Kürk Mantolu Madonna, tesadüf eseri başlayıp birkaç sayfasına bakıp elimden düşüremediğim o kitap...
Açıkçası Türk klasikleri pek sık okuduğum bir tür değildir ama bu kitabın yeri bambaşka. Kitap o kadar sade ve içten yazılmış ki kitabı bitirdiğimde boşluğa bakakaldım, kimse beni bu hikayenin gerçek olmadığına ikna edemez. Karakterimiz Raif sessiz, içe dönük, yalnız bir adamdır. Her gün gördüğü iş arkadaşları bile onun kişisel hayatı hakkında pek bir bilgiye sahip değildir.
"Ben dünyadan ziyade kafamın içinde yaşayan bir insanım."
Bu kitapta Raif'in hikayesini, iç dünyasının aslında ne kadar eşsiz anılarla kaplı olduğunu okuyoruz. Raif'in içten ve naif duyguları beni o kadar etkiledi ki...
"Tesadüf seni önüme çıkarmasaydı, gene aynı şekilde, fakat her şeyden habersiz, yaşayıp gidecektim. Sen bana dünyada başka bir hayatın da mevcut olduğunu, benim bir de ruhum bulunduğunu öğrettin."
Aşk kitaplarını pek tercih etmem ama bu kitap çok trajik ve etkileyici bir başyapıt. Hem kitabı hem de bu incelemeyi tekrar tekrar okuyacağım çünkü kitabı bitirince kitabı okurken hissettiklerimi özlediğimi fark ettim.
"İçimde yarım kalmış bir konuşmanın üzüntüsü vardı."
"Seni seviyorum. Deli gibi değil, gayet aklı başında olarak seviyorum."