Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Devletimizin toprakları geniştir. Ortaya koyacak taze kuvvetlerimiz daha çoktur. Zannettiğiniz gibi, "Hasta adam" değiliz. Sıhhat ve dinamizmimizi yakında bütün dünya görecektir. Kusurumuz vaktinde davranmamaktır. Fakat artık bizi kimsenin gafil avlayamayacağını hadiseler sizlere de göstermiş olmalıdır.
Sayfa 151 - ötükenKitabı okuyor
Bir öyle şaşılası dünya ki burası bollukla ölüyor, kıtlıkla yaşıyor. Varoşlarda hasta, aç kurtlar gibi insanlar dolaşıyor anbarlar kilitli anbarlar buğdayla dolu... Tezgahlar ipekli kumaşla dokuyabilir İnsanlar yalnayak topraktan güneşe kadar giden yolu. insanlar çıplak... Bir öyle şaşılası dünya ki burası, balıklar kahve içerken çocuklar süt bulamıyor. İnsanları sözle besliyorlar, domuzları patatesle...
Reklam
Bazı öğrenciler hocalarının kapılarına giderek; Bize dişimizi yormayacak ve nefsimizi hasta etmeyecek bir şey tasadduk ediniz, demişlerdir. Bunun üzerine kendilerine bir miktar yemek verilmiştir. Onlar da; Bizim yemekten ziyade sözünüze ihtiyacımız vardı. Biz, hidâyet dilencisiyiz, mal dilencisi değiliz, demişlerdir. Verilen cevap üzerine, kendileri içeri alınarak, soruları cevaplandırılmıştır. Bundan sonra, - Bizim şüphemizi gideren ilim, bizi zengin edecek maldan daha hayırlıdır, diyerek memnun ve müsterih olarak gitmişlerdir.
Alfred Adler; diyordu ki, “Eğer doktor ve hasta bir yorum konusunda mutabıksa, yorum yanlış olsa da önemli değildir.”
"... İbrahim Peygamber'in mübarek gözleri yaşlarla doldu. Ya İlâhi! Bu hellabı ( Güneşli havada yağan yaz yağmuru) eksik etme kullarından bugünün hakkı için... Hz. İbrahim'in (a.s) yürek kınından sıyrılan bu yalın dilek yerine ulaştı. İşte 'Nisan Yağmuru' bu duanın rahmetidir dünya yüzünde..."
Sayfa 130Kitabı okudu
Yıllarca önce küçük bir kasabada dünyaya gelen insanlık, dünya savaşlarından birinde, çok rutubetli bir siperde göğsünü üşütmüş ve aylarca hasta yatmıştı. Bu olaydan sonra, hastalığın izlerini bütün ömrünce ciğerlerinde taşıyan insanlık, önceki gece sabaha karşı nefes alamaz olmuş ve gösterilen bütün çabalara rağmen gün ağarırken doktorlar, insanlıktan ümitlerini kesmek zorunda kalmışlardır.
Reklam
... İnsan, bedenen hasta olunca hemen doktorlara koşuyor, tedaviye lüzum görüyor. Ya insan rûhen hasta olduğu halde mânevî bir tabibe müracaat etmesi icab etmez mi? Aceba mânevî marazlar, maddî marazlardan daha ehemmiyetsiz midir? Nihayet dünya hayatını izale edecek bir hastalık, aceba mânevî hayatı ifnâ edecek olan ahlâkî, rûhî bir marazdan daha tehlikeli midir? Elbette değildir. Binâenaleyh insan rûhî, mânevî bir emrâzın birer tabibi olan fuzalâ-yı ümmete, ulemâ-yı İslâmiyeye müracaat etmelidir. Onları numûne-i imtisâl bilmelidir, onların öğütlerini, tavsiyelerini tutmalıdır, insan bu sayede rûhen şifa bulur, rûhen, ahlâken yükselir.
Sanki dünyada olup bitenin dışında bir sis perdesi içinde yaşıyor Çin Halk Cumhuriyeti. Bu kalkın­ma hızıyla gelecek yüzyılın en zengin ülkesi olacağı söyleni­yor. Komünist, yani mevcut dünya sisteminin düşmanlığı­nı ilan ettiği bir rejime ve dünyanın en büyük ordusuna sa­hipler. Vatandaşlarını esir kamplarında köle gibi çalıştıra­rak ucuza mal ettikleri mallarla, oyuncak sektörü gibi dal­larda, dünya piyasasını ele geçiriyorlar. Tek çocuklu olma­ya mahkûm ettikleri ailelerin işe yaramaz diye doğar doğ­maz kız çocuklarını öldürmelerini sessizce onaylıyorlar. Bi­siklet çalıyor, karşı devrim düşünceleri yayıyor, hurafelere inanıyor gibi gerekçelerle her yıl 2000’den çok kişi ense kö­küne sıkılan kurşunla devlet tarafından öldürülüp işe yara­yan organları da Güneydoğu Asyalı zenginlerin hasta gövde­lerine nakledilmek üzere ihraç ediliyor. Hem fütursuzca sü­rekli temel insan haklarını çiğniyorlar, hem de ticarette rekabet unsurunu ihlal ediyorlar. Nükleer silahları var ve dur­madan yenilerini geliştiriyorlar. Ve dünya sessiz kalıyor. Ha­ber ajansları, devlet liderleri, şirketler, aydınlar - dünyanın dört bir köşesinde olup bitene hababam tepki gösterenler, sanki Çin’in var olmadığı bir uyurgezer dünyasında dolaşı­yorlar. Ve bu olası baş düşmanın dünyanın çeşitli yerlerine serpiştirilmiş lokantalarında yemek yiyip muhabbet ediyorlar.
Sayfa 204 - İletişimKitabı okudu
Helal Sana Olney
"Martin'i rahat bırakın, Ruth. Kendisini için en iyi olanı o biliyor zaten. Şu ana kadar onun başardıklarına bir bakın.Bazen beni hasta ediyor, kendimden iğrenmeme ve utanmama neden oluyor. Martin dünya, hayat, insanın hayattaki yeriave daha kim bilir neler hakkında Arthur'dan da, Norman'danda, benden de ve hatta sizden de daha çok şey biliyor; hem debizim o Latincemize, Fransızcamıza, Saksoncamıza ve kültürümüze rağmen..."
Sayfa 152 - Koridor YayınlarıKitabı okuyor
''Ve bütün insanlık, acısını azaltmak için yatağında dönüp duran bir hasta gibi çırpınır.''
Reklam
Herakleitos'un işaret ettiği bir başka nokta, dünyanın her zaman karşıtlıklar tarafından belirlendiğiydi. Hiç hasta olmasak, sağlığın ne olduğunu da bilemeyecektik. Hiç açlık çekmesek, tokluğun keyfini çıkaramazdık. Hiç savaş olmasa, barışın değeri­ni bilmezdik ve eğer kış hiç gelmese, baharın da geldiğini fark et­ mezdik. Bütünün içinde hem iyinin hem de kötünün zorunlu bir ye­ri vardı Herakleitos'a göre. Karşıtlar arasındaki bu sürekli oyun olmadan dünya da var olamazdı.
Bana telkin ettikleri dini inançlardan kurtulmuş, huzura ermiştim. Tek tesellim, ölümden sonra hiçlik ümidiydi; orada tekrar yaşamak düşüncesi içime korku salıyor, beni hasta ediyordu. Ben ki henüz yaşadığım dünyaya bile alışamamışım, bir başka dünya neyime yarardı benim? Bana göre değildi bu dünya;
Barış Sanatı hasta bir dünya için ilaçtır. Dünyayı şiddet, hoş- nutsuzluk ve anlaşmazlık hastalığından iyileştirmek istiyoruz; bu Uyum Yolu ile olur. Dünyada kötülük ve düzensizlik var çünkü insanlar her şeyin tek bir kaynaktan yayıldığını unuttu- lar. O kaynağa dönün ve tüm benmerkezci düşünceleri, küçük arzuları ve öfkeyi geride bırakın. Hiçbir şeye sahip olmayanlar her şeye sahip olurlar.
Sabit olmayan doğruların büyüleyici postmodern çağına aşina olan herkes, günümüzdeki akademisyenlerin bir insanın bile diğerini anlama ihtimalinin zor olduğu bir dünya ile savaştığını anlayacaktır
Sonuçta hastayız biz Muhsin Abi, sen de, ben de, Madenci de, he­pimiz hastayız. Hasta bir dünyanın hasta insanlarıyız.
Sayfa 217 - Can ÇağdaşKitabı okudu
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.