Söylesene: Hiç intihar etmeyi düşündün mü? Hiç mi? O halde okumaya yeltenme! Peki neden? Bir travma mı yaşadın? Bıçağı bileklerine geçirmeden veya soğukkanlı bir şekilde şah damarını kesmeden önce soğuğu hissettin mi? Ürpertiyi ensende alabildin mi? Yoksa bütün bunlara rağmen hayati zevkler, şaşalı geçici hevesler ve korku seni alıkoyup vaz mı
Bu inceleme yer yer SPOILER içerebilir arkadaşlar. Bilginiz olsun...
Bir gün Fransız Şair Louis Aragon kuyuya bir taş atmış ve demiş ki; 'Cemile, dünyanın en güzel aşk hikayesidir.' O taş şimdilik kuyunun dibinde kalsın bir süre... O esnada ben size kısaca başka bir hikayeden bahsedeyim...
Ben askerliğimi 2007 yılında kısa dönem olarak yaptım.
.
Arkadaşlar bu kitap platformunda ilk hesap açarken, bunun nasıl olduğunu, ya da buraya nasıl denk geldiğinizi veya neyin vesile olduğunuzu anlatır mısın?
İlk önce ben anlatayım: Eskiden hayat beni aşırı dar alana sıkıştırıp, çaresizlikler yaşattığında,
Kendimin bu dünyaya ait olmadığını, bu dünya ile hiç alakası bile olmayan tertemiz
Merhaba 1k ailem.🥰
Bu gün akışınızı pozitif bir iletiyle meşgul edeceğim. 🤭Azcık ruhumuzu dinlendirelim.. Hatta bir dernek kurdum.(Hayali) Bu derneğe "deli"ler üye olarak alınıyor.
İlk üyem de
Esina Mavi😂kendisi ortağım aynı zamanda.
İkinci üyem
Lavinya onayını almıştım,"varım" demişti🙈
Gelmek isteyenler var
Felsefeye ilgisi olan olmayan herkesin tanıdığı birisidir Sokrates.
Kendi yazmış olduğu bir eseri yok Sokrates'in maalesef ama öğrencilerinden platon, hocasının mahkeme salonunda idam cezasına çarptırıldığı savunmasını ve idam gününe kadar geçirmiş olduğu son günlerini, dostlarıyla olan diyaloglarını kaleme almıştır. Yargılanma sebebi
Bazen gitmek istersin,
Her şeyi geride bırakıp öylece gitmek.
Habersiz, sessiz, sonsuza kadar.
Umursamazlığı takınmak istersin,
İçin bomboş, aklın bir karış havada.
Gitmek istersin en sevdiklerinden,
Özlemini, hasretini, hüznünü geride bırakıp,
Huzuru, suskunluğu, hayallerini yanına alıp da gitmek.
Ruhun firar ettiği yere, hayallerinin son durağına,
Hani gözlerini kaparsın ya, geri dönmek istemezsin...
O an karar vermek istersin, "dönmüyorum" diye..
Bazen gitmek istersin, suskunluğun diyarına,
Anlatmadan anlaşılanların limanına.
Hani güven sığınakları vardır o diyarda,
Hani sen "özledim" demeden, "gel, özlemim" diyenlerin yurduna..
Bir masal gibi bir var, bir yok ruhların değil,
Kalbine kazınıp ruhuna işleyenlerin koynuna..
Bazen, ama bazen istersin de, gidemezsin,
Çünkü sana kıyanlara sen kıyamazsın....
Heryer yeşil ve tonları ile bezeli,
Akan suyun sesi ruhumu dinlendiriyor.
Kuşlar elektrik tellerinde hoş bir sohbet içinde,
Bedenim yeni bir firar için yol gözlemekte.
Bu rüya ile uyandım uykumdan.
Cama koştum kuşlara bakmak için
Keşke orada olsaydı bir teki bile,
Tahayyül ile gerçek aynı resimde,
Aynadaki aksimi izliyorum..
Hangi yüzümü gösteriyor ,
Bilemedim...
20 Ağustos 2022 S.AŞCIOGLU
Osman Şahin'in ilk okuduğum kitabı ile sizlerleyim. Osman Şahin'in ismini okuma etkinliği sayesinde duymayan kalmadı sanırım. Bizleri bu değerli yazarla tanıştıran
Sefiller kitabı bir ayna, sizi yansıttığı gibi bizi de yansıtıyor.
Eskiden yaşamak için bir ekmek çalmıştım, şimdi yaşamak için bir ismi çalamam.
Herkese merhaba
Sefiller 1724 sayfalık bir serüven. Hugo İtalyan yayıncıya yazdığı mektupta Sefiller için şöyle diyor "Tüm halklar tarafından okunur mu bilmiyorum ama ben hepsi için yazdım."
'Yatağımın üzerinde oturup dizlerimi göğsüme çektim. Özlemin kokusu sardı yine etrafımı ama bu defa ağlamayacağım. Söz verdim kendime, "artık ağlamak yok" diye. Sanırım bu kendime verdiğim en aptalca sözdü. Tutamayacağımı biliyorum çünkü.
Çarşafın çiçekli desenlerini göz hapsine alırken yine geçmişimi sorguladığımı fark ettim. Hiç bir suçum olmadığı halde, bu kadar acı… bu hiç adil değil. Zaten dünya ne zaman adil oldu ki?
Üzgünüm, birazda mutsuz ama en çokta kırgın. Ağlamayacağım demiştim değil mi? Bak yine tutamadım verdiğim sözü. Yine göz yaşlarımı benden habersiz firar etti. Şu başına buyruk duygularımı bir türlü dizginleyemedim zaten. Yine konuşmaya ihtiyacım var ama ben yine yalnızım.'
Tamda bunu düşünürken iç sesim devreye girdi...
"Kendin seçtin bu yalnızlığı şikayet etmeye hakkım yok."
"Evet" dedim sessizce ve ekledim "şikayet etmeye hakkım yok"