul'a, diyordu. siz bana gene bir mektup yazınız, ben
Aquino'lu Thomas'ın Tanrı İspatı
Aquino'lu Thomas felsefe ya da aklın bize bildirdikleri ile Hıristiyan vahyi ya da inancı arasında uzlaşmaz bir çelişki bulunduğuna inanmıyordu. Birçok zaman Hıristiyanlık ve felsefenin anlattıkları aynıydı. Yani aklın yardımıyla Kutsal Kitap'taki gerçeklerin aynısını bütün yönleriyle kavramak, ortaya çıkarmak mümkündü."
Sayfa 205Kitabı okudu
"Hangi kitapta okuduğumu hatırlamıyorum şimdi ama içinde ki tek güzel şey buydu, "İnsanların hepsi belli belirsiz bir günde ertelenen ölüme mahkûmdur" Diyordu."
Sayfa 34
Kitapta bir söze denk geldim.Diyordu ki:”Bir kadının gittiği,evden belli olur. Kadın giderken düzeni götürür bir kere. Yaşayan ev sarsılır. Ev dediğiniz şey küçük büyük elementlerden oluşur.Kadın olan evde,erkeğin anlayamayacağı bir denge vardır elementler arasında. Erkek her birine vakıf olduğunu düşünse bile, onların nasıl bir uyumla işlendiğini bilemez. Kadın gidince evin dokusu bozulur,susuz kalmış çiçeğe benzer,solar. Küçük şeylerin izi silinir. Eşyanın dili tutulur,ev sağırlaşır.” Buna en büyük örnek bir kadının ölümüdür. O evde ki insanlar bile dağılırken evin düzeni bile bozulmuş olur.
Sayfa 65 - Can ÇağdaşKitabı okuyor
Reklam
BİLANÇO TABLOSU BİR MUHASEBE
Görüşlerimi toparlamaya hazırlanırken, bu bölümde birkaç noktaya temas etmek istiyorum. Öncelikle, İngilizlerin Hindistan'da yaptıkları her şeyi kötülemek gibi bir niyetim olmadığını söyleyeyim. İnsanoğlunun yaptığı her işte olduğu gibi sömürgeciliğin de olumlu ve olumsuz tarafları vardı. Hindistan'daki bütün İngiliz yetkililer Clive
Eğitim ve İngiliz Dili
Oxford'da verdiğim konuşmanın ardından genç bir İngiliz bir İnternet sitesinde şöyle yazmıştı: "İngiltere, bağımsızlık için gerekli olan aracı Hindistan'a temin etmiştir. Modern demokrasi, bir anayasa ve insan haklarının teminat altında olduğu kendi kendini yönetme fikirlerini Hindistan'a yurtdışında tahsil görmüş
Kimlik farklılıklarının en önemlisi, gerçek ya da uydurma olsun, dini ayrılıklardı. En büyük ayrışma ise Hindular ile Müslümanlar arasındaydı. Böl ve yönet tarzının en önemli aracı dindi. Din üze­rine araştırmalar yürüten Peter Gottschalk'ın çalışmaları, Hindular ile Müslümanlar arasındaki ayrışmanın İngilizlerin kasti bir projesi olduğunu
Bir gardiyan, ismimi ve çizdiğim resimlerim hakkında sordu. Fakat tam cevap verecektim ki elektrik verilmesini söyledi. Titremeye ve bağırmaya başladım. Bir an ruhum yorgun bedenimden çıkmak istediğini hissettim. Parmaklarımın arasındaki her boşlukta kalbimi yakmak üzere ateş koru yerleştirildiğini hissettim. Kulaklarım tıkandı artık sıkıcı vızıltıdan başka bir şey duymuyordum. Bilincim arada gidip geliyordu. Her seferinde gözyaşlarımı ve vücudumdaki çok şiddetli ağrıları hissediyordum. O esnada zar zor nefes almaya çalıştığımı hatırlıyorum, sonra tekrar bilincimi kaybettim. Bir kitapta çok ince bir söz okumuştum, "Parmaklarımızın ara- sındaki boşluklar, sevdiklerimizin parmaklarıyla doldurulması için yaratılmış." diyordu. Ama şimdi benim parmaklarımın arasındaki boşluklar ülkemde nefret ettiklerimle dolduruluyordu. Yüzüme yıldırım gibi bir darbe indi. Sanırım bu bir zincir darbesiydi. Çoğu tutuklunun omuz ve boyunlarındaki korkunç izleri bırakan zincirler... Sonra görevli nede neden itiraf etmiyorsun hain diye bağırdı. Hıyanet kelimesi bana gülünç geldi. Hangi hiyanetten bahsediyor? Bu zalimlerin bize yaptıklarından daha haince bir şey mi vardı sanki.
Sayfa 105 - Süeda Y.Kitabı okudu
#Nasihat #Erkekler
Fetih Gemuhluoğlu'nun bir sözünü paylaşıyor hatta kitapta erkek çocuklarına nasihatı kulaklarda küpe gibi sallanıp duruyor. Diyordu ki: "Onlar o güzel ahlaklı gençler rüyalarında bile ihtilam olmazlar." burada sözün orijinalitesi, ilginçliği hakikatini düşünmeye mani olmaktadır .
Sayfa 179Kitabı okudu
117 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.