Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Bunu zaten biliyorsunuz a**** değilsiniz ve Hayatınız boyunca büyük karı elde edenlerin pes etmeyenler olduğunu görmüşsünüzdür ve bu hayatınızda şimdiye kadar bir fark da yaratmamıştır. Peki o zaman şimdi neden beni dinliyorsunuz ki? Basit bu kendinize söylediğiniz hikaye ile alakalı bırakmanın ahlaki olarak başarısızlık olduğuna inanarak büyürsünüz bırakma size aşağı doğru çöküş anı gibi bir his yaratır Sanki kendi gözlerimizin içine bir an için bakıp gözünüzü kapamışsınız gibi gelir Elbette Elimizden geleni yapıp denersiniz ama bir türlü olmaz. Eğer daha iyi bir insan olsaydınız bırakmazdınız düşüncesi gelir sizi bulur. Ben ise bırakma meselesine ya da bırakmamaya bir yükselme fırsatı olarak bakmanızı istiyorum. Bunun başarısızlığın utancından kaçmakla alakalı bir şey olmadığını görmenizi istiyorum.
İnsanın iyi olmak için akla ihtiyacı yoktur. Hatta bana zaman zaman bunun tam tersi olmalı gibi gelir.
Reklam
Herkesi iyilerle karşılaştırsın mevla ...
Peygamber (s.a.v) buyurur ki : "Kötü arkadaş demirci gibidir. Demircinin yanına gidersen, elbisen yanmasa da , dumanı sana gelir. İyi arkadaş ise , güzel kokular satan gibidir. Sana misk , amber vermese de, onların kokusunu alırsın. " O halde , yalnız oturmak kötü arkadaşla oturmaktan daha iyidir.İyi arkadaşlar oturmak ise, yalnız oturmaktan hayırlıdır.
Sayfa 273
Gülmek delilik belirtisidir. İnsan güldüğü şeye inanmaz,ama ondan nefret de etmez. Bu yüzden kötü bir şeye gülmek, onunla savaşmak isteği duymamak anlamına gelir; iyi bir şeye gülmekse, iyiliğin kendiliğinden yayılmasını sağlayan gücü yadsımak demektir.
Fark ettin mi, demişti Bo Woody Allen'ın Kocalar ve Karıları filmini seyrettiğimizde, Allen'ın pek çok ana kadın karakterinin, bilhassa Mia Farrow'un oynadığı kadınların en önemli özelliği herkese bariz bir özen, bariz bir fedakarlık göstermeleridir, Woody Allen'ın kadınları hep iyi şeyler olsun isteyen, sorunları çözen, asla seslerini yükseltmeyen, başkaları seslerini yükseltip sinirlendiğinde de buna uysalca katlanan kadınlardır, bu kadınların kendilerini değil başkalarını düşündüğü aşikardır, onlara karşı çıkmak, onlardan farklı düşünmek zordur çünkü yumuşak başlı ve iyidirler, ayrıca bu kadınlar çoğunlukla istediklerini alırlar. Bu kadınlar genellikle amaçlarına ulaşırlar, şaşırtıcı bir şekilde yerine gelir istekleri, gelmeye de devam eder. O, bu kadınların özenli davranma kisvesi altında verimli olduğu kadar kadınca da olan bir iktidar dili geliştirdiğine inanıyordu.
Sayfa 208 - Siren YayınlarıKitabı okuyor
En boktan hikaye bile aynaya anlatılırken iyi gelir!…
Reklam
Erkek sorunları çözerek kendini iyi hissederken, kadına sorunları hakkında konuşmak iyi gelir. Bu farklılıkları anlayıp kabullenmemek, ilişkilerimizde gereksiz sürtüşmelere neden olmaktadır.
Şiiri hep aşkın gıdası olarak düşünürdüm.
“Kendi kızım diye söylemiyorum. Daha on beş yaşındaydı, şehirdeki kardeşim Gardiner'ın orada bir beyefendi vardı, ona öyle âşık oldu ki yengem biz gitmeden evlenme teklif edeceğinden emindi. Etmedi mamafih. Belki çok genç buldu. Mamafih ona şiirler yazdı, güzel şiirlerdi doğrusu.” “Böylece sevgisini tüketti,” dedi Elizabeth sabırsızca. “Aynı şekilde yenik düşen birçok kişi olmuştur. Şiirin aşkı yok etme yeteneğini ilk kim keşfetti merak ediyorum doğrusu!” “Şiiri hep aşkın gıdası olarak düşünürdüm,” dedi Darcy. “Sağlıklı, güçlü, iyi bir aşk için doğru olabilir. Zaten güçlü olan bir şeye her şey iyi gelir. Ama eğer zayıf, cılız bir eğilimse tatlı bir sone açlıktan öldürür onu.”
Sayfa 47 - Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, Elizabeth, Mr. Darcy.Kitabı okuyor
Disiplin kişinin aklına olduğu kadar ruhuna da iyi gelir.
Reklam
Denilir ki, gökyüzüne bakmanın 10 yararı vardır: Üzüntüyü hafifletir, vesveseyi azaltır, korku hissini giderir, Allah'ı (c.c) hatırlatır, kalpte Allah'ın (c.c) azametini uyandırır, kötü düşünceleri bertaraf eder, sıkıntıya iyi gelir, aşk acısına teselli verir, sevenleri teselli eder ve o dua edenlerin kıblesidir.
Aydın olmak, modaya uygun elbise ve şapka giymek, kolalı gömlek giyinmek demek değildir. Aydın kesim, milletin beyni durumundadır. Millet sizi iyi bir eğitim aldıktan sonra yüksek bir gelir elde edersiniz ve geceleri kahvehanelerde iskambil veya domino masasının başına geçip eğlenesiniz diye okutmamıştır. Böyle olanlar gerçek aydın olamazlar. Onlar aydınların küflenmişidirler.
‘’Kaç yaşında olduğunu bilmelisin!’’ diyorlardı. Bense susup ‘’Bilmemek daha iyi’’ diye düşünüyordum. Kaç yaşındasın demek kaç dolunay boyunca yaşadığın anlamına gelir.
Herkes her yaşta çocuktur. Aradabir, “Verin bulutlarımı, onlar benim oyuncaklarımdı! Verin annemin türkülerini!” diye bağırasım gelir. Sonra da gülerim kendime. Elli yaşında bir adamın, “Verin oyuncaklarımı!” demesi gülünç değil mi? Ama nice gizlersek gizleyelim, hepimiz her yaşta yine çocuğuz; kimimiz elli yaşında bir çocuk, kimimiz yetmişinde bir çocuk... İyi ki bu çocukluklarımızdan bir küçümen parça içimizde gizli kalıyor. Yoksa büsbütün çekilmez olurduk...
Tat tomurcuklarının sayısı genellikle 3.000-10.000 arasında olup, bu sayı çocuklarda daha fazladır. Kırk beş yaşından sonra tat tomurcuklarının birçoğunda bozulmalar meydana gelir. O nedenle yaşlılıkta tat duyarlılığı azalmaktadır. Yani vakti olanlar hâlâ vakitleri varken bazı yiyeceklerin tadını çıkarsınlar. Zira ileride buna pek de fırsatları kalmayabilir. O yüzden birçok yaşlı insan sürekli "ah, nerede o eski tatlar" deyip dururlar. Tamam, eski tatların çok daha iyi oluşunda besinlerin daha doğal olduğu gerçeği önemlidir ama tat tomurcuklarının sayısının azalması da bu meselede oldukça etkilidir.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.