"Dünya zevkine aldanmadı olgun insanlar.
Bildiler sonuçta her şey gölge, arzu, oyun ve hayal..
Dünyanın zevke benzetilmesi hele rüyaya benzer.
Herkes Aşkın eteğini tuttu, vuslata erdi.."
Sinem Aytop ile klasikleri okuma kararı aldık. kendim için liste hazırlarken güncel liste eksikliğini fark ettim. eksikliği gidermek için buradan da paylaşıyorum.
1) kuyruklu yıldız altında bir izdivaç
Yürü ey sâyih-i âvâre yürü, durma yürü
Koymasın râh-ı visâlden seni ezvâk-ı misâl
Ey seyahat eden avare! Yürü, durma, yürü
Bu alemin zevkleri seni vuslat yolundan alıkoymasın
Bu kitabı, hakikat sırrına ermiş vicdanlar, naif konuları seven insanlar zevkle okuyabilirler. Bir asırdır, bu muhit ve bu millet hayli alimler yetiştirdi ve daha birçokları yetişecektir.
Bu muhterem millet, içinde hakikat düşüncesi taşıyan binlerce hassas yürek mevcut olduğunu yâr ve ağyara ispat etmiştir.
A’mâk-ı Hayal adlı eserini okuyoruz.
Daha önce belirlediğimiz gibi
14 Ekim Çarşamba günü toplanıyoruz. Eskişehir'de bulunan, belirtilen tarihte Eskişehir'de bulunacak olan tüm okurları bekleriz.
Tarih: 14 Ekim Çarşamba
Saat: 19.30
Mekân: Haller Gençlik Merkezi
Adres: Eskibağlar, Yılmaz Büyükerşen Blv No:11
Tepebaşı/Eskişehir
"Deliler uluorta bir havuzda yıkanır ve avluda çok kere çıplak dolaşırdı. Bu hallerin yaşandığı tarihte Manisa Tımarhanesi cidden müthiş bir sefalethaneydi." (Syf, 101)
Oz Büyücüsü'nde de Dorothy'yi evine ulaştıracak olan sırrı bilen büyücünün bulunduğu şehir zümrüttendi. Hatta adı "Zümrüt Şehir"di. Dorothy'nin ayakkabıları gümüştendi. Amâk-ı Hayal'de ise oda gümüşten: "Oturduğum odanın tavanı, duvarları gümüştendi." (Syf, 74)
Ana konusu insan-ı kamil olmak için yolculuğa çıkmak ve yolculuğun sonunda insanın kendini bilerek yine kendine yani evine dönmesi olan bu gibi hikayelerde değerli taş motifleri muhakkak var.