Günaydın!
Her zaman olduğu gibi tüm kitapsever dostlarıma kitaplarla güzelleşen vakitler diliyorum
Dün gece kitabı bitirdiğimde kendime sorduğum soru:
"192 sayfaya bu kadar insan bu kadar hayat nasıl sığdırılır, nasıl bu kadar akıcı ve ustalıkla anlatılır?"
İstanbul 'un tarihî semtlerinden Fatih 'te Gürgüler
Yenə də son ümid yollara qaldı -
Tanrıdan bir cığır, yol götür, gedək.
Biz nə istəyirdik, fələk nə çaldı -
Bu dərd havasına qol götür, gedək.
Demə sabahlara ümid var, gülüm,
Qışı bahar gülüm, yazı qar gülüm,
Bu Tanrı eşqinə dünya dar, gülüm
Nəyin var, dünyadan, gəl götür, gedək.
Bu yazı - alnımın qırışan yeri,
Sevinclə kədərin barışan yeri...
Ölüm - arzuların qovuşan yeri,
Qoşa məzarıma gül götür, gedək.
... Yakında çok aç,çok hasta,çok deli,çok çıplak,çok insanlıktan çıkmış bin kez ateş,ölüm çemberinden geçmiş insan göreceğiz. Bu günleri çok arayacağız.
Romanın kahramanı Sami Baran, On iki Mart döneminde yaşanan trajik bir olay sonucu İsveç’e gider ve bu ülkeden siyasi sığınma talep eder. Kendisi gibi mülteci olan bir arkadaş, Sami’nin hikâyesini romana çevirir. Sami, romanın yayımlanmadan önce okunması şartıyla buna izin verir. Kitabı okuduktan sonra, bazı eksiklikleri gidermek için her bölümün sonuna notlar ekliyor. Kitap, bir bölümü yazar tarafından, geri kalanı Sami tarafından eklenmiş olmak üzere iki anlatıcı olarak yayımlanmıştır. Siyasetle ilgilenmeyen basit bir adam olan Sami Baran’ın başına gelen trajik olay, nişanlısı Filiz’in öldürülmesidir. Nişanlısıyla evlerine perde almaktan bahseden Fliz, “dur” ihtarını duymadıkları için kendilerine ateş edildiğinde ölür. Olayın ardından yapılan sorgularda işkence gören ve sevgilisinin militan olduğunu söylemeye zorlanan Sami, sonunda ülkesini terk eder ve siyasi mülteci olarak Stockholm’e yerleşir. Türkiye’den ve farklı coğrafyalardan gelen mülteciler arasında yaşıyor. Romanda tüm kahramanların siyasi geçmişleri ayrı ayrı anlatılır. Bir ülkeye yabancı kabul edemeyecekleri gösterilmiş; sürgün psikolojisi yansıtılır.
Her şey, her şey şu tek müjdede:
Yoktur ölüm, Allah diyene!
Canım kurban, başı secdede,
İki büklüm, Allah diyene!
Akıl, kırık kanadı hiçin;
Derdi gücü "nasıl" ve "niçin"...
Bağlı, perçin üstüne perçin,
Benim gönlüm Allah diyene