Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Furkan

Aşk, geçtiği yerlerde hazzın öyle izlerini bırakır ki bu görülmese bile duyulur, sezilir.
Reklam
"O sıralar asıl istediğim" dedi yumuşak sesle, "bir tür halı olmaktı; yollardaki o çok nefret ettiğin çamurlarla sivri taşlar ayaklarını incitmesin diye kendimi üstünde yürüyebileceğin bir halıya dönüştürmek. Bundan öte olumlu bir yanı, bir bencilliği yoktu isteğimin. Yalnızca kendimi zamanla bir sihirli halıya dönüştürmeyi ve seni alıp görmek istediğin bütün o diyarlara uçurmayı hayal ediyordum."
Yabancı ve düşmanca etkilerin farkına her zaman varmak, eğilimlerimizin ve mesleğimizin bize açtığı yolda sakin adımlarla ilerlemek için keyifli bir yaşamla yeterince güçlendirilmiş sağlam bir akla sahipsek, o zaman o korkutucu güç, kendi yansımamız olması gereken biçimlendirme için yapılan beyhude boğuşmanın içinde herhalde yok olur gider.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Dilim onu lanetlerken, kalbim onu davet ediyor.
Sayfa 49 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Sevgi avuç açıp dilenilebilir, para pulla satın alınabilir, armağan olarak sunulabilir sana, sokakta bulunabilir, ama haydutlukla ele geçirilemez.
Reklam
"Atalet. Yönetici sınıfımızın bildiği tek şey var: Aman değişmeyelim! Baskı. Bir tek kural tanırlar: Kaba kuvvet! Eşitsiz paylaşım! Bir tek şiarları var: Senin malın benim malım, benim malım yine benim malım!"
Sayfa 118 - İthaki YayınlarıKitabı okudu
Orada kendini kral addedenlerin nicesi, Debelenecek burada pisliğe bulanmış domuz gibi, Geride bırakarak suçlarıyla kirlenmiş isimlerini!
Sayfa 102 - AlfaKitabı okudu
"Hükümdarlar din söz konusu olduğunda kiniktir. Din de bir silahtır. Din, devlete dönüşünce nasıl bir silah haline gelir?"
Sayfa 118 - İthaki YayınlarıKitabı okudu
"Din ile siyaset aynı arabada gittiğinde, sürücüler karşılarında hiçbir şeyin duramayacağını sanır. Dümdüz gider, hızlandıkça hızlanırlar. Engelleri tamamen göz ardı eder, körlemesine gidenlerin uçurumu çok geç fark edeceğini unuturlar."
Sayfa 514 - İthaki YayınlarıKitabı okudu
"Tanrılar aşkına, sana iyi davranmak isteyen birinin önceden izin alması ve ağır zırh giymesi gerektiğini unutmuşum."
Sayfa 413 - İthakiKitabı okudu
Reklam
"Ama bilirsiniz ki bir kere onarılınca kimse eskisi kadar güzel olmaz."
Sayfa 120 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
"Efendim," dedi Darriance, Wayne'in paltosunu katlarken. "Ranette Hanım'dan sizin için yeni ekipmanlar geldi. Onları test etmek isteyip istemeyeceğinizi soruyor." "Hay Harabet!" dedi Wayne. "Onu kaçırdım mı? Benim için ne bıraktı?" "Size tokat atmamı söyledi," diye itiraf etti Darriance. "Onun da gönlü var. Gördün mü, Wax, onun da gönlü var!"
Sayfa 104 - Akılçelen KitaplarKitabı okudu
Oysa aşk, sevdalıları yalnızca ölümle sonuçlanacak bir takım tehlikelerin içine değil, mevtanın yerini almaya ölülerin evlerine kadar sürükleyebilir.
Sayfa 644 - Alfa YayıneviKitabı okudu
Tuhaf yaşantıları ve garip huyları ile ahmağın önde gideni oldukları halde, her konuda en doğruyu kendilerinin bildiğine ve her şeyin en iyisini hak ettiklerine inanan; oysa herkesten daha az bilen ve daha beterine layık olan din adamları, zayıf iradeleri yüzünden diğer insanlar gibi hayatlarını idame ettirmeyi beceremediklerinden, domuzlar gibi nerede yemek bulsa oraya çöreklenirler.
Sayfa 204 - Alfa YayıneviKitabı okudu
Kendime batırmadığım iğneyi başkasına saplayacak değilim; bu yüzden, şimdi söyleyeceklerimden ötürü utanç duyuyorum, fakat bu gibiler, böyle şık şıkıdım giyinmiş, allanıp pullanmış, alacalanıp bulacalanmış halleriyle ya dilsiz ve hissiz birer mermer gibi dikilip duruyorlar ya da ancak kendilerine soru sorulunca cevap veriyorlar; fakat o zaman da insana, hay ağzını açmaz olaydı dedirtiyorlar; diğer hanımlarla ve asil beylerle muhabbet kuramamalarını kendi yüreklerinin saflığına bağlıyorlar; sanki bir kadının iffetli olması için hizmetçi, çamaşırcı ve postacı dışında kimseyle konuşmaması gerekirmiş gibi bir de ahmaklıklarına namus adı veriyorlar; halbuki doğa, onların inandığı şekilde olmasını arzu etseydi, bir yolunu bulup önce onların o boş lakırdısına bir kısıtlama getirirdi.
Sayfa 73 - AlfaKitabı okudu
Uçakların icadı Zweig'ın neslini çok heyecanlandırmış, dünyada savaşların sonunun geldiğine inandırmıştı. Uçaklar havada uçtuğuna göre sınır falan tanımazdı ki. Dolayısıyla sınırlar yok olacak, barış gelecekti. Ama o nesil birkaç yıl sonra uçakların gökten bomba yağdırarak Avrupa'yı yıktığını görmenin şokunu yaşamıştı. Entelektüel iyimserliğe karşı, politik gerçek.
Sayfa 430 - Doğan KitapKitabı okudu
Reklam
"Buna gelene kadar ne haksızlıklar oluyor bu ülkede. Adam öldürenler serbest bırakılıyor, tecavüz edenler bir iki sene yatıp çıkıyor. Haksızlık mı ararsın!"
Sayfa 372 - Doğan KitapKitabı okudu
Belki de yaşantı açlığından sonra insandaki en güçlü açlık unutma açlığıdır.
Yazık o millete ki, Devlet adamı bir tilki, filozofu bir hokkabaz, sanatı yamama ve taklit sanatıdır. Güçlü adamları henüz beşikteyken, bilgeleri yıllarca susturulan o millete yazık!
Yaşlanmak, geçmişten artık korku duymuyor olmaktan başka bir şey değil zaten.
Bir diğerinin duygularını anlayabilmek için sevgi gerekir kuşkusuz; fakat tutkunun belli bir derecesinde sevgi, sevilen kişinin duygu dünyası da dahil olmak üzere dış aleme hiçbir duyargası uzanmayan, dolayısıyla kulak vermediği ve algılamadığı için de rahatsız edici bir itirazı olanaksız kılan kör bir bencilliğe dönüşüyor.
"Hak! Hukuk! Bugün dünyanın neresinde hak kaldı? İnsanlar onu katletti. Herkesin hakları var, fakat onların, onların gücü var ve bugün güç demek her şey demek."
Reklam
“Sakın tepenize bir sırça köşk kurmayınız. Ama günün birinde nasılsa böyle bir sırça köşk kurulursa, onun yıkılmaz, devrilmez bir şey olduğunu sanmayın. En heybetlisini tuz buz etmek için üç beş kelle fırlatmak yeter.”
Sayfa 141 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
"Eğer birilerinin sana yaklaşmasına izin verirsen, sadece sana ihanet ettikleri zaman daha çok acıyacak."
Sayfa 50 - Akılçelen KitaplarKitabı okudu