Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Janset

Janset
@jansetozdemir
*kişisel yorum günlüğüm
Edirne
21 Kasım 1997
35 okur puanı
Şubat 2022 tarihinde katıldı
226 syf.
·
Puan vermedi
Felsefeyi oldum olası hep çok sevdim. Açıkçası tüm felsefe tarihine ve kişilerine hakimim gibi bir iddiam yok, çok da eksik bulurum kendimi, daha katedecek çok yolum var. Bu nedenle oldukça ünlü bir yazar ve düşünürü bir kitapta beraber bulunca denemek istedim. Gerçi şüpheyle yaklaşmama da engel olamadım sonuçta okuyacağım kitap bir öznel yargılar
Dostoyevski ve Nietzsche Trajedinin Felsefesi
Dostoyevski ve Nietzsche Trajedinin FelsefesiLev Şestov · Notos Yayınevi · 2017102 okunma
Reklam
232 syf.
·
Puan vermedi
Bilimsel kitaplar, tarih kitapları, felsefe... Bunlar genel olarak soru işaretleri içinde aldığım kitaplar olur. Hepsini okumaktan cidden keyif alıyorum ancak hepsi iyi seçim yapmanın zor olduğu, aklınızı tamamen onlara teslim etmeden okumanız gereken kitaplar. Yani sorgulayıcı kısmınızı kapatmamalısınız ki bilgileri doğru bir şekilde
Duygusal Beyin
Duygusal BeyinHüseyin Nazlıkul · Destek Yayınları · 2016220 okunma
176 syf.
·
Puan vermedi
Jean Jacques Rousseau hakkında çok bilgi sahibi olduğum bir yazar değildi. Bu nedenle önce hayatına dair biraz okuduktan sonra bu kitabı seçtim kendisini daha iyi tanımak için. Açıkçası memnun da kaldım, şu an özellikle İtiraflar adlı kitabını merak ediyorum. Kitapla ilgili sevdiğim şey Rousseau'nun kendisine baktığı yer oldu. Bakarken durduğu yer daha doğrusu. Bana göre yaşamında gerçekten istediği sevgiyi görememişti ve bu nedenle insanlarla yakınlıkları normal birine göre hem kendisini daha çok mutlu ediyor hem de suistimale açık hale getiriyordu. Eh, doğal olarak diğerlerine göre daha saf kalan duyguları suistimale uğruyordu. Bunun ruhunda yarattığı başka yaralar da olmuştu. Aslında mütevazılık gibi erdemli davranışlara sahip olmasıyla öne çıksa da ezilmeye müsait daha silik sayabileceğimiz bir yapısı vardı. Bunu da yine iç huzuru sevgide aramış ve pek çok kez kırılmış kalbine yoruyorum. Böyle desem de aslında hem yazarlığı hem de düşünceleriyle tarihe yön vermiş bir kişi aslında. Hayatı ve kişiliğine dair biraz daha okuma yapacağım, karakter yapısını ve düşüncelerini daha iyi anlamak isterim.
Yalnız Gezerin Hayalleri
Yalnız Gezerin HayalleriJean-Jacques Rousseau · Alfa Yayıncılık · 20184,034 okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
168 syf.
·
Puan vermedi
En büyük hobilerimden biri, astrofizik! Lütfen astrolojiyle karıştırılmasın, bu beni oldukça üzerdi. :D Eğer mesleğimi en başa dönerek değiştirebilecek olsaydım büyük ihtimalle astrofizikçi olurdum. NASA'da çalışmak da elbette en büyük hayalim olurdu. Ama şu an bir hobi olarak kalması da beni mutlu ediyor. Kitaba gelirsek: Neil Tyson günümüzün bilindik ve başarılı fizikçilerinden biri. Bu kitabı da oldukça basit ve anlaşılır bir dille yazmış. Hatta bana kalırsa biraz daha karmaşık da olabilirdi. Ama bu konuya merakı olanlar ve yeni başlamak isteyenler için oldukça güzel bir rehber. Zevkle okudum. Uzaya ve evrene daha geniş bir açıdan bakmamı sağlayacak birçok yeni bilgi edindim. Yaşasın fizik!!!! <3
Acelesi Olanlar İçin Astrofizik
Acelesi Olanlar İçin AstrofizikNeil deGrasse Tyson · Nova Kitap · 2023236 okunma
279 syf.
·
Puan vermedi
Bana sinir krizleri geçirttiği için zar zor okuduğum kitaptır. Yarım kalsa içim rahat etmeyeceğinden mi yoksa daha ne kadar sinirlerim bozulabilir diye merak ettiğimden mi devam ettim bilmiyorum. Böyle düşünsem de bu kitaptan nefret ettiğim anlamına gelmiyor. Çoğu konuda paralel düşünmediğim bir psikolog ve yazarla tanıştığımı gösteriyor sadece. Hepsini burda teker teker açamayacağım ama psikiyatristlerle ilgili olan kısımları zor okudum. Ancak sonlarına doğru babasının psikiyatrist olduğunu söylemesi çok farklı bir açıdan bakmama neden oldu. Ayrıca yazara hak verdiğim ya da 'evet gerçekten çok doğru' dediğim kısımlar da oldu. Tabii genele göre bu kısımlar az kalıyor ama olsun. :D Totaliterizmin ne olduğunu artık oldukça kapsamlı bir şekilde biliyorum diyebilirim. Gerçi yazarın anlatımından totaliterizmin zıttı anarşizmmiş bir algı oluştu kafamda (ki değil) ama zaman geçtikçe daha çok sindireceğimi düşünüyorum.
Cehenneme Övgü
Cehenneme ÖvgüGündüz Vassaf · İletişim Yayınları · 20209,9bin okunma
Reklam
372 syf.
·
Puan vermedi
Ülkece ağırlığı altında ezilmemiz gereken onca şey birikti aslında, ama biz ne yaptık ne ettik hepsini bir şekilde halının altına süpürdük. Elini taşın altına koymayı bırakın yüzü bile kızarmayanların yaşadığı bir kitleye dönüştük. Artık sorunlara karşı kör, sağır ve dilsiziz, en azından ucu bize dokunmadıkça. Çok da bir şey denmiyor, sonuçta iyilik uğruna çabalayanların elini kolunu nasıl kesebildiklerinin de farkındayım. Neyse, kişisel hayal kırıklığımı bir kenara bırakıp kitaptan bahsedecek olursam: Kardeşini doğurmak bu ülkede HERKESİN okuması gereken bir kitap. Belli meslek gruplarının özellikle daha dikkatli okuması gerek, öğretmenler, psikologlar ve sağlık çalışanlarını sayabilirim. Ülkenin en hassas ve en değerli konusu olan çocuklarımızın yaşayabileceği en korkunç gerçekler hakkında bir kitap. Bu kitabın en korkunç yanı ise içinde kurguya dahil hiçbir şeyin olmaması. Okudukça "yok canım daha neler"lerin anlamını yitirdiğini ve içinizin buz kestiğini fark ediyorsunuz. Okuması da ayrıca zor, bu kadar midem kaldırmayarak ve zorlanarak okuduğum bir kitap olmamıştı. Bitirmesi hayli zor oldu benim için. Sonunda bitirmeyi başardığımda ise yine halı altına süpürdüğümüz çok sert bir gerçeği tüm çıplaklığıyla görür oldum. Bir daha kitabı okumadan önceki halimle aynı insan olamayacağım. Biz çocuklarımızı daha evlerindeyken dahi koruyamıyoruz. "O kadarı da olmaz" dediğimiz her şeyin ÇOK daha fazlası oluyor. Görmezden geldiğimiz, sırt çevirdiğimiz her gerçekle de koca bir bataklıkta solup giden o hayatlarda bizim de bir payımız oluyor.
Kardeşini Doğurmak
Kardeşini DoğurmakBüşra Sanay · Doğan Kitap · 20185,6bin okunma
104 syf.
·
Puan vermedi
İsmini görmek bile büyük ihtimalle çoğu erkeği kendisinden iterken çoğu kadında da merak uyandıracaktır. Öncelikle söylemeliyim, eğer başlıklardan etkilenen biriyseniz, kesinlikle korkmanıza gerek yok! Erkeklerden Nefret Ediyorum, aslında oldukça eğlenceli bir kitap. Beni okurken çok güldürdü. Kimi zaman hislerimi paylaşan birileri olduğunu
Erkeklerden Nefret Ediyorum
Erkeklerden Nefret EdiyorumPauline Harmange · Mundi · 2021188 okunma
512 syf.
·
Puan vermedi
İyilik ve Kötülük Okulu, tamamen kafa dağıtmak için öylesine aldığım bir kitaptı. Çocuk kitapları bence bu konuda çok yardımcı. Bazılarının size sunduğu dünya o kadar farklı ki günlük dertlerinizden uzaklaşmanız çok daha kolay. Üstelik çocukken kurduğum hayallere bir parça da olsa yakınlaşmak bana iyi hissettiyor. Elbette kitabın konusuna da
İyilik ve Kötülük Okulu 1
İyilik ve Kötülük Okulu 1Soman Chainani · Doğan Egmont Yayıncılık · 2018264 okunma
60 syf.
·
Puan vermedi
Yolda iyi gider diye almıştım ama o kadar minikmiş ki hemencecik bitiverdi. Saramago'yu gerçekten çok seviyorum. Okumayalı yıllar olmuştu, dilini ve tarzını çok sevdiğimi unutmuşum. Karakterlerin asla bir isme sahip olmayışı, noktalama işareti olarak sadece virgül ve nokta kullanması... Detaylarda saklı bir yazar bence kendisi ama söylemek istediğini her zaman söylüyor. Anlamak isteyene tabii. Kitap hakkında yazarak kitaptan daha uzun bir metin çıkarabilmeniz mümkün. :) Gerçekten öylesine kısa ve akıcı, insanda keyif verici bir tat bırakıyor. Kısa bir öykü diyebiliriz, biraz da masal tadında. Bilinmeyen bir adaya yapılan, bilinmeyen bir yolculuk sonunda kendini bilebilme (bulabilme) umudundan bahsediyor bence Saramago. Hayat bir yolculuk ve deneyim, içimizden geleni yapma cesaretini bulduğumuzda bir bilinmezlik denizine atılırız. Ve sonunda vardığımız noktada artık asla eski kendimiz değilizdir. Çoğumuz 'bilinmeyen bir adadan' korkarız ama aynı zamanda 'o adaya ayak bastığımızda kim olacağımızı merak etmekten' de geri duramayız. Burada ise karşımıza iki önemli etken çıkar. Birincisi bu yolculuğa atılmaya karar vermek, ikincisi ise ilk adımı atmak. Devamında, yolculuk boyunca vereceğimiz kararlar, tutum ve davranışlarımız ise sonunda nasıl bir adaya hangi şekilde (ve kimlerle) varacağımızı belirler.
Bilinmeyen Adanın Öyküsü
Bilinmeyen Adanın ÖyküsüJosé Saramago · Kırmızıkedi Yayınevi · 200923,2bin okunma
261 syf.
·
Puan vermedi
Okuduğum kitapları tekrar okuma alışkanlığım genelde yoktur. Ama Sineklerin Tanrısı'nı küçükken okumuştum. Okuduğumda ana karakterlerle yaklaşık aynı yaştaydım, bu yüzden beni derinden sarmıştı. Nerede okuduğumu, bana nasıl hissettirdiğini çok net hatırlıyorum. Kesinlikle bir çocuk kitabı değil, içinde anlaşılması gereken birçok imge ve
Sineklerin Tanrısı
Sineklerin TanrısıWilliam Golding · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202080,4bin okunma
Reklam
136 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
Duygusal bir anıma mı denk geldi yoksa konu Van Gogh olduğunda mı duygusallaşıyorum emin değilim. Duysallıktan öte yoğun bir empati duygusu bu belki de. Tamamen başka zamanda, başka yerde, benden bambaşka bir hayatı yaşamış hiç tanımadığım bir insana karşı duyduğum 'anlıyorum' hissi. Yaşadığı yalnızlığı duyumsayabiliyormuşum gibi bir yerde. Aşka karşı çocuksu heyecanını, boyun eğmeyip devam etme çabasını, yaşadığı inanç çatışmasını, kardeşine karşı sonsuz sevgisini, iyi niyetinin anlaşılamamasını, hor görülmesini, deliliğini (hastalığını), hele ki kimseye duyuramadığı o içindeki kocaman boşluğu yazdığı her cümleyle, bıraktığı her tabloyla sanki bağıra bağıra haykırıyormuşçasına duyuyorum ben. 21. yüzyıla kadar pek çok şey değişti. Ama ne bazı insanların değerini anca kaybettikten sonra anlamamız ne de kendi yalnızlıklarına hapsetmeyi seçtiğimiz insanlara sırt çevirmemiz değişmedi.
Theo'ya Mektuplar
Theo'ya MektuplarVincent Van Gogh · Remzi Kitabevi · 20186,2bin okunma
420 syf.
·
Puan vermedi
Bir ay uzak kaldıktan sonra buraya dönmek garip geldi. Kitaplarıma ve yazı yazmaya bir süredir gerekli zamanı ayıramadım. Hoş, bundan pişmanlık da duymuyorum çünkü zaman ayırdığım konular bana pek çok şey kattı. Nasıl bir yılda değiştiysem bu bir ayda da değiştim. Akış içerisinde kendimizle birlikte, bilhassa da kendi içimizde çıktığımız bu
Aşk
AşkElif Şafak · Doğan Kitap · 200967,4bin okunma
56 syf.
·
Puan vermedi
Bu kitabı birkaç sene önce o zamanlar çok mutsuz, hayatından fazlasıyla şikayetçi ve bir o kadar da negatif olan bir arkadaşıma doğum günü hediyesi olarak almıştım. Ama sonra biraz ofansif kaçacağını düşünerek vermekten vazgeçtim. Ben de okumadım çünkü her ne kadar felsefi bir altyapıya dayanıyor olsa da 'nasıl mutlu olacağımızın' bir
Mutlu Olma Sanatı
Mutlu Olma SanatıArthur Schopenhauer · Can Yayınları · 202013,1bin okunma
136 syf.
·
Puan vermedi
Mahir Ünsal Eriş'in okuduğum ikinci kitabı. Kendisiyle tanışalı çok olmadı, biraz da içine doğduğu ortamla ilgili olacak, dilini ve tarzını sevdiğim bir yazar kendisi. Her öyküsünde istediğim finali bulamasam da çoğunu etkilenmiş bir halde bitiriyorum. Olduğu Kadar Güzeldik'i çok sevmiştim (favorim hala o), şaşırtıcı olmadı
Sarıyaz
SarıyazMahir Ünsal Eriş · Can Yayınları · 20194,167 okunma
180 syf.
·
Puan vermedi
Cengiz Aytmatov benim uzun zamandır okumak istediğim ancak bir türlü vakit ayıramadığım yazarlardandı. Lisedeyken bir kitabını kitaplığıma koymuştum, o kadar uzak işte. Aslında okumayı istediğim kitap başkaydı ama elime bu kitabı geçti, ben de okudum. Kitap bir çocuğun hikayesini anlatıyor. Onun küçük evrenindeki büyük hayal gücünü, dünyaya bakan
Beyaz Gemi
Beyaz GemiCengiz Aytmatov · Ketebe Yayınları · 202170,5bin okunma
243 syf.
·
Puan vermedi
Bu kitaba içeriğini bilmeden, sadece adının verdiği ipucuyla başladım. O nedenle başlangıç kısımları (uzunca bir süre) şaşırttı beni. Bir kumarbazın yaşamını görmeyi beklerken, kendimi ilk önce bir aşk hikayesinin içinde buldum. Şu sıra da canım o kadar aşk görmek istemiyordu ki. Ancak yine de öylesine yoğun hissedilen bir tutku olması sonra
Kumarbaz
KumarbazFyodor Dostoyevski · İletişim Yayıncılık · 202068,8bin okunma
Reklam
144 syf.
·
Puan vermedi
Adını çok duymuş, bazı şiirlerini de okumuştum ama daha önce bir kitabı elime geçmemişti Küçük İskender'in. Kitabı bana bir arkadaşım verdi, hoş bir takas yaptık. Ben de ona Ümit Yaşar Oğuzcan'ın Aşka Dair Nesirler'ini vermiştim de okudu mu bilmiyorum. İkimizin bu kitaplardaki ortak yanı, kitaplarımızın şimdilerde unutulmaya yüz tutmuş anılarda kalan birtakım beyefendilerle bir alakasının olması. İçine alınmış notlar, çizimler... Okumamı daha ilginç kıldığı için mutluyum açıkçası. Sonradan baktığıma göre bu Küçük İskender'in ilk kitabıymış. Oldukça da ilginç bulduğum bir hayatı olmuş. Radikal kararlar alarak tıbbı bırakmış, sosyolojiyi bırakmış ama şiirden, edebiyattan vazgeçememiş. Zaten ruhunda olduğuna inandığım bu radikallik ve keskinlik bence şiirlerine de yansımış. Okudukça satırlardaki imgelerin yüzüme çarptığını hissettiğim, korkusuz bir havası vardı. Ayrıca sanki dopdoluydu, artık sonunda dayanamayıp patlamış bir ırmak gibi okuyanı kendi seline katıp götürmek istiyordu. Bir kavramı doğrudan düşündürtmek yerine bunu farklı çağrışımlarla akla getirmesini de sevdim. Bir de netliğini, yani söylemek istediklerinden kaçınmayışını. Kendi kitabım olmadığı için üzerini işaretleyip notlar düşemesem de çok sevdiğim dizeler oldu. Küçük İskender'in şiirlerinin bu kitap ya da bir başkası fark etmez, kesinlikle okunması gerektiğine inanıyorum.
Gözlerim Sığmıyor Yüzüme
Gözlerim Sığmıyor YüzümeKüçük İskender · Can Yayınları · 2021853 okunma
136 syf.
·
Puan vermedi
Beni kendine çeken ilk şey kitabın adı oldu. Bir de kapağındaki, eskiden çoğu evde olan çay tabağı resmi. İçinde olan bitenlerin haberini vermiyordu belki ama "biz"den esintiler taşıyacağı kesindi. Yazar hakkında da kitabın içeriği hakkında da almadan önce hiçbir fikrim yoktu. Mahir İhsan Eriş'le tanışmamı sağlayan bu kitabın
Olduğu Kadar Güzeldik
Olduğu Kadar GüzeldikMahir Ünsal Eriş · Can Yayınları · 20212,960 okunma
96 syf.
·
Puan vermedi
Esasen bu kitabı yanlışlıkla aldım. Bir arkadaşım aynı yazarın başka bir kitabını önermişti. Geçenlerde oldukça eski bir kitapçıya gittim, ama kitabın adını hatırlayamadım. "Marguerite Duras, aşk hakkında, zaman bildiriyordu bir de sanki adı." dedim. Yardımcı olan kişi beni nedense komik buldu, biraz sohbet ettik sonra da bana bu kitabı
Bir Kış Günü Öğleden Sonra
Bir Kış Günü Öğleden SonraMarguerite Duras · Can Yayınları · 2000139 okunma
72 syf.
·
Puan vermedi
Savaş Sanatı, benim yine yolda giderken okurum diye düşünerek aldığım kitaplardandı. Öyle de oldu, gerçekten çabucak bitti. Strateji ve zeka hakkında olan kitaplara yoğun ilgi duysam da kitap beni çarpmadı. Belki günümüzdeki savaş tarzının daha farklı olmasından ya da benim savaştan hoşlanmamamla ilgili olabilir bu durum. Yine de Sun Zi'nin özellikle kendi çağının ötesinde kaldığına inandığım zekasından hoşlandım. Zaten kendisi komutan olmasının yanında filozof olarak da biliniyor. Kitapla ilgili diyebileceğim şey, hayatın hangi alanında olursa olsun zeka ve deneyim çok önemli. Bir durumu "enine boyuna düşünmek" ve bunları uygulayabilmek gerçekten bir sanat.
Savaş Sanatı
Savaş SanatıSun Tzu · Can Yayınları · 202038,9bin okunma
168 syf.
·
Puan vermedi
Mehmet Aslantuğ'un sesinden Storytel'e düşmesiyle dikkatimi çeken İzlanda Balıkçısı konu edindiği aşk hikayesiyle aslında bana hitap etmeyen bir kitaptı. Bu, içinde sevdiğim yerler olduğu gerçeğini değiştirmese de bütününe bakınca çok keyif aldığımı söyleyemem. Ancak kendisi hakkında pek fazla bilgim olmayan Pierre Loti'yi
İzlanda Balıkçısı
İzlanda BalıkçısıPierre Loti · Zeplin Kitap · 2021764 okunma
72 syf.
·
Puan vermedi
Kıskançlık, aslında taşınması kolay olduğu için aldığım bir kitaptı. Nispeten sık yaptığım otobüs yolculukları için ideal olduğunu düşünmüştüm. Kısa bir yolculukta da bitiverdi zaten. Kitabın benim üzerimdeki etkisi huzursuzluk vericiydi (ki ben bunu seviyorum) ancak bu benim kıskançlığa bakış açımla alakalı olabilir. Kıskançlığa değil aslında
Kıskançlık
KıskançlıkMarcel Proust · Can Yayınları · 20201,923 okunma
Reklam
280 syf.
·
Puan vermedi
Dorian Gray'in Portresi çoğu özelliğiyle bence çağından ayrılan bir kitap. Okurken çekildiğiniz dünya bambaşka, katılıp katılmadığınız bir kenara dururken orda savunulan düşüncelerin içinde savrulmak daha başka. Oscar Wilde'ın kendi yaşantısında çektiği sıkıntılardan ve iç dünyasının yoğun karmaşasından esinlenerek yazdığına inandığım bu
Dorian Gray'in Portresi
Dorian Gray'in PortresiOscar Wilde · Can Yayınları · 201873,2bin okunma
112 syf.
·
Puan vermedi
Bir aydır uğramamışım buralara. Yeniden başlamanın zamanı geldi diyerek geri dönüyorum şimdi. Kıyı Kitabı aslında bir üçlemenin üçüncü kitabı. Belki birinciden başlamak daha mantıklı olurdu ama kitaplığımda geçmişten kopup gelen Kıyı'yı buldum. Hem geçmiş yıllara gittim hem de kendi içimde derinlere indim. Kıyı Kitabı bir yolculuk hikayesi, ama bir kişinin değil hepimizin. Ömrümüzün nasıl bir yolculuktan ibaret olduğu ve geçtiğimiz yolların bizi biz yapan yegane şey oluşundan ötürü aslında nasıl bizim "yola" dönüştüğümüzün hikayesi. Kitabın bütününe baktığımda hoşuma giden bir detay bu sonun "ev"de bitmesiydi. Yani insanın sonu yine kendi kıyısında biterdi, artık daha dingin, daha gerçekleri kabullenmiş bir halde. Yolculuğunda yol olur başladığın yere geri dönerdin, kendine, ama bambaşka biri olarak. Çok sevdiğim dizeler de oldu, beni rahatsız edip eğreti hissettirenler de. Ama yine de sona vardığımda bir yolcunun hislerini hissettim. Bir parça yorgun ama sakin. Huzurlu diyemeyeceğim çünkü değildim. Ki bu da kitabın beni düşünmeye ittiğini ve içimde, henüz yola dönüşecek kadar zaman kat etmediğimin farkında olan isyankar gençliğime etkidiğini gösterir. Bize "yolculuğun kimsesizlik olduğunu" ve " eksilerek çoğaldığımızı" başarılı bir şekilde anlatan Kıyı Kitabı'nda pek çok sevdiğim dize olsa da ben şununla yazımı bitirmek istiyorum: "Durmayı, dönmeyi istesen de yapamayacaksın. Geri dönmeyi bilmediğin için bundan böyle hep gideduracaksın."
Kıyı Kitabı
Kıyı KitabıEce Temelkuran · Everest Yayınları · 2013444 okunma
88 syf.
·
Puan vermedi
Polikuşka'yı aldığım gün dalgın, yorgun bir haldeydim ve acelem vardı. Aslında o telaş anında aniden seçerken adını 'Polyuskha' okuduğum için kitabı almıştım. Beynim o an Polyuskha Polye şarkısıyla bir bağlantı kurdu (bu şarkıyı piyanoda çalardım) ve yazarının Tolstoy olduğunu göz ardı etti sanırsam. Neden böyle diyorum? Çünkü
Polikuşka
PolikuşkaLev Tolstoy · Can Yayınları · 20192,913 okunma
166 syf.
·
Puan vermedi
Toplama kamplarını konu edinen ilk kitabımı okuduğumda henüz çok küçüktüm. Bir çocuk kitabıydı elbette, Çizgili Pijamalı Çocuk. Auschwitz toplama kampını ilk kez orda duymuştum. Hikayeden ne kadar etkilendiğimi hala hatırlıyorum. Gelgelelim aradan yıllar geçti, araya pek çok farklı kitap girdi ama ben; İnsanın Anlam Arayışı'nı elime aldığımda yine onu hatırladım. Bu nedenle bir selam göndermem yerinde olacaktır. İnsanın Anlam Arayışı'nda beni kendine ilk çeken şey yazarının bir psikiyatrist olmasıydı. Yaşanılanların inanılmaz bir psikolojik şiddet olduğunu düşünürsek o şartlardan çıkıp geleceğe umutla bakabilmek ve üstüne üstlük diğer tüm insanların da umutla bakmalarını sağlayabilmek için çalışmak aslında oldukça güç bir şey. Bunu yapabilmek için kişinin kendi iç dünyasında çok sağlam temelleri olması ve inanıp tutunduğu her neyse buna dört elle sarılmış olması gerekiyor. Nitekim kitabı okurken hissettiğim de buydu, yazarın sahip olduğu dinginlik. Hikayelere hayret ederken bahsettiği psikolojik durumları anlayıp aynı zamanda bir çeşit umut duyabildim. Özellikle şu zamanlarda içinden geçtiğimiz zor günleri düşünürken bana bir parça iyi geldiğini itiraf etmeliyim. Ve içimde psikiyatriye karşı eskiden duyduğum ilgiyi yeniden uyandırmış olması da cabası. Nörobilim için nöroloji diyen ben kim bilir belki nörobilim için nöropsikiyatri demeye başlar. Bakalım :) Bu kitap için söylenebilecek çok daha fazla şey var. İnsanlarla beraber tartışabileceğim bir kitap kulübüne girdim. Haftaya bu kitabı tartışacağız. Ondan sonra daha farklı yorumlarla yine vuku bulabilirim.
İnsanın Anlam Arayışı
İnsanın Anlam ArayışıViktor E. Frankl · Okuyan Us Yayın · 202335,5bin okunma
150 syf.
·
Puan vermedi
Pedro Paramo hakkında yazmak aslında kronolojik sıralamamı biraz bozmama sebep oldu ancak üstünden pek zaman geçmediği için bunu görmezden geleceğim. Kitabıma anca şimdi ulaşabildim ve hakkında yazabilmem için elime alıp hatırlamam gerekiyordu. Juan Rulfo'nun okuduğum ilk kitabı, kendisinin de tek romanı. Ve elbette belki de en bilindik
Pedro Paramo
Pedro ParamoJuan Rulfo · Doğan Kitap · 20191,276 okunma
55 syf.
·
Puan vermedi
Zamanında benim için değerli bir beyefendi seçmişti bu kitabı. Beraber okuyacak sonra da üzerine tartışacaktık. Nitekim kendisi hayatımda yer almama kararı aldı, ben de kitabımı kitaplığımda öksüz bıraktım uzun süre. Aylar sonra bir denk gelmeyle okumuş oldum. İyi ki de okumuşum. Ermiş, bana sorarsanız biraz peygamberleştirilmiş bir adamın
Ermiş
ErmişHalil Cibran · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202370,6bin okunma
Reklam
96 syf.
·
Puan vermedi
Bu kitapla günlük hayatta karşılaşsam alıp okur muydum bilmiyorum, büyük ihtimal okumazdım. Bir sahafın tozlu raflarından kopup gelmesi ya da okunmamaya terk edilmiş olması gerekirdi, nitekim de öyle oldu. Juan Rulfo'yu şu ana kadar çok okumamış olsam da beni yazış tarzıyla tedirgin eden bir yazar kendisi. Doğru ya da yanlış denmesine fırsat verilmeden ya da üzerine düşünülmeden yaşanmış yaşantıların acı dolu kaygılarını gördüğümüz öyküler sunuyor bize. Kimi zaman bir duygu üzerinden kimi zamansa bir nesne üzerinden konuyu işliyor ve bitirdiğinizde üzerinizde bir huzursuzluk hissi kalıyor. Ben, sanki anlattığı hikayedeki o karanlık hava cisim bulmuş da üzerime yapışmış gibi hissediyorum. Örneğin bu kısa öykülerden oluşan kitabında rezil diye adlandırabileceğim bir karakter aslında "... bizimle aynı sınıftaydı, benim kadar senin de arkadaşındı." Ve tüm herkes aslında "umut içinde bir yığın acı" yaşıyordu. Kitaptakiler bir öykü olmaktan çok daha fazlasıydı. Onlar içimizdendi, birer yansımaydı. İşte tam olarak da bu, tedirgin edici bir rahatsızlık verdi bana. Ayrıca bahsetmek istediğim bir nokta; öldürmenin, öldürülmenin, ihanetin ve tecavüzün sanki çok olağan ve normalmiş gibi öyküler içinde akıp gitmesi beni rahatsız etti. Bu, benim bu kavramları insan olmanın kaçınılmazları veya bir tür gerçeklik olarak görmeyi reddettiğimden olabilir. Elbette bu, yazar bunları normal görüyor ya da normalleştiriyor demek de değil. Ancak benim üzerimde, zamanın akmayı bıraktığı bir yerde, ağzım kurumuş ve ellerim bağlı oturuyormuşum gibi bir etkisi oldu.
Bize Toprak Verdiler
Bize Toprak VerdilerJuan Rulfo · E Yayınları · 1970295 okunma
282 syf.
·
Puan vermedi
Dünyaya bir çocuğun gözünden bakabilmek aslında gerçeklerle yüzleşmenin en aracısız yolu. Kitabı okurken de en çok bunu hissettim. Olaylar yalın bir dille anlatılmasına karşın gerçeklikler yüzüme çarpıyor, bazen gülümsetirken bazen derin bir hüzne kapılmama sebep oluyordu. Küçük ve yetim Aleksey'in siyah ve beyaz olarak anlamlandırmaya
Çocukluğum
ÇocukluğumMaksim Gorki · İş Bankası Kültür Yayınları · 201415,7bin okunma