Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
köy enstitüleri kapanışı hakkında
Sanırım 1954-55 yıllarında siyasal iktidarı ele geçiren, Demir Kırat Partisi' nin fiilen kapatma kararı vermesiyle birlikte Türkiye ' nin aydınlanmasını sağlayacak olan kurumların ipi de böylece çekilmiş oldu.
KIRAT Koşu başladı Rakipleri birkaç boy önde Koşu bitti Kırat birkaç milyon oy önde KIRATIN ŞECERESİ Adı : Demir Rengi : Kır Anası : Melahat Babası : Kaprili Fuat Yaşı : Yirmi Binicisi : Belli Ya Cokey Süleyman Ya “Okey” Süleyman
Sayfa 145 - Özgür YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Doğum sancılar ve Demir kırat sahnede
Böylece kaynaşmalar devam etti. Nihayet, 7 Haziran 1945 tarihini taşıyan ve parti grup başkanlığına verilen bir takrirde, CHP içinde, çok partili rejime doğru ilk çaba başladı. CHP'nin dört tanınmış üyesi, "memlekette demokratik usullerin, daha geniş tatbikine geçilmesini" istediler. Dörtlü Takrir adını alan bu yazının altında; Celal Bayar, Adnan Menderes, Fuat Köprülü ve Refik Koraltan'ın imzaları vardı. Takrirle, demokratik hürriyet ve murakabenin Atatürk'ün de adına bağlı olan 1924 Anayasasında da bulunduğunu kaydederek, çok parti adını anmadan, başlıca üç maddelik bir teklifte bulunuluyordu.
Sayfa 126 - Remzi KitabeviKitabı okudu
Demir Kırat :)))))
"Ne var ki halk arasında 'demokrat' kelimesi de halka yabancıydı. Halk, kısa zamanda bunu kendi diline çeviriverdi. Köy kahvelerinde 'demokrat yerine 'demir kırat' denmeye başlandı. Demokrat Parti'den sözederken 'Demir Kırat Partisi' deniliyordu."
Sayfa 113 - İletişim (Birand, Dündar ve Çaplı 1991: 34)
'Demir Kırat' Geliyor...
Böylece iç ve dış zorunluluklar, tek partili dönemden çok partili döneme gelişi gerektirmektedir. Ve “ideolojik” bir engel de yoktur buna. Asker-sivil bürokrasinin bir siyaset felsefesi olarak kabul ettiği, devlet-toplum ilişkilerinde de uyguladığı “Kemalizm” bu geçişe engel değil. Demokrat Parti, işte böyle bir ortamda doğar (7 Ocak 1946) ve kısa zamanda gelişir. Halk yığınlarının geniş ilgi ve desteğini görmesine karşın, özünde “halka karşı” bir harekettir. Çünkü, çıkarları geniş halk kitlelerinin çıkarlarıyla zıtlaşan sınıf ve zümrelerin sözcüsüdür. Demokrat Parti’yi, Terakkiperver Fırka ve Serbest Fırka ile aynı çizgide saymak olasıdır.
Sayfa 185 - Akım Yayınları
demirkıratın çıkış hikayesi
Demir Kırat adını ben ilk defa bizim Kayaş vadisinde köylüden işitmişimdir. 1950 seçimleri günüydü. Oranın Ortaköyünden Koca Hüseyin beni yolda arabasına aldı. Yüzü üzgündü: -Oldu gayri olan efendi. Bugün Paşa babayı bıraktık, köycek Demir Kirata kâğıt attık... Seçim vadide hareketli geçmişti. Hoca Zeynelâbidin vâdi köylerinde gece gündüz kolaç atıyordu. Bütün kozu, yakınımizdaki Hasanoğlan köy enstitüsünün kominist, dinsiz olduğuydu. Ona göre kızlar oğlanlar, alt alta, üst üsteydi. Enstitünün binaları da, havadan bakılınca Orak Çekiç şeklindeymiş. Hoca yanında «Gazi Osman Paşanın bayraktarı» diye göğsünde bir de Osmanlı nişanı taşıyan bir zavallı gezdiriyordu. Herifin yaşı Gazi Osman Paşanın Bayrakdarı olmasına yeterli değildi ama, Zeynelabidin Hocaya göre, Moskoflara saldıran işte bu yiğitti. Yalnız anlaşılıyordu ki, demokrat kelimesi şekil değiştirmiş, Demir Kırat olmuştu. Hoca Zeynelâbidine seçim bitince galiba pek yüz vermediler ama, Demir Kırat, o gün bu gün sahnededir...
Sayfa 520Kitabı okudu
Reklam
Köroğlu yaşlanıp, delikli demir çıktı mertlik bozuldu, eğri kılıç kında paslanmalıdır, diyerek dağları bırakınca, insanlığa yaptığı iyiliklerden dolayı Kırk Ölmezler onu bulmuş, aralarına almışlar, Kırk Ölmezler Kırk Bir Ölmez olmuşlar. Kırat da, önce abıhayat içip ölümsüz olmuşmuş. Kırat gelmiş, Kırk Bir Ölmezlerin meclisinin kapısında durmuş. Kırk Bir Ölmezlerin başı, Körünoğlu, demiş, bu ağzı var dili yok hayvan insanları çok sevdi. Yoksulluğu lanetledi, böylelikle de ermişler mertebesine erişti, demiş. Onun değeri bizim gözümüzde insandan üstündür. Kıyamete kadar biz ona bakacağız, gelsin bizimle yaşasın, demiş.
Sayfa 487Kitabı okudu
Suçumuz Neydi?
Cafer bin Ebi Talib (radiyallâhu anh) söz aldı: "Ey Necaşi! Bu gelenlere sorun; Biz köle miyiz ki, bizi tutup, evlerimize götürmek istiyorlar? Biz haksız yere birinin kanını mı akıttık da bizi kanı dökülenlere teslim etmek mi istiyorlar? Biz halkın mallarından haksız yere aldık da, bu malları geri vermemiz için mi bizi götürmek istiyorlar?" Müşrikler heyetinin sözcüsü Amr ibn As, bu sorulara, "Hayır, onlar köle değil, şerefli ve hürdürler, kimsenin haksız yere bir damla kanını dökmüş değillerdir; üzerlerinde kimsenin bir kırat hakkı da yoktur" şeklinde karşılık verdi... Cafer (radiyallâhu anh), Tevhid'in Mekke dönemini Necaşi'nin önünde özetleyivermişti. Gerçekten neydi mü'minlerin suçu? Adam mı öldürmüşlerdi, kan mı dökmüşlerdi, birine zulüm mü etmişlerdi, haksız yere mal mı çalmışlardı? Neydi suçları? Tarih boyunca mü'minler hiçbir zaman bu tür suçlarla suçlanmışlar mıdır? Asla! Onlar kimsenin canına, ırzına göz dikmemişler ve kimseye en ufak bir haksızlıkta bulunmamışlardır. Böyleyken, tarihin yüzünü karartan işkenceler ve vahşetler de hep bir Allah'ın mü'min kullarına reva görülmüştür. Neden? Sadece, bir Allah'a iman ettikleri için, müşrikler gibi Allah'a şirk koşmadıkları için, müşriklerin uydurma ilahlarını ve putlarını reddettikleri için, müşrik ileri gelenlerin, müstekbirlerin önünde yere kapanmadıkları, bel bükmedikleri, yalnızca Alemlerin Rabbi'nin huzurunda rükûya ve secdeye kapandıkları için... Tarih boyunca mu'minlerin boyunlarına demir halkalar geçmesine neden olan yegane suçları budur.
Sayfa 282Kitabı okudu
Demokrat Parti kuruluyor
Böylece, dörtlü takririn üç üyesi, partilerinden ihraç edilmiş, birisi de, milletvekilliğinden istifa etmiş bulunuyorlardı. Bu durumun tabii neticesi, elbette ki, kendi aralarında birleşmek ve savundukları "daha geniş milli murakabe'yi kurmak yollarını aramak olacaktı. Bunun tek yolu vardı: Yeni bir parti kurmak! Ama Celâl Bayar, henüz ve resmen CHP'den ayrılmış değildi. Yalnız milletvekilliğinden istifa etmişti. Nihayet temaslar, danışmalar, sondajlar, dedikodular ve hatta kararsızlıklardan sonra Bayar, 2 Aralık 1945'te CHP'den istifa etti. 4 Aralık 1945'te, yeni bir parti kuracağını basına açıkladı. Ve Bayar, 7 Aralık 1945'te, yeni partinin 85 maddelik tüzüğünü, ilgili makamlara sundu. Partinin adı, Demokrat Parti idi. Ve bu ad halk arasında, daha ilk günlerde, Demir Kırat şeklini aldı. Demir Kırat'ın asıl süvarisi kim olacaktı?
Sayfa 127Kitabı okudu
Köroğlu yaşlanıp, delikli demir çıktı mertlik bozuldu, eğri kılıç kında paslanmalıdır, diyerek dağları bırakınca, insanlığa yaptığı iyiliklerden dolayı Kırk Ölmezler onu bulmuş, aralarına almışlar, Kırk Ölmezler Kırk Bir Ölmez olmuşlar. Kırat da, önce abıhayat içip ölümsüz olmuşmuş. Kırat gelmiş, Kırk Bir Ölmezlerin meclisinin kapısında durmuş. Kırk Bir Ölmezlerin başı, Körünoğlu, demiş, bu ağzı var dili yok hayvan insanları çok sevdi. Yoksulluğu lanetledi, böylelikle de ermişler mertebesine erişti, demiş. Onun değeri bizim gözümüzde insandan üstündür. Kıyamete kadar biz ona bakacağız, gelsin bizimle yaşasın, demiş.
Sayfa 487Kitabı okudu
Reklam
Süleyman Demirel, elinde fötr şapkası ile meydanları dol­duruyor, kitleleri coşturuyor, askeri müdahaleyle durdurulmuş Demir Kırat'ı yeniden şahlandırmaya hazırlanıyordu.
Baş Cellat yazılmalı...
Bulunduğum yerde, Mehmet Ali Birand’ın hazırladığı Demir Kırat belgeseli seyrediliyordu ve ben bu belgeseli vaktiyle gördüğüm için ekrana pek bakmıyor, başka şeylerle ilgileniyordum. Sonra birden ekrana çevirdim gözlerimi. Yıllar önce seyrettiğim zaman fark edemediğim bir nokta o an dikkatimi çekmişti çünkü. Ekranda, İmralı Cezaevfnin eski müdürü
Everest yayınlarıKitabı okudu
Radyo Konuşması 2
Birincisi dava konusu olduğu için neşredilemedi Serdengeçti Muhterem kardeşlerim, bugün İstanbul'un Fetih günüdür. "Feth-i mübîn" Türk milletine ve bütün İslâm âlemine mübarek olsun. Kardeşlerim: Fetih denilince, ilk akla gelen Ayasofya'dır. Hâlâ zulmetler içinde olan Ayasofya! Ayasofya için ben vaktiyle bir yazı yazmış
Sayfa 65
AP 1965 seçimlerine, “İnönü'yü deviren parti” imajıyla ve yeni lideri genç Demirel ile girdi. En önemlisi, amblemini değiştirmişti. Yeni amblem kırat idi ve liderin adı Demirel'di. İkisi birleştiğinde “demirkırat” oluyordu. DP döneminde, özellikle köylüler demokrat kelimesini “demirkırat” diye telaffuz ediyorlardı. Seçimler öncesindeki
Sayfa 112Kitabı okudu
Bayar, 2 aralık 1945'te C.H.P. 'den istifa etti. 4 aralık 1945'te, yeni bir parti kuracağını basına açıkladı. Ve Bayar, 7 aralık 1945'te, yeni partinin 85 maddelik tüzüğünü, ilgili makamlara sundu. Partinin adı, Demokrat Parti idi. Ve bu ad halk arasında, daha ilk günlerde, Demir Kırat şeklini aldı.
20 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.