"Dün için pişman olma! Yarın için asla kaygılanma!.. Bugünü yaşa! Sadece bugünü yaşa! Bugünü sanki en son gününmüş gibi yaşa! Unutma ki yarın bugüne dün diyeceksin, tıpkı dün bugün için yarın dediğin gibi..."
Bugün anne öldü. Belki de dün, bilmiyorum. Bakımevinden bir telgraf aldım: "Anneniz vefat etti. Cenaze yarın. Saygılar." Bundan bir şey anlaşılmıyor. Belki dün ölmüştür.
BUGÜN VE BUGÜN
Öyle çabuk geçiyor ki günler.
Hele sen de bir bak hayatına.
Daha dün doğmuşuz sanki.
Yeni okula başlamışız,
Yeni sevmişiz.
Öyle çabuk geçiyor ki günler.
Hele sen de bir bak hayatına.
Yarın bitecek sanki her şey.
Yarın ölecek gibiyiz.
Daha doymamışız yaşamasına.
Günlerimiz dün bir, bugün iki.
Sakın bir şey bırakma yarına.
Yarın yok ki.
"Dün, bugün ve yarın için yalnızca tek bir kelimeleri vardır. Dünü anlatmak için arkalarını, yarını anlatmak için önlerini şimdiyi anlatmak için de tepeleri işaret ederler," denilen puri yerlileri gibi yaşıyorum.
‘Neden benden bu kadar az şey alırken bana her şeyini veriyorsun?
-Çünkü hızla, bir anda buradasın, varsın, çünkü seninle geçen her an ömre bedel. Dün bitti, yarın henüz yok; önemli olan bugün, şimdi.’
“Saraylar da öteki devlet yapıları gibi, bağımsız devletin ayrılmaz parçalarıdır. Bizi tarihimize bağlayan halkalardır. Milli onurun gözle görünür eserleridir. Dün padişahınsa, yarın halkın malı olur. Bence bugün Edirne şehri sınırlarımızın içindeyse, biz bunu Enver Paşa’ya değil, hatta Lozan Sulhu’na değil, Sinan’ın Selimiye’sine borçluyuz. Selimiye orada durdukça, Edirne de bizim sınırlarımızın içinde durur, hepimiz toptan ölmedikçe... Çünkü hiç kimse, Selimiye’yi hiçbir yerine sokamaz. Onu artık hiçbir barbar da yıkamaz. Saraylar kardeşim, ancak içi sanat eserlerimizle dolu müzelerimiz olabilir. Ötesi demagojidir. Bize hiç yaraşmaz.”
Geleceği bilmek için önce şimdiyi tüm ayrıntılarıyla bilmek gerekir, ayrıca geçmişi de bilmek gerekir. Dün olan neyse, bugün olan odur. Ve eğer bugün dün gibiyse, yarın da bugün gibi olacaktır. Eğer yarının farklı olmasını istiyorsanız, bugünü farklı kılmalısınız.
Dün ne düşündüysen bugün osun.
Bugün ne düşünüyorsan yarın tam olarak o olacaksın.
Sadece tek bir sorun var.
O da ne istediğini bilmiyor oluşun.
Ruh sadece özgürlük ister, deli gömleği değil.
Gömleğinden kurtul ve yola koyul.
Hakikat sadece kendinden sorumludur
senin ne anladığından değil.
Hakikat açıklamalarla da ilgilenmez.
Ona ulaşmanın tek yolu eyleme geçmektir.
Gereken şey yola çıkmaktır.
Gereken yaşamaktır.
Ve unutmadan:
İmkânsıza ulaşmanın tek yolu
onun yokluğuna inanmaktır.