Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Ruha dokunmak..
"Her şeyden önce Freud insan ruhunu bilimsel olarak araştıran ilk gerecin mimarıdır."
Sahiden, insanlar kendileri verdiler kendilerine, her türlü iyi ve kötülerini. Sahiden, almadılar bunları, bulmadılar bunları, gökten bir ses olarak inmedi bunlar onlara. İnsan, varlığını sürdürebilmek için önce şeylere değer biçti - şeylerin anlamını o yarattı, insanca bir anlam yarattı. Bu yüzden "insan" diyor kendine: değer biçen demektir bu.
Reklam
Farabi’nin insan anlayışı üzerine eğilmeden önce Batılı felsefecilerin ve felsefe akımlarının “İnsan nedir?” sorusuna getirdikleri açıklamalara bakmamız önem teşkil etmektedir. İlkçağ felsefecileri “İnsan nedir?” sorusunu arka plana atarak sadece tabiat üzerinden bir anlayış ve düşünce sistemi geliştirmeye çalışmışlar ve bunun sonucunda ise büyük bir çıkmaza girmişlerdir.
İnsan önce kendine iyi gelmeliyi bilmelidir.
88 syf.
3/10 puan verdi
·
25 saatte okudu
Yürüdüm yürüdüm bir yere varamadım
Yazarın bu kitabına başlamadan önce izlediğim bir kaç filmde yazarın kitaplarından alıntılar, direkt olarak kitaplarının görsellerini görmem sonucunda pozitif bir önyargıyla okuma sürecine başladım. Maalesef beni hiç içine alamayacak bir kitap olduğunu ilk sayfalarda anlamaya başladım. Kısacık bir kitap olmasına rağmen yarıda bıraktığım ikinci kitap oldu. Bitirmek için 10-15 sayfa kadar kalmışken şuanda bu kitabı elimden bırakmamın bir kitabı daha bitirmiş olduğumda yaşadığım hazdan daha yüksek mertebede olduğunu hissettiğim gibi bıraktım. Yazarın hayatına bakınca birden fazla düşünürün, yazarın hayatına etki etmiş olduğunu gördüm. Ama bu kitap özelinde altı çizilecek bir kaç cümleden başka etkilenecek bir şey bulamadım. Doğada vakit geçirmeyi seven, yalnızlıktan, hatırı sayılır yabanilikten hoşnut olan bir insan olarak yabanıl hayatın bu kadar romantize edilmesi düşüncesiyle ortak bir bağ yakalayamadım. Doğada olmak, onu hissetmek, yolumuzu kaybetmemize sebep olacak sıklıktaki ormanlarda yürümek erdemdir gerisi boştur gibi bir anlatım benim için çok yüzeysel kaldı.
Yürümek
YürümekHenry David Thoreau · Can Yayınları · 20203,124 okunma
531 syf.
·
Puan vermedi
İçerisindeki şiirleri daha önce hiç bir yerde duymamıştım mükemmel dizileriyle Numan hocama şükranlarımı sunuyorum en sevdiğim ve unutamadığım şiiri ise (Mal mülk para tutkusu nefse gelse de hoş unutma ey insan tabutların içi bomboş)….
Şuur
ŞuurCengiz Numanoğlu · Sahhaflar Kitap Sarayı · 202171 okunma
Reklam
Muhtemelen “algoritmalara harcadığımız zamanı ve kaynakları bizi insan yapan değerlere de harcamazsak teknoloji yalnızca hayatlarımızı yönetmekle kalmayacak, dahası bizzat bizler teknolojiye dönüşmeye zorlanacağız, kandırılacağız ya da buna razı edileceğiz. Araçlarımızın araçları olmuş olacağız”3 Bu perspektifte yeniden eklenebilir ki distopya, bilim kurgu filmlerinden ziyade önce zihinlerimizde şimdi de deneyimlerimizde geziniyor. Öyle ki bu anlatılarda bedenlerimizi ansızın robotlaşmış buluyoruz.
Türk Romanınn sorunu kişiliktir. İnsanımızın kişilik kazanma savaşının önemini henüz kavramamış olmasıdır. Kendisiyle hesaplaşma diye bir kavramın varlğından habersiz oluşundandır. Bunun için romanımız düzmecedir. Diyalektik gibi gerçekten büyük kavramların gerisine sığınan cüceler ordusu oluşundandır. Köylünün sefil yaşayışı olgusu büyük
160 syf.
9/10 puan verdi
Evrim-Hayatta Kalma Mücadelesi
Jack London’un dönemin kısıtlı bilimsel verilerine rağmen hayal gücünün yaratıcılığını kullanarak kaleme aldığı bu kurgusal eseri keyifle okudum. Okuması öyle kolay, akıcı ve sürükleyiciydi ki başlayıp bitirmek saatlerimi almadı. Yazar, en ilkel çağlarda yaşayan atalarımızın kendi nesline yaşamının tüm izlerini aktardığını ve bunun da kalıtımsal yol ile kendisine kadar geldiğini belirtiyor. Kolektif bilinçaltının derinliklerinde kayıtlı olan bu aktarımı rüyalarında yaşıyor. Bu deneyim de keyifli bir kurgusal roman olarak karşımıza çıkıyor. İnsan evrimi; Ağaç İnsanları, Mağara (Halk) İnsanları ve Ateş İnsanları olarak 3 grupta ele alınmış ve canlıların birbirleri arasındaki hakimiyet kurma mücadelesi merak uyandıracak bir şekilde okuyucuya aktarılmıştır. Keyifli okumalar diliyorum.
Adem'den Önce
Adem'den ÖnceJack London · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 201918,6bin okunma
"İnsan ortaya çıkar çıkmaz, çiçekler de ortaya çıktı." Bana kalırsa, çiçekler insandan çok daha önce vardı ve insanın gelişiyle hâlâ içinden çıkamadıkları bir şaşkınlığa gömüldüler...
Reklam
Haydi bütün diğer anlattıklarımı boş ver, bugüne kadar çabaladın, koşturdun, hep elinden geleni yaptın. Bugün geldiğin noktada bazı şeyleri yanlış yaptın, buna hiç mi hakkın yok? Hep en iyisini mi yapmak zorundasın? Bazen yorgunsundur, tam anlamıyla kendini verememişsindir, işler ters gitmiştir, sen de pek üstelememişsindir. Daha önce gösterdiğin o kadar çabanın hiç mi hatırı yok? Kendine birazcık torpil geçmende bence hiçbir sakınca yok. Böylece hayatın sonraki sınavları öncesinde birazcık dinlenmiş, biraz da kendini şımartmış olursun. Bence buna hakkın var.
Sadece insan türünün erkeği dişini öldürür .
Sayfa 101Kitabı okudu
Diğer her şeyi boş ver, sadece şu birkaç şeyi önemse: Unutma ki her birimiz sadece şu ânı yaşıyoruz, bu da yaşamın çok kısa bir ânıdır, yaşamımızın geri kalan kısmı ya zaten yaşanmış halde ya da belirsiz bir geleceğe dayanmakta. Her birimiz için yaşamımız küçük bir şey, yaşadığımız yer dünyanın küçük bir noktası, öldükten sonraki en uzun şöhret bile küçük ve bu şöhretin kendisi de çarçabuk yaşamdan göçecek olan ve uzun zaman önce ölmüş biri şöyle dursun, kendini bile bilmeyen bir dizi küçük insana bağlı.
İnsan Evriminde Dilin Doğuşu
“Ses diyorum, kelime diyemem, çünkü konuşmalar asıl olarak seslerden ibaretti. Sıfat veya zarflarla değiştirilebilecek sabit değerleri yoktu. Bunlar henüz keşfedilmemiş konuşma araçlarıydı. Sıfat ve zarfların kullanımıyla isim veya fiilleri nitelemek yerine, sesleri tonlama yoluyla, nicelik ve tizliği değiştirerek, yavaşlayarak veya hızlanarak niteliyorduk. Belirli bir sesi çıkarırken harcadığımız süre, sesin anlamını değiştirebiliyordu. Fiil çekimi yoktu. Zamanı bağlamdan çıkarabiliyordunuz. Yalnızca somut şeylerden konuşuyorduk, çünkü yalnızca somut şeyler düşünüyorduk. Ayrıca, iletişimimizin çoğunu pantomim yaparak da sağlıyorduk. En basit soyut düşünceyi bile aklımızdan geçirmemiz mümkün değildi. Böylesi bir düşünce aklımıza gelse bile, bunu başkalarına aktarmamız imkansızdı. Soyut düşünceler için tanımlanmış sesler yoktu. Biri soyut bir düşünceyi anlatmaya kalkıştığında, kelime dağarcığının sınırlarını zorlaması şarttı. Bunun için yeni sesler uydursa bile, arkadaşlarının bunu anlamasına imkan yoktu. Bu noktada pantomime başvurması; düşünceyi mümkün olduğunca resmetmeye çalışırken, bir yandan da bu yeni sesi tekrarlaması gerekiyordu. Böylelikle dil gelişti.”
Sayfa 32
566 syf.
·
Puan vermedi
·
48 günde okudu
Müslümanın Müslümana ettiğini gavur Müslümana etmez dediğim zaman arkadaşlar ne diyo bu, edası ile yüzüme bakmışlardı. Bozulmuş bir tereyağı bozulmuş bir sütten daha tehlikelidir. Müslümanın münafığı diğer dinlerin münafığından daha tehlikeli olduğunu düşünüyorum. İnsan ya doğruyu söylemeli ya da susmalı. Yalan konuşulan yerde de durmamalı kimi zaman. Bir de her doğruyu her yerde söylememeli. Unutmadan bir ekleme daha yapayım Hadiselerin vuzuha kavuşması zamanla olur . Yani zaman en iyi müfessirdir,zamanla birçok şey daha anlaşılır hale gelir. Köprüden önce son viraja yolun en tehlikeli kısmına girildiği yüzyılın başında belliydi. Düşman acımasız olduğu kadar da uykusuz. Öfkenin ve nefretin dili kol geziyor sokaklarda İnsanlık umarım bu karanlık dehlizden çıkar. Ya Rab, bizi sıratı müstakime eriştir. Amin.
Köprüden Önce Son Çıkış
Köprüden Önce Son ÇıkışAli Ünal · Ufuk Yayınları · 201412 okunma
1.500 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.