Kaç zamandır harıl harıl bu kitab`ı arıyordum. Zar zor bulmuştum çok pahalıydı, kalınlığından dolayı. Aramayı durdurmuştum ki, geçen gün staj/ iş çıkışı ( keyfim pek yoktu ) sevdiğim kitapçıma uğradım. İçeri adımımı atdığım anda o koku beni mest etdi. Kitapların içinde dolaştım durdum, aniden gözüme ilişti. O kadar sevindim ki, bir dostuma
"Nicesin gene?.. Beyninde mi, yüreğinde mi, başka bir yerinde mi nerendeyse o İNAT yönünü yaratan dokular, öpmek isterim. Evrende yalnız seni özler, seni isterim, başkaca hiç... Ne taktığım ne de vurulacağım bir nen yok! Seni.. Sade seni..."
Bu kitabı en iyi kim anlar biliyor musunuz?
Köyde büyümüş olanlar anlar!
Okumayı çok isteyip okuyamamış olanlar anlar!
Biz kitabı nerede görüyorduk, okutmadılar ki, diyenler; hayatla erken mücadeleye girenler anlar!
Kabul edin, birçoğumuzun evinde çocukluk dönemi boyunca
Kur'an'ı Kerim dışında kitap olmadı. Elbette bu konuda daha avantajlı olanlar
Bazı duygular yardır, bazı duygular yara.
Bazı kitaplar acı verirken, bazıları merhem olur derde.
İlber Ortaylı'nın söyleşi türünde bir eserine başlamışken denk geldim bu kitaba. Okuyamayacak kadar yorgun ve durgundum. Her zaman derim "şiirler ruhu dinlendirir," diye. Ruhumu dinlendiren, okumaya yeniden ısıtan bir kitap oldu benim için
"Kartopu etkisi" diye bir kavram duydunuz mu hiç?
Bir kartopundan büyüye büyüye çığa uzanan yolculuk.
Her şey @ozekcinmert Bey'in kitabı bana hediye etmesiyle başladı. Kitap elime ulaştığında kendisi de eşlik etti. Derken @ozekcinnazan,
Yavuz Sultan Selim Han. Namı diğer Selîmî, diğer tarafta Safevi Devleti kurucusu, İran tarihinin en önemli hükümdarlarından
Şah İsmail Hata'i Birinin yanında Hüseyin diğerinin Hasan.
Kimin hikayesi bu?
Yavuz'un mu İsmail'in mi?
Hüseyin'in mi Hasan'ın mı?
Taçlı Hatun'un mu Kamber Can'ın mı?
Başkahraman
Biliyor musun? Ben hiç aşık olmadım senden önce. Sen benim için aşkın tanımı, sevdanın ispatı oldun.
Senden önce senin o heybetli, yıkılmaz, sarsılmaz duvarların karşıladı beni.
Sonuna kadar açılmış kapıların beni sana çekiyordu.
Bir an önce sana kavuşmaktı hayalim.
Hızlandım ben de
koştum sana.
Yollarında yürüdüm senin.
O tarih kokan
İşte her sayfasında başka bir yüz ifadesiyle buluştuğum, altın değerinde muhteşem bir kitap daha... Kitabın son sayfasını bitirdiğim o buruk birkaç dakikadaki kalp sızımı mı, yoksa küçük bir yutkunuşla beraber "Uzun Hikaye"yi tamamlamayı çalışan hüzün dolu anı mı anlatsam? Anlatabileceğim tek şey sanırım kitapla buluştuğum ilk anla son
“Bilgi birikimi ve anıları ile bir döneme ışık tutan, dik duruşu ile Cumhuriyet’in en sağlam kayalarından olan, kitabı okuduğunuzda ise; bu kadınla neden daha önce tanışmadım diye hayıflanacağınız bir okumaya hazırlanın. Bu kitap ağzınızda öyle bir tat bırakacak ki, elinizden düşürmek istemeyeceksiniz.” 10/10
Ç News
*
"İnsanları,
Asıl yoksulluk ondan sonra başlıyor
Bütün kara parçalarında Afrika hariç değil...
''Sözlerimin sonunu duymadığın zaman
Cümlelerimin sonunu duymadığın zaman
Değiştiriyorum son kelimelerimi
Değiştiriyorum sonumu.'' Sayfa 22
Başlamayan biter mi? Biten başlar mı? Ya da hangisi ilktir? Başlamak mı bitmek mi? Bitmeden bir başlagıç mümkün müdür?
“Yaşayan her insan kadar pişman ve ölen herkes kadar da eksik işte…”
İnceleme mi bu yoksa bir histeri krizi sonrası bir karalama mı emin değilim. Öncelikle bu kitapla hepimizi tanıştıran
Yüksel Yüksel beye teşekkürle başlamak istiyorum. Israrla, şiddetle ve gözlerinden okunan bir gururla tavsiye etmişti bizlere. Birçok okur dostumuz tavsiyesine uyup
Bir Ada Hikayesi dörtlemesine mübadele romanı demiştik. İlk kitap olan Fırat Suyu Kan Akıyor Baksana da adadaki Rumlar Yunanistana gönderilmiş ada boşalmıştı.
Karıncanın Su İçtiğinde ise bu kez ada doluyor...
Adanın kimsesiz,ıssız kalmış halini anlatan “ Deniz o kadar durgun o kadar durgundu ki karıncalar su içerdi.” İfadesi ise mest etti...
Yaşar Kemal bu kitabında asker kaçaklarını,Çanakkale,Sarıkamış gibi savaşlara girmiş sayılı sağ kalan askerlerin anılarını,hüznün içinde filizlenen aşkları,evsiz kalmışları, çıplak kalmışları açlıktan öleyazanları anlatıyor.
Bu coğrafyayı, insanını çok iyi tanıdığını düşündüğüm yazar doğa tasvirleri,efsaneleri,acıları,mitleri,dengbejleri betimlemeleriyle zengin bir Anadolu mozağiği sunuyor okura.
Sanki ben Poyraz Musa idim,adaya gelen evsiz kalmışlara kol kanat gerdim, Melek Hatun idim çıplak kalmışlara giyitler diktim,Hayri Efendi oldum parçalanmış ayaklara ayakkabı giydirdim,Nişancı Veli idim habire balık tutup açları doyurdum, Lena Ana idim koca çınarın altında dibek kahvesi pişirdim,ikram ettim...
Ama bu savaşların masum hayatlarda ki izlerini her insan duysun diye...
Bir ses oldum;
İnsan idim,ete kemiğe büründüm, Şirin diye göründüm...
Sevgi ve Muhabbetle..
(Bu iletinin sonunda kitaptan 10 tane hediye edeceğim. İletiyi okumanız için de bunu başta söylüyorum. 😝)
Selamlar. Az evvel
Sigarayı Bırakmanın Kolay Yolu isimli kitabı yaklaşık 5 sene sonra ikinci defa bitirdim. İlk okuduğumda günde 2 pakete yakın sigara içen bir sigara bağımlısıydım. Bu kitap sayesinde