Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Büyük Zen Düğünü
“İşte ordaydım, nihayet Üstat küçük kara kitabını parmaklamaya başladı. Pek kalın görünmüyordu. 150 sayfa kadar sanıyorum. ‘Tören esnasında içki ve sigara içilmemesini talep ediyorum,” dedi Zen. İçkimi dipledim. Her yerde içkiler dipleniyordu”
Sayfa 14
Aynı şeyleri yapmak, yaşlanana kadar bir şey yapmadan yaşamak olmaz;dünyada yaşamanın anlamı bundan daha fazla olmalı.
Reklam
Atatürk'e Mektup
Atatürk Sen gideli Neler oldu bu vatanda bilsen Kara çarşaflılar çember sakallılar Bereliler doldurdu köyleri, şehirleri En güvendiğin kişiler Senin ülküne ihanet ettiler Ve sonra utanmadan
Orgeneral Eşref Bitlis cinayeti
Uçağın bulunduğu bölgedeki nöbetçi asker, kazadan bir gün önce, hiç tanımadığı bir kişinin, parola vererek bölgeye girdiğini bildirdi. Bu meçhul kişi hiç araştırılmadı. Kara Havacılık Okulu Anket Heyeti, kaza nedeni için, "yüzde 40 pilotaj, yüzde 60 aşırı buzlanma” dedi. Müşterek kanaat raporunu düzenleyen heyet ise, tam aksi görüş
Profil yayıncılıkKitabı okudu
Işığı, görüşünü yormayacak bir biçimde ayarla. Bunu hemen şimdi yap, çünkü okumaya daldığında bir daha yerinden kımıldamak istemeyeceksin. Öyle ayarla ki, okuduğun sayfa gölgede kalmasın, kurşuni fon üzerindeki kara harfler birbirine dolanmasın, fare sürüsü gibi birbirine yamanmasın; öte yandan kağıdın üzerine pek güçlü ışık gelmemesine ve acımasız beyazlığın Güney ülkesinde öğle güneşi vurmuşcasına harflerin gölgelerini kemirerek yansıtmamasına özen göster. Okuma eylemini yarıda kesmesi olası her ne varsa, hepsini engellemeye çalış. Tiryakiysen, sigaran elinin altında olsun, küllüğün de öyle. Daha ne kaldı? Çişin var mı? Tamam, sen bilirsin.
Sayfa 20 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
Arabaları Topkapısı’ndan geçip Divan Yolu’nda ilerlerken o hâlâ babasını düşünüyordu. Ayasofya önünde birbirleriyle vedalaştılar ve Bünyamin gücünün yettiği kadar hızlı yürüyüp Haliç’e indi. Bir kayığa binip Galata’ya geçti. Karaköy iskelesinden Yelkenci Hanı’na koşarak gittiğinde evlerinin yerinde yeller estiğini gördü. Yeniçerilerin paramparça
Sayfa 89 - İletişim yayınlarıKitabı okudu
Reklam
Geçmişim, olmayı başaramadığım her ne varsa onlarla dolu. Uçup gitmiş anlardaki duyguları bile özlediğim yok:Duygu şimdiki zamana muhtaçtır;o an geçtikten sonra sayfa kapanır ve hikaye sürer, öykü ise biter.
"Evrenler bir kitabın sayfaları gibidir. Ama Zaman'da her sayfa sonsuzdur ve kitabın sonu yoktur." Yani her sayfa, var olduğu sürece sonsuza kadar uzanıyordu. Bir evrenin sonuna ulaşmak mümkün değildi. Çünkü sonları yoktu. Kâşifler sonsuza kadar uçsa bile sınıra ulaşamazdı. Gezegenlerle, yıldızlarla, dünyalarla ve kara deliklerle karşılaşırlardı muhtemelen, ama sınır yoktu. Ötesine geçebilecekleri bir sınır yoktu. Evrenlerin içinden geçmek gerekiyordu. Evren boyunca gitmek yerine, içine dalmak gerekiyordu. Komşu evrene geçmek, kalemin ucunu bastırarak yazdıklarını alttaki sayfaya geçirmek gibiydi.
Sayfa 497 - Artemis YayınlarıKitabı okudu
“Anlatsana hikâyesini Mari” dedim. O şiirin gerisini, dizelerin arasını dinlemenin benim için nasıl da değeri biçilmez bir armağan olduğunu hissetti. Gizli vasiyetini açıklar gibi, büyük sırrını paylaşır gibi, en leziz meyveyi tane tane yedirir gibi anlattı. “O deyiş Çorlu gezisinden yadigâr. Bir gün İskilip kasabasında çalışırken çocuklar etrafını sarmış. O da oyalansınlar, kendisini de rahat bıraksınlar diye çocukların eline kâğıt kalem tutuşturmuş, ‘Bildiğiniz ne kadar meyve ismi varsa yazın’ demiş. Oralar bereketli yerler, çocuklar yazdıkça yazmış. Sırf üzüm çeşitleri bile bir sayfa tutmuş. ‘Çatal Kara’ da onlardan biri. Yer yer mora çalan kuzgunî bir salkımmış. Diline doladı bir kere. Gözlerime, saçlarıma yakıştırdı. ‘Çatal Karam’ dedi durdu bana. Sonra da o şiir geldi...” Hastane odasının çiğ boşluğunda Bedri’nin sesi yankılandı, sevdiği kadın için son kez söyledi şiirini. Karadutum, çatal karam, Çingenem Nar tanem, nur tanem, bir tanem Ağaç isem dalımsın salkım saçak Petek isem balımsın ağulum Günahımsın, vebalimsin. Dili mercan, dizi mercan, dişi mercan Yoluna bir can koyduğum Gökte ararken yerde bulduğum Karadutum, çatal karam, Çingenem Daha nem olacaktın bir tanem Gülen ayvam, ağlayan narımsın Kadınım, kısrağım, karımsın.
"II. Abdülhamit'in Tahttan İndirilmesi"
Gençliğimin ilk acı ve kederli günleri babamın hal'i ile başlar. Şiddetli top sesleri sarayın duvarlarına aksedip camları sarsarken kalbimde duyduğum ızdırapla gözlerimden yaşlar boşandı. İlk sözlerim, Cenab-ı Hakk'a yalvararak, "Allah'ım babama acı, hayatını bağışla!" diye dua etmek oldu. Taht, taç, bunlar hep boş şeylerdi. Şimdi bize
Sayfa 145
Reklam
"...Almanya ile ittifak halinde sonuna kadar harbe devam edilerek büsbütün bozguna uğradığımıza göre, İngilizlerin elde etmek istediklerini onlara kendi yardımımızla bahşetmek, tarihte Osmanlılılık için, bilhassa bugünkü hükümet için pek kara bir sayfa vücude getirir." Yıldırım Orduları Başkumandanı Mustafa Kemal
Sayfa 14 - Pozitif, Sadrazam ve Mustafa Kemal Arasındaki TelgraflaşmalarKitabı okudu
395 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.