Herkes burayı farklı şekilde kullanıyor ki kullanabilir. Kimi sadece kitap ekliyor, kimi kitap alıntıları yapıyor ama iletisi yok, kiminin kitabı bile yok, kiminin alıntısı yok ama iletisi çok... Kimi her okuduğunu inceliyor özveri ile, kiminin bir incelemesi bile yok. Kimi yorumlarda takılmayı seviyor misâl...
Kimi kendi sesini duyurmaya
Aysun Kayacı'nın sosyoloji dünyasını çatlatan meşhur tespitini pek çoğunuz bilirsiniz;
"Ben vergi veriyorum niye vergisini vermeyen, 'dağdaki çoban'la benim oyum eşit mesela. Niye? Hiç vergisini vermeyen biriyle niye benim oyum eşit. O benim kadar duyarlı benim kadar sorumluluk sahibi bir şekilde yaklaşıyor mu acaba"
'BEN VERGİMİ
Bugün sizler ile birlikte Türk Edebiyatının son zamanlarda sıklıkla duyulan, birçoğumuz tarafından okunan, bilinen yazarı Sabahattin Ali ve onun Kürk Mantolu Madonna eserini incelemek istiyorum.
Bugüne kadar eskiye dönük edebiyat eserleri okumuş olmama rağmen, Sabahattin Ali ve kalemi ile hiç tanışmadığımı söylemek ve hatta bu konuda da biraz ön
ormanları düşüncesizce mahvediyorsunuz ve çok geçmeden yeryüzünde hiçbir şey kalmayacak . tıpkı bunun gibi , insanlarıda düşüncesizce mahvediyorsunuz ve sayenizde çok geçmeden yeryüzünde ne sadakat , ne iffet , ne özveri kalacak ..
Gerçek anlamda bilinçli, ahlaklı ve eğitimli çocuklar yetiştirmek bir sanattı ve bu sanatı icra etmek ebeveynlerin sıkıntılı ve büyük özveri gerektiren süreçler geçirmesini gerektiriyordu.
Ülkemizin her köşesinde, insan hayatının kutsallığından ödün vermeden, sağlıklı toplum olabilme yolunda “ÖNCE İNSAN” ilkesi ile gece gündüz özveri ile çalışan tüm hekim arkadaşlarımızın -14 Mart’ta bu vatan için mezun veremeyip canlarını veren tıbbiyelileri de unutmadan- ve tüm fedakâr sağlık çalışanlarının 14 Mart Tıp Bayramı kutlu olsun...
Sağlık çalışanlarına yönelik şiddet olaylarının yaşanmadığı günlerin tez zamanda gelmesi dileğiyle...
“Çevremdeki herkesten özür dileyerek Suç ve Ceza ya başlıyorum. Bu şölen için kendimi yakınlarıma kapatıyorum. Sadece çay ve kahve benimle olacak. Bencillik tavan yapsın, umurumda değil. “ cümlesiyle kitabı okumaya başlamıştım.
Suç ve Ceza hakkında herkes bir şeyler duymuştur, hatta başkarakterinin adını bile bilenler vardır. Kitabın sonunu
"Günler akıp gidiyordu, şekilsiz ve gerçekdışı."
Geçmişiyle bağı kalmayan birinin, geleceğe karşı umudu olabilir miydi?
Yazardan okuduğum ilk kitap Iza'nın Şarkısı. Sade ve akıcı ancak etkileyici bir dille kaleme almış yazar eserini. Etelka adlı yaşlı bir kadının içsel savaşını ve belki de kendini bile tanıyamamış olan Iza'nın hikayesi
Ey korkuyu sevgi sanan aşağılık duygusu.
Siyah ve beyaz dışında renk tanımayan alacakaranlık.İki yanında iki süngüyle şımarık cesaret.Konuşmak yerine bağıran özgürlük.Ey gülerken ısıran iyilik, aşağılayan özveri, cezasız suç.
Bir zamanlar doğu tarafında çok büyük bir kaya olduğu için güneşin çok geç doğduğu bir köy varmış. Sabah aç uyanan çocuklara anneleri, daha güneş doğmadı diye ekmek vermiyormuş. Ayrıca köy, ışık almayan karanlık bir köymüş. Meraklı ve üzgün çocuklar bir gün kayanın diğer tarafına geçmiş ve buranın daha aydınlık,yeşil ve güzel olduğunu görmüşler.
Dünyanın farklı birçok yerinde muhtaç insanlara dokunan kişiler görüyorum, onlar iyi ki varlar. Gerçek iyilik özveri ister çaba ister..
Kimseye kötülüğünün dokunmuyor olması iyilik demek değildir..
*
Cumhuriyetin en başarılı eserlerinden biridir tam bağımsız Köy Enstitüleri. Geçmişte başarıya ulaşmış, başarısı da kapatılmakla ödüllendirilmiştir. Çünkü; ülkemizde her başarının bir ödülü değil, cezası vardır.
*
Köy Enstitüleri açıldığı yıllarda değil de, kapandığı yıllardan sonra daha çok gündemde olmuş, her dönem geçmişe ait bir özlem, bir
Yazarımız Nurhan Hanım ile gerçek hayatta hiç karşılaşmadığımız halde, düşünce yapısını o kadar iyi anlıyorum ki...
Çünkü kalpten kalbe giden bir yolun, her daim var olduğuna inanmışımdır. Bu yol da ister edebiyat olsun, isterse de başka bir yol! Ama bir yol mutlaka vardır. Tıpkı Mehmet Uzun adlı yazarımızın " Nar Çiçekleri " adlı
Aşk, derin duygusal bir bağ, sevgi ve saygı içeren yoğun bir histir.
Bu duygu, bir kişiye veya bir şeye karşı derin bir bağlılık, özveri ve anlayış içerir.
Aşk, duygusal bir yolculuk olabilir, ancak tüm saçma duyguların yegane sorumlusu olarak görmek, diğer duyguların ve deneyimlerin derinliğini göz ardı etmek anlamına gelir.
Hayatın içindeki