Özgür yaşayan insanlar arasından yargı ve yönetim aracılığıyla en sinirli, en kızgın, en heyecanlı, en yetenekli, en güçlü ve başkalarına göre daha az açıkgöz ve dikkatli insanlar seçilip ayıklanıyordu ve özgür kalanlara kıyasla hiçbir zaman daha fazla suçlu ya da toplum için tehlikeli olmayan bu insanlar, birincisi aylarca ve yıllarca tam bir
Kişinin düşünsel yeterliliğini oluşturan tabular, bütün o yaşanmış deney birikintileri ve açıkça dile getirilmemiş sezişler, her zaman birtakım iç dürtülere karşı mücadele halindedirler; mahkûm etmeyi öğrendiğimiz ama ancak sormayan ve sorgulanmayan bir otorite tarafından kontrol altında tutulabilecek kadar güçlü dürtülerdir bunlar. İçgüdüsel
_Nevroz, anormalliktir.
_Nevrotik, anormal davranışlı, kültüründen sapmış, ruhsal bozukluğu olan kişidir. Nevrotikler, kültürün üvey evlatlarıdır.
_Nevrotik bir insan, kendini, kendi yoluna dikilen bir engel olarak görmektedir.
_Nevroz, kişinin normal gelişimini engeller ve baş edemediği çatışmaların içine düşürür.
_Anormal davranan herkes
Türkiye gibi bir toplumda beyinlere hitap etmektense göze ve kulağa hitap etmek daha avantajlıdır.
Ayrıca yapılan bir eylem neticesinde tüm basının olayı manşetten vermesi gibi imkan başka hiçbir
ülkede kolay bulunacak imkan değildir. Olayı duyan tüm insanlar gönüllü hatiplik yaparak olayla
ilgili bilinçsiz değerlendirmeler nasıl olsa yapacaklardır.
O halde, APO neden zor olanı seçsin? APO niçin zor olan yolu; yetişmiş insan, mantıklı insan, teknik
ve organizasyon gerektiren yolu tercih etsin? Eylem sırasında eylemi yapanların ölme, sakatlanma,
yaralanma, yakalanıp ağır cezalara çarptırılma gibi durumları olabilir. Olsun! APO için fedai mi yok?
Böylesi bir toplumda herkes istediği şartları oluşturduktan sonra, istediği kadar adamı istediği
biçimde kullanabilir. Yeter ki bütün insanlık değerlerini APO gibi yitirmiş olsun.
Toplumumuzda bir silah patladığı zaman panik başlar. Yine bu toplum silah patlatanı kahraman ilan
eder. Ona insan üstü vasıflar yakıştırır. Tek tek şahısları kastetmiyoruz, genel olarak bu böyledir.
Dağın başında, mezrada yaşayan insanımızla, İstanbul'un göbeğinde oturan da aynıdır. Dağdaki
çobandan tutun, en sorumlu kademelerdekilerde bile bu eğilim mevcuttur. İşte Abdullah ÖCALAN'ın
propaganda gücünün temel esprisi buradadır. Bugün, bu gücü en şiddetli biçimde sürdürmektedir.
1991 yılı Aralık ayında basınımızdan bir manşet;
"APO ile görüştük! 1992 yılı baharına kadar eylem yok!"
Manşet bu ama gerçek öyle mi?
Depresif durumları / depresyonu ilaçlarla tedavi etmeye çalışmak; yani belli başlı semptomların anlaşılması, anlamlı kılınması ve çözülmesi yerine -antidepresan ilaçlarla- baskılanması temel bir insanlık durumunun medikalize edilmesi demektir
( Nuh’un büyükbabası Enok )
_Meleklerin Düşüşü ve Masonluk_
_İnsanoğulları çoğalınca, güzel ve alımlı kızları oldu. Melekler, göklerin çocukları onları görüp şehvet hissettiler. Birbirlerine dediler ki: “Gelin insanların arasından kendimize eşler seçelim ve onlardan çocuklarımız olsun.” Liderleri Semyaza onlara dedi ki: “büyük bir günahın cezasını
_Tüm erkekler, kadınlardan zorla köle olmalarını değil, gönüllü olarak köle olmalarını, yalnızca bir köle değil, bir cariye olmalarını beklemektedir. Bu yüzden de onların gözünü bağlamak, akıllarını köleleştirmek için ellerinden geleni yapmışlardır. Öteki kölelerin itaatini sağlamak için, efendiler korkuya yaslanırlar. Kendilerinden ya da dinden
_Maske takarak yaşıyoruz ve maskenin içindeki gerçek beni unutup, ideal benliği gerçek sanıyoruz. Gerçek benliğimizle çatışma sonucu hastalanıyoruz.
_Ortaçağda felsefesinde Tanrı, insanı kurgulayarak yaratır ve insan, tanrıya ulaşmak için uğraşır. Bu kurgu dünyası bir sınavdır. Ortaçağ ilkel insanı bu yüzden bir maske takar. Rönesans özgür
_Cumhuriyet, erdemli insanların yönetimidir.
_Bir kişiye yapılan haksızlık, tüm topluma yöneltilmiş bir tehdittir.
_Hür bir milletin kurtarıcısı olabilir. Köle bir milletin ise başka bir efendisi çıkar ortaya.
_Sadece mutlu olmayı istesek kolay olacaktı ama biz başkalarından daha mutlu olmak istiyoruz. Bu da oldukça zor, çünkü onları daima
_Hissedebileceğiniz en güzel şey, hayatın esrarlı tarafıdır. Sanatın ve bilimin beşiğinde, bu ana duygu vardır. Onu bilmeyen, dünya karşısında şaşkınlık ve hayranlık duymayan kimse, ölü gibidir.
_Delilik şüphesiz aptallıktan daha iyidir, delilik var olmuş bir zekânın yok oluşudur. Aptallık ise var olmamış bir zekânın var olmamaya devam