Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Su sıkıştırılamadığı için esnektir. Gücün altından kayıp gider. Bir yandan saldırıya uğrarken diğer yandan kaçar. Dalgalar böyle oluşur. Dalga, suyun özgürlüğüdür.
Sayfa 314 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
736 syf.
10/10 puan verdi
·
9 günde okudu
Bu senin yolun ya da yok oluşun.
N. G. Kabal
N. G. Kabal
Hepimiz Gökyüzü Olmak İstedik - Deliler Ve Cellatlar Her şeyin bir sebebi olduğunu biliyordum ama açıkçası bu kadarını ben bile beklemezdim. Ama Arın Lordum ne der bilirsiniz: Daha azını beklemezdim, Gök'
Krallar ve Soytarıları
Krallar ve Soytarıları
sonu oldukça tartışmaya açık bir sondu. Ve tabii araya serinin safe place kitabı olmaya aday
Ejderha ve Yıldız
Ejderha ve Yıldız
girince benim
Deliler ve Cellatlar
Deliler ve CellatlarN. G. Kabal · Dex Yayınevi · 2024113 okunma
Reklam
ZAMAN GÖSTERECEK OLACAKLARI
Şimdi anlatacağım bu öykü, ünlü Çin düşünürü Lao Tzu'nun zamanında geçer. Lao Tzu, bu öyküyü çok sever ve anlatırmış. Köyün birinde bir yaşlı adam varmış. Çok fakirmiş ama Kral bile onu kıskanırmış. Öyle dillere destan bir beyaz atı varmış ki, Kral bu at için ihtiyara nerdeyse hazinesinin tamamını teklif etmiş ama adam satmaya yanaşmamış.
Uraz'ı dinlerken söyledikleri beni giderek daha büyük şoka sokuyordu. Onu ağzım açık bir halde dinliyordum. "Çukura ulaştığımda minik elleriyle tırmanarak oradan çıkmaya çalışıyordu. Çok ufak tefekti, üzerinde mor bir elbise vardı ve elbisesi bile çamur içindeydi. Kayıp duruyordu. Çukurun başına geldiğimde ona ailesine haber vereceğimi söyledim. O ise bunu istemedi, kuzenlerinin onunla dalga geçeceğinden korktu. Bana kendim çıkarım, dedi ama bu mümkün değildi. Öyle inatçıydı ki çabalıyordu, ona yardımcı olmaya çalışsam da altı yaşındaydım, onu oradan çıkarmam imkansızdı. Doğrulup abime seslendim. Abim sesimdeki endişeyi fark edip oltayı bile denize atıp koşarak yanmıza geldi. Sonra kızı oradan çıkardık. Onu bir daha hiç görmedim ama inatçılığı, cesareti, çamura bulanmış mor elbisesi ve kısacık koyu saçlarıyla o küçük kızı uzun yıllar boyunca hiç unutamadım."
Bir başlangıç olmadığı gibi bir son da yok, bu alçalıp yükselen dalga, etin içinden kayıp geçen bıçak, bitmeyecek savrulma var.
o zaman anladım ki, yaşarken beni öylesine sıkan –en azından öyle zannettiğim– hayat, aksine çok hoş bir hayatmış; onunla en sıradan konuları konuşarak geçirdiğim anların bile, bir tensellikle sarmalanmış olduğunu şimdi anlıyordum; gerçi o zamanlar, bunu açıkça fark etmemiştim, ama diğer her şeyi dışlama pahasına, hep bu anların peşinden koşmuştum sebatla; o anlara ilişkin, hatırladığım küçücük şeyler, Albertine’in arabada yanı başımdayken veya odasında sofraya, karşıma otururken yaptığı bir hareket, ruhuma bir şefkat ve hüzün dalgası yayıyor ve bu dalga, giderek bütün ruhumu kaplıyordu.
Reklam
"Durdurulması ve kontrol etmesi mümkün olmayan bu öfke dalga dalga bütün bedenime yayılarak diğer bütün duygularımı ve hislerimi kaplamıştı."
Yıllardır bitmeyecek diye düşündüğü korkunç bir fırtınadan sonra artık karaya çıkmış da göğe doğru yükselen dev dalga seslerini, uğuldayan rüzgârı ,çürük tahta gıcırtılarının arasından sızan haykırışları ve ufkun bir türlü değişmek nedir bilmeyen zifiri karanlığını geride bırakmış gibiydi…
Öykü ünlü Çin düşünürü Lao Tzu'nun zamanında geçer. Lao Tzu, bu öyküyü çok sever ve anlatırmış. Köyün birinde bir yaşlı adam varmış. Çok fakirmiş ama Kral bile onu kıskanırmış. Öyle dillere destan bir beyaz atı varmış ki, Kral bu at için ihtiyara nerdeyse bir hazine teklif etmiş ama adam satmaya yanaşmamış. “Bu at, bir at değil benim için;
Bir dalga değilsin sen, okyanustan bir parçasın.
Reklam
Tekrar merhaba, Ege ben! Bütün o zorlu yılları düşe kalka yürüdükten sonra, iyi kötü bir yerlere varıp, sırtını da rahatçana bir duvara dayayıp geriye bakarak konuşmak nispeten kolay. Oysa her birimizin büyümekten aldığı da anladığı da çok farklı. Bir sürü okul bitirmek, önce doğru bir evlilik sonra mutlaka bir çocuk yapmak, kâğıt üzerine sıra
Sayfa 14
“Kıyılar terk edilmeye, denizler derinlerinde yüzmeye değer..”
… Bütün o zorlu yılları düşe kalka yürüdükten sonra, iyi kötü bir yerlere varıp, sırtını da rahatçana bir duvara dayayıp geriye bakarak konuşmak nispeten kolay. Oysa her birimizin büyümekten aldığı da anladığı da çok farklı. Bir sürü okul bitirmek, önce doğru bir evlilik sonra mutlaka bir çocuk yapmak, kâğıt üzerine sıra sıra dizilen başarıların
Ama işte, o kollarımdan geçti bir dalga gibi, o sadece bir akşam meyvesinin tadıydı, bir yıldız gibi yanıp söndü aniden, bir güvercin gibi yandı ve onu tenimden kayıp giderken buldum şenlik ateşinin saçları gibi.
kendimi unutmak istiyorum
Bazen kendimi bir yerlerde unutmak istiyorum Mesela bir sokakta Köşedeki şu bankta Belki bir denizin kıyısında dalga sesleri arasında Ya da kırlarda,
168 syf.
·
Puan vermedi
·
15 saatte okudu
kalemi kamera gibi kullanmak; bir çanakkale savaşı günlüğü..
18 mart 1915 deniz savaşı sonrası 25 nisan 1915te başlayan çanakkale kara savaşlarına dair yerli yabancı yazarlar, tarihçiler, araştırmacılar tarafından yazılmış birçok kitap var. okumuş olduğum bu kitap dışarıdan bakıldığında bunlardan biri gibi görünse de aslında tam olarak böyle değil. zira
Kıyamet Koptuğunda
Kıyamet Koptuğunda
adı verilen kitap çanakkale kara savaşında
Kıyamet Koptuğunda
Kıyamet KoptuğundaHasan Cevdet Temizkanlı · Yeditepe Yayınevi · 201526 okunma
599 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.