Bir oteli yönetmekle bir kurumu, geniş bir işletmeyi, bir ülkeyi yönetmek aynı şeydi aslında. İnsan kendini, olanaklarını tanımaya, gerçek sorumluluğun ne olduğunu anlamaya başlayınca bocalıyordu, dayanamıyordu.
Gerçek toprağın altında kapatıldığı zaman ,orada öyle bir toplanır öyle bir patlama gücü kazanır ki, patladığı gün herşeyi kendisiyle birlikte havaya uçurur.
Yumuşak, ipeksi elleri vardır yalnızlığın ama güçlü parmaklarıyla kalbi yakaladığında kederle sizlatir onu. Ruhsal coskunlugun yoldaşı olduğu kadar kederin de mutefiğidir yalnızlık.
Şimdi artık ölümm korkutmuyor beni, ama yaşadıkça onu arayacak değilim. Ölümle karşı karşıya gelince ki bu sık sık oluyor, kaçınılmaz bir gerçekle yüz yüze gelmiş olacağım. Önemli olan bu değil. Önemli olan benim yaşamamın ya da ölümümün başkaları üzerinde bırakacağı etkidir...
Tepeye tırmandığımı zannederken aslında bayır asağı koşmak.Tam böyleydi durum. İnsanların gözünde giderek yükselirken , aynı anda hayat da benden o kadar eksiliyor, ayaklarımın altından çekilip gidiyordu.