3 puan verip yarım bıraktığım kitabın incelemesinde üzerinde duracağım konu haliyle kitabı neden beğenmediğim ve kitabın bende bıraktığı hisler ve izlenimler olacak. Öncelikle, kitabın yayınlanacağının ilk duyurulduğu anda beklentim epey yüksekti. O zamandan bugüne ise giderek düşmesine rağmen dikkate değer bir seviyede sabit kalmıştı. Bence Orhan
Tiyatro metinleri ve yazarları hakkında çok bilgiye sahip değilim. Çok az okuduğum bir tür. O yüzden bu incelemede bu güzel kitap hakkında bilgiler -hangi dönemde hangi amaçla yazılmış vs.- veremeyeceğim size. Yalnızca kitabın bana hissettirdiklerinden bahsedeceğim. Vee yazdığım incelemelerin arasını çok uzun tuttuğum için elim ister istemez
Estragon: Dokunma bana! Soru sorma! Konuşma! Yanımdan ayrılma!
Vladimir: Seni hiç bıraktım mı ki?
Estragon: Gitmeme izin verdin.
Yazar Hakkında:
Samuel Barclay Beckett, İrlandalı yazar, oyun yazarı, eleştirmen ve şair. 20. yüzyıl deneysel edebiyatının önde gelen yazarlarından biri.. James Joyce'un takipçisi olduğu için "son
Bu inceleme eser miktarda küfür içerecek.
Kendimi alnımdan öpebilseydim eğer, bu kitabı listeme kattığım için öperdim. Benim ana listem Ölmeden Önce Okunması Gereken 1001 Kitap listesini taramam ve seçtiklerimdir. Bunun dışında liste demenin artık ayıp kaçacağı bir ajanda listem var. Araştırma konusunda anneme çektiğim için gözüm dönerek, hangi
“Onun sesi gibi bir ses daha hiç çınlamamıştı
Avrupa’da. Ne zamandır beklediğimiz,
gereksinimini duyduğumuz bu ruh ezgisini
işitince duyduğumuz heyecan titremesi başka
nasıl açıklanır?” (s.8).
Biri, yazdığı eserleri sayısız dile çevrilmiş, milyonlarca basılıp tekrar tekrar okunan ve bütün insanlığın kalbinde taht kurmuş dünya edebiyatından
Ayfer Tunç adını ilk kez bu siteden duymuştum hatta ve hatta bir kullanıcı vardı. İsmi Ferah. İncelemeleriyle beni adeta büyülemişti, incelemeleri hayata dokunan beni hüzünlendiren yer yer düşündüren ve cesurcana işlenmiş beni etkisi altına alan bir hal içerisindeydi. Ard arda bütün incelemelerini okumuş sanki kendisini uzun yıllardır tanıyormuş
Köy Enstitülü bir yazar.
Köy Enstitülerine emek vermiş bir yazar.
Köylü bir yazar.
Köye, köylüye, köy hayatına dair nitelikli eserler yazmaya ziyadesiyle donanımlı bir yazar.
Ve belki de en tuhafı, eseri uygulamada yalnızca 257 okur tarafından okunmuş bir yazar.
Sarı Traktör
1957 yılında kaleme alınmış, 1958 yılında ilk baskısı
Bu kitabı çocuklarınızdan uzak tutmanızı şiddetle tavsiye ediyorum...
On beş günlük kısa bir tatilin ardından tekrar eğitim-öğretim dönemi başladı. Tatilde sıraya koyduğum baya bir kitabım vardı. Fakat bu süre çok kısa olduğundan kitaplarımı bitiremedim. Bu sürenin bana yetmemesi ve kitaplarımı okuyamama baya üzüldüm. Çünkü okulların açılmasıyla
Ali Lidar ...
Bir arkadaşım çok severdi kendilerini, bense baya da önyargılıydım kendilerine. Bir gün esti bakayım dedim, araştırdım baya da kafa adam... Burda da her yerde görmeye başlayınca okumalıyım dedim. Elime aldım kitabı ve bırakamadım. Başta bu adam ne diyor falan oldum ama büyüsüne kapıldım...
Kendilerini;
• Sevgili kalbim!
Neden
Bu meydan okumayı Eşekli Kütüphaneci açık ara kazanır. Ya ne güzel kitaptı. Bitmesini hiç istemedim. Sayfa olarak okunacak yeri kalmasa da biterken bile insanın hayatında, düşünce dünyasında yeni şeyler başlatan bir kitap. Doğan Cüceloğlu ‘Var mısın?’ adlı kitabında “Okuduklarımızın birçoğunu hatırlamasak bile bir kitap bir şiir okuduktan sonra
bütün okuduklarımı düşündüklerimi hissettiklerimi anlatmalıyım onların senin gözlerindeki yansımalarını bilmeliyim hayır hepsini yeni baştan okumalıyım düşünmeliyim senden önce ve senden sonra bütün bunlar ne ifade etmiş ne ifade ediyor bilmeliyim hayır yalnız senden sonra seninle neler oluyor onu bilmeliyim hayır hiçbir şey bilmemeliyim bilmek kelimesini sözlükten çıkarmalıyım satırların arasına sıkışıp aşka kapalı kaldığım devirlerde kaçırdığım güzellikleri yakalamalıyım
“TAK TAK TAK…!
İncelemeyi tıklattım açtım girdim!
Gece sessiz… Aaa… tren gidiyor. İstasyon yakın Çufçufçuf! Dıııııtttt! Dur bakalım gökyüzüne hava açık mı? Hay Allah! Bacağım masaya çarptı. Morarır şimdi. Eyvah! Kardeşim uyandı.
--Abla yatıp zıbarır mısın artık?
--Derya kes çeneni işim var sen uyu… “
Diye girdim incelemeye, şimdi biraz
fazi abla'nın #18793152 incelemesini okuduktan sonra "gerçekten okumalıyım" düşüncesiyle alıp okudum. Ve iyi ki okumuşum.
Teşekkürler Fazi abla =))
Öncelikle kitabın yazarından
‘’Peruk Gibi Hüzünlü’’ neden bir kitap adı için tercih edilir ki? Tuhaf tuhaf dönem takıntılarım var benim. Şu sıralar doktor kontrollerimin başlaması adından dolayı kitabı okunması için daha da cazip kıldı.
Kontrollerim esnasında, ihtimallerimde onlarca gel gitler yaşarken, kısa ama bulunduğum yerlerde bulunma sebebimi unutturup