Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gün olur herkes evine geri döner mi
Ama bir bakıma yaşadığı bu aşk, beş yıllık acı ve sabırla yüklü uzun, yavaş bir yakınlığın alışkanlığından, Clifford'la olan evliliğinden uzaklaşarak çıktığı bir geziydi. belki de insan ruhu böyle gezilere ihtiyaç duyuyordu ve bunlara karşı gelmemek gerekiyordu. Öte yandan bu gezilerin sonunda yine eve dönmek vardı.
Sayfa 89 - Can YayınlarıKitabı okudu
"Nereye gidersen git, şunu unutma; herkes gün olur evine geri döner.."
Reklam
Dünyanın En Büyük Kralı ve Tahtakurusu
Bir varmış bir yokmuş... Kiminde az olan, kiminde çokmuş. Karnı tok olanın gözü aç, gözü aç olanın karnı tokmuş. Vur vuranın, kır kıranın, Ali kıran baş kesenin çok olduğu bir yerde, insafın hiç olmadığı bir zamanda bir ülke varmış. Bu ülkede yaşayanlar yılın bir günü tartılırlar, kim daha ağır gelirse, o ülkenin kralı olurmuş. O
1.Basım Düşün Yayınevi 1958, Bilgi Yayınevi 1966-1971, Tekin Yayınevi 1974-1976, Karacan Yayınları 1982, Adam Yayınları 1987-1993, Nesin Yayınevi 2004Kitabı okudu
_En büyük ustalık, zayıf ve beceriksiz gözükmektir. _Aldatmaca sanatını en iyi bilen kazanır. Zaferin yegane ilacı sürpriz faktörüdür. Karşı tarafı iyi bilin ve bilinmez olun. Rüzgar gibi hızlı, orman gibi yoğun ol. Düşmanı yanıltacak yemler kullanın. Sinirlendirmeye çalışın. Güçlerini bölün. Kontrolünüzü yitirmiş gibi yapıp, vurun. Savaşta
Bol bol okumak niyetiyle
MEVLÜD BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM Zatına layık şekilde, hamdu sena Allah’a Sınırsız selat ve selam, yüce Resulullah'a Nurlandırıp güçlendirdi, bu biçare ümmeti Verdi rahmetinden bize, habibi Muhammedi
Shakespeare, Moliere
_İnsan nasıl canını kurtarmak için kaçarsa bir ayıdan, ben de öyle kaçıyorum karım olduğunu iddia eden o karıdan. Ben artık kendimin değilim. Ben bir eşeğim. Bir kadının kocasıyım. Üstümde hak iddia eden kadına aitim. Siz nasıl atınız üstünde hak iddia ediyorsanız o da benim üstümde öyle. Bir hayvana sahip çıkar gibi istiyor beni. Hani beni bir
Reklam
W.E.B. Du Bois'ın Siyahların Ruhu hikayesi
W.E.B. Du Bois 1903 yılında mükemmel ama ürkütücü kısa hikayesi Siyahların Ruhu'nu yayınlamıştı. Direksiyondayken bir yandan da "John'un Dönüşü''nü düşündüm. Du Bois'nin hikayesinde Georgia'nın sahil şeridinde yaşayan genç bir siyahi, siyahi öğretmenler yetiştiren bir okulda okumak için yüzlerce kilometre uzağa gönderilir. Doğduğu yerdeki bütün siyahiler onun eğitim masraflarını karşılamak için para toplamıştır. Bir gün geri dönüp normal okullara kabul edilmeyen Afrikalı-Amerikalı çocuklara eğitim verebilsin diye herkes John'a yatırım yapmıştır. Eğlenmeye düşkün ve rahat biri olan John, neredeyse okuldan atılmanın eşiğine gelir ve kendisine gösterilen güveni, okulundan mezun olmadan eve dönerse karşılaşacağı utancı düşünür. Aklını başına toplar, odaklanıp başarılı olmak için kendini adadıktan sonra yüksek dereceyle mezun olur ve bir fark yaratma amacıyla evine geri döner. John kasabayı yöneten beyaz yargıcı siyahi çocuklar için bir okul açmaya ikna eder. Eğitimi onu güçlendirmiştir, ama ırk özgürlüğü ve eşitlik konularında hem kendisini hem de diğer siyahileri zor duruma sokan güçlü görüşleri vardır. John'un neler öğrettiğini duyunca yargıç okulu kapatır. Bu olay üzerine John öfkeli ve perişan bir halde eve döner. Yolda yargıcın yetișkin oğlunun, kız kardeșine sarkıntılık ettiğini görerek șiddetli bir tepki verir ve adamın başına bir odun parçasıyla vurur. John annesine veda etmek için eve doğru yürümeye devam eder. Du Bois trajik hikayesini öfkeli yargıcın topladığı bir linç kalabalığıyla John'a yetiștiği yerde bitirir.
Sayfa 135Kitabı okudu
Hayatın kuralı bu yeğen, ne kadar uzağa gidersen git başladığın yere dönersin sonunda Ne kadar değişirsen değiş, nerede mutlu olduysan hep oraya çevirirsin kafanı Ne kadar terbiye etsen de susturamazsın içindeki canavarı Nereye gidersen git yeğenim şunu unutma, herkes gün olur evine geri döner...
DTCF'nin iç yüzü
BİR FAKÜLTENİN İÇ YÜZÜ Ulus Meydanından Yenişehir’e doğru muazzam büyük caddenin üzerinde uzayan bir bina var. Alnında, “Hayatta en hakiki mürşit ilimdir” yazılı. Hayran hayran bakıyorsunuz. Ne güzel bina, ne büyük söz. Hele bir de içeri girin. Korkmayın, çekinmeyin. Bu fakültenin içini, dışını ben çok iyi bilirim. Dört yıl orada bulundum. Ben
KÜRK MANTOLU MADONNA YAZILIŞI VE YAYIMLANIŞI Kürk Mantolu Madonna önce Hakikat gazetesinde 18 Aralık 1940/8 Şubat 1941 tarihleri arasında 48 sayı tefrika edilmiştir. Sonra 1943'te kitap halinde birinci basımı,1966' da ikinci, 1976'da üçüncü ve 1992'ye değin yedinci basımı yapılmıştır. Gazetede "büyük hikâye",
Reklam
#omerhayyam
bir sır daha var, çözdüklerimizden başka! bir ışık daha var, bu ışıklardan başka. hiçbir yaptığınla yetinme, geç öteye: bir şey daha var bütün yaptıklarından başka niceleri geldi , neler istediler, sonunda dunyayi bırakip gittiler. sen hic gitmeyecek gibisin, degil mi? o gidenler de hep senin gibiydiler.. geçmis günü beyhude yere yâd etme, bir
Bir hikaye
KARACAOĞLAN’IN DÜNYAYA GELİP DE BAŞINA HAL GELDİĞİ YER Bir memlekette iki kardeş vardı. Bu iki kardeşin hiç evladı yoktu. Halleri müsait idi. Bir gün o iki kardeş birbirine dediler ki: — Bizim evladımız yok. Cenabı Allah’a yalvarsak da bize evlat verme’ m’ola? dediler. “Yarabbi, bize birer evlat ver,” dediler. “Zenginlik verme evlat ver. Sonra
DOKUNULMAZLAR Rusyada kendisine bu derece verimli bir toprak bulmuş olan, hatta devlet başkanının bile konuşmalarında kullandığı suç dünyasının jargonuna başvurarak şöyle diyebiliriz: Fedulevin grubunun gelişiyle birlikte Urallarda belirli kurallar çerçevesinde yaşamak denen şey sona erdi. Yekaterinburg sokaklarında insanlara en çok kime saygı
Rıfat Ilgaz'ın hastaneye yatışı ile ilgili, Başdan gazetesinin, 28.1.1949 gün ve 25. sayısında şu haber verilmiştir: "... hastaneden çıkan Ilgaz, on gün kadar savcılıkta ifadeler ve muhakemelerle meşgul olmuş ve tekrar hastalığı arttığından yatağa düşmüştür. Rıfat'ı para ile yatıracak bir hastane dahi bulunamamış, nihayet Vali Vekili Haluk
_Büyücü, aşkınlığın(doğaüstü) ta kendisidir. _Büyü’nün etkili olabilmesi, ona inanılmasına bağlıdır. Bunun da birbirini bütünleyen üç ayrı görünümde ortaya çıktığı görülüyor: Büyücünün kendi uygulayımlarına inancı, sonra iyileştirmeye ya da cezalandırmaya çalıştığı kişinin büyücünün gücüne inanması, son olarak da, büyücü-büyülenen ilişkisinin
27 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.