Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Nisan bundan böyle onun için mavimsi bir acı demekti... Evet, Nisan ona hep böyle hissettirmişti; bir şeylerin yarım kaldığı bir ay. Evet, nisan ona her zaman böyle hissettirmişti; bir şeylerin yerine getirilmediği bir ay. Eskiden şarkılarda söylendiği gibi, aşkın nisanı. Onun tamamlanmayan nisanı...
John ileri doğru atıldı. Bir an için göz göze geldik. Bakışları bilinçliydi; biz onu dünyanın ucundan aşağı iterken en son gördüğü bendim. Sonra arkaya düştü, başındaki başlık biraz yamuldu, altından duman, bir tür yanık sis tütmeye başladı. Ama genelde çabuk bitti. Elektirikli sandalye taraftarlarının her zaman iddia ettikleri gibi acısız olduğundan kuşkuluyum (içlerinden en azılısı bile bu düşünceyi bizzat sınamaktan kaçınır), ama hızlıydı. Elleri iki yanına yine düştü, eskiden mavimsi-beyaz olan tırnak dipleri artık koyu patlıcan rengini almıştı. Süngerin suyundan ve... gözyaşlarından ıslak olan yanaklarından ince bir duman tütüyordu. John Coffey'nin son gözyaşlarından.
Sayfa 409Kitabı okudu
Reklam
Dalları kar yüklü yüksek kavak ağacı mavimsi karanlıkta ke­fene bürünmüş dev gibi dikiliyordu karşımda. Kederli, hüzün dolu duruşundan benim gibi o da yalnızlığın acısını biliyor gi­biydi. Uzun zaman gözlerimi ayıramadım kavaktan.
Sayfa 50 - İletişim YayınlarıKitabı okudu
Benim için de Eylül hiç sevmem...
...Nisan bundan böyle onun için mavimsi bir acı demekti... Evet, nisan ona her zaman böyle hissettirmişti; bir şeylerin yerine getirilmediği bir ay. Eskiden şarkılarda söylendiği gibi, aşkın nisani. Onun tamamlanmayan nisani...
Sayfa 18 - Jaguar YayınlarıKitabı okudu
Nisan bundan böyle onun için mavimsi bir acı demekti... Evet, nisan ona hep böyle hissettirmişti; bir şeylerin yarım kaldığı bir ay. Evet, nisan ona her zaman böyle hissettirmişti; bir şeylerin yerine getirilmediği bir ay. Eskiden şarkılarda söylendiği gibi, aşkın nisanı. Onun tamamlanmayan nisani...
Sayfa 18 - JAGUAR KİTAP
İşsiz, bütünüyle güçsüz dolaşıp duruyordu. Öğlenleri, bazen de sabah erkenden dışarı çıkıyor, bütün günü dışarıda geçiriyordu. Kimi kez dönmüyordu. Sokakları arşınlamaktan başka yapacak bir işi yoktu. Günden geceye geceden güne amaçsızca dolanıyordu. Geceleri uyanıyordu. Uyuyup uyumadığını bilmediği saatleri geçiriyordu. Düşler görüyordu. Bazıları
Sayfa 148Kitabı okudu
Reklam
14. Sümer Tableti
“Nibiru’da hüküm süren Anu’nun ilk doğan oğlu Lord Enki’nin sözleri,” dediğinde îlmiye’nin yazısının ne kadar güzel olduğunu düşündü, her harf tane tane, özenle yazılmıştı ama sonra dikkati yine metne geri geldi, bu sabah ilk okuduğundan beri aklı almıyordu binlerce yıl önce yazılmış bu tableti. Kendine bulaşan şaşkınlığın ve merakın birazdan tüm
Sayfa 417 - Everest YayınlarıKitabı okudu
“Bak! Ren, şövalyenin icabına bakabilirdi ama şövalyeler son derece ölümcül ve güçlüdür. Düşünmeden tepki gösterdim.” Yerdeki pisliği temizlemeye döndüm, daha fazla döküntü toparladım. “Şövalyenin işini bitirmene sevindim ama bu durum, tüm o geçen zaman boyunca bana gerçek yüzünü göstermediğin gerçeğini değiştirmez.” Eğilip faraşı aldım, mavimsi renkteki kan gölcüğünün etrafından dolaşarak lambanın düştüğü yere götürdüm. “Dürüst olmadığın çok fazla şey var.”
Dex YayınlarıKitabı okudu
Sizin oralarda hiç yağmur var mı? dedi benzinci. Neresiymiş bizim oralar? Dallaslı olduğunuzu gördüm de. Chigurh paranın üstünü tezgahtan aldı. Benim nereli olduğumdan sana ne arkadaş? Kötü bir niyetim yoktu. Kötü bir niyetin yoktu demek. Laf olsun diye sordum öyle. Kırolar arasında kibarlık bu oluyor öyle mi? Beyefendi, özür diledim.
Mavimsi Zaman
Ne ayaklarım ayak ne el ellerim Dağılır bütünlenirim bir korkuda Birdenbire başka bir şey olur yüzüm Savrulan dumanım bomboş aynalarda Bir başka denizde yüzer gemilerim
Sayfa 34 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Manastırların açılma saati şimdi. Gün, hırçınlıklarımızın üzerine çöktü. Havuzların mavimsi gözlerindeki son bir umutsuzluğa güneşin ölümü yansımış. Ah! Eski zaman parklarının ne de önemli bir parçasıydık; heykellerle, yolların pek İngiliz nizamıyla nasıl da şehvetle bütünleşmiştik. Kıyafetler, ince kılıçlar, peruklar, reveranslar ve alaylar nasıl da sıkı sıkıya ruhumuzun özüne aitti! Biz, kim miyiz? Sadece ıssız bahçenin sonundaki fıskiye, çoktan takatten düşmüş, acınası bir halde, daha yükseğe uçmaya heveslenmeye uğraşan kanatlı su.
Sayfa 555 - Olaysız Bir Özyaşam Öyküsü, 476 H.K. Başlangıç metniKitabı okudu
Mavimsi Zaman
Var olmanın yaratılışı gibi eşsiz Uzanılmaz ağacının yemişlerinden Devşirdiğim en olmuşlarını sonsuz Yalnızlığında yaşanmış bir geceden Ve bir gündüze uyanış daha susuz
Sayfa 33 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
Zamanın geçip gitmiş olmasına üzülmüyordun; zamanı geri getirmek de istemiyordun. Ama zamanı 'düşünüyordun'. Zaman - şimdiki, geçmiş, gelecek- seni ürküttü. Kulpu kırık, kenarı tırtıklanmış fincan, çatlak tabak. Hadi sapasağlam kalmış olsun; zamanın yıpratıcılığını silemezsin :Eskimiştir, sarı, pembe, mavimsi krizantemlerinin rengi atmıştır. Kirli gibi durur; istediğin kadar yıka!, zamanın kirinden pasından arındırmazsın. Fakat bunlar hep hoşuna giden şeylerdi: Eskimek, yıpranmak, usul usul göçmek.
Doğan KitapKitabı okudu
Geçmişin tekrarından daha sıkıcı bir şey yoktur. Bu şehrin üzerinde o zaman da yazın aynı yorgun gökyüzünü görürdüm ve gökyüzünün boş, mavimsi uçsuzluğundan şehrin üzerine ayni bilinmeyen şeyin çöktüğü belli oluyordu.
84 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.