Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
... Politik katliam başlanmadan önceden beri o, hüzünlü ekim sabahlarını, ölenlere acımakla ve Tanrı pazar günü dinlenmemiş olsaydı dünyayı tamamlamaya vakti olurdu diye düşünmekle geçirmişti.
Einstein yaşamının son haftasında, en çok önemsediği işlere yoğun­ laşır: Bertrand Russell'la birlikte nükleer çağda dünya banşıyla ilgili bir manif esto üzerinde çalışmışlardır ve Einstein manifestoyu 1 1 N isan günü imzalar . "Yeni bir düşünce şekline ihtiyacımız var. Kendimize, taraf t an olduğumuz grubun askeri bir zafer kazanması için hangi adımları atması gerektiği yerine, askeri bir çatışmayı önlemek için ne yapmamız gerek­ tiğini sormalıyız; çünkü böyle bir çatışma artık bütün taraflar için yok edici olacaktır." Bu belge daha sonra, her yıl düzenlenecek olan ve bilim insanlarıyla düşünürlerin nükleer silahsızlanma üzerine bilgi alışverişi yaptığı Pugwash Konferansları'na giden yolu açacaktır. 1 2 Nisan günü Einstein enstitüde çalışırken kasıklannda bir ağn hisseder. Asistanı iyi olup olmadığını sorar . İyi olduğunu söylese de aslında hiç de iyi değildir. Aortunda oluşan anevrizma patlamaya başla­ mıştır. Eve gelen doktorlar, az da olsa tek şansın hemen ameliyat edilerek aortun düzeltilmesi olduğunu söyler . Ama Einstein ameliyat olmaz. Dukas'a yaşamın yapay yollarla uzatılmasının tatsız bir şey olduğunu söyler. Görevini yaptığını hissediyordur ve zamanı geldiğinde onuruyla buradan gidecektir . Ağrının daha da arttığı ertesi gün Princeton Hastanesi'ne kaldı­ rılır . Üvey kızı Margot. oğlu Hans Albert'i durumdan haberdar edince Hans babasının yanında olabilmek için hemen ilk uçakla San Francisco'dan gelir . 1 7 Nisan Pazar günü Einstein uyandığında kendini çalışabilecek kadar iyi hisseder. Dukas ona gözlüklerini, kağıtlarını verir..
Sayfa 96 - Türkiye İş Bankası kültür yayınları Mayıs 2013Kitabı okudu
Reklam
Ertesi sabah, pazar günü, Benjamin kahvaltıya geç geldi. Uzun uzun, derin derin uyumuştu, uykusu rüyalarla, dualar la, dileklerle doluydu, şunun bohça değnekleri, bunun eski kemikleri, kayıp bir şeyin kanı ve eti, ötesi, yerinde yeller esen geçmişler, ümit vadeden gelecekler.
Sait Faik'e bir süreliğine veda alıntısı olsun.
Bir pazartesi günüydü. Günler şu garip günler! Uykumuzun içinde saatleri başlayan günler! Uyandığımız zaman üçte birini arkada bırakmışızdır başlayan günün, kaldı mı üçte ikisi... Yap bakalım hesabını!.. Hey gidi pazartesi hey! Kaldı on saatin. Bir saat kavgaya say, bir saat konuşmaya, iki saat yürümeye, yarım saat düşünmeye koy, yeme içmeye de
Sayfa 79 - Lalettayun: gelişigüzel
Öğren de, gece yarısı öğren. Düşün, düşün de Salı’ya kadar düşün Son “gece yarısı”nı ertesi sabah anlamak.. Ve “son Salı”yı çarşamba sabahı sezmek.. Ve bütün bunları perşembe günü düşünmek.. Cuma günü unutmak.. Cumartesi günü hatırlamak.. Pazar günü: her yer kapalı.. Pazartesi günü.. gece yarısına kadar uyumak..
Pazar günü kiliseye giden patronlar ve işçiler, "Tanrının karşısında eşit" olduklarına inanıyorlardı ama kilisenin kapısından çıkınca, dışarda ekonomik hayatın gerçekleri onları bambaşka bir dünyanın içine sokuyordu.
Reklam
Bu gölge her pazar günü, Bu şehir, bu tren sesi, Gök bildiğim bu mavilik, Yeşil dallardan süzülen. Oturduğum rahat koltuk, Beyaz örtüsü masanın, Sigaram, kahvem, gazetem , Elimin çizdiği kavis, Kovmak için sinekleri; Kolumda işleyen saat Ve esnem em arada bir, Hep yaşadığıma dair.
Papa Eftimin Oğlu Selçuk Erenerolun Ermeni Kilisesinden Çıkarılması
Ermeni Patriği: "O Adamın Oğlunun Burada İşi Ne?" Kadıköy'de bulunan Surp Takavor Ermeni Kilisesi Mütevelli Heyeti Başkanı, kilise korosunun 27. kuruluş yıldönümü dolayısıyla 9 Mayıs 1965 Pazar günü yapılacak olan bir törene eskiden beri dost olduklarını Papa Eftim'in oğlu Selçuk Erenerol'u da davet etmiştir. Selçuk
Bir gün intihar edersem eğer, bu bir pazar günü olacak. En iç kararıcı, en yavan gün o.
Ebû Hüreyre anlatıyor: (Bir gün) Peygamber elimi tuttu ve şöyle buyurdu: Allah, cumartesi günü toprağı, pazar günü dağları, pazartesi günü ağaçları, salı günü istenmeyen şeyleri, çarşamba günü nuru yarattı. Perşembe günü yeryüzüne hayvanları yaydı. Yaratmanın en sonunda cuma günü ikindi sonrasında, gündüzün son vakti olan ikindi ile akşam arasında; Âdem’i (as) yarattı.
Sayfa 378Kitabı okudu
Reklam
Kimine dar, kimine bolsun; pazartesi! Pazartesi! Sanki pazar bir şeymiş de onun bir de yarını, ertesi günü var. Ertesi günü yapacak işlerin içinde hep aynı olanı bir yana bırakırsak bize saat olarak ne kalır?
Sayfa 79 - Türkiye İş Bankası YayınlarıKitabı okudu
Bir pazar günü Balat, Ayvansaray üzerinden Edirnekapı’ya bir tur yaptığınızda; her dakika insanda Istanbul tutkusu yaratacak bir güzellik, bin yıla uzanan bir anı veya üzüntü verecek bir tahriple karşılaşmanız mümkün. Istanbul galiba böyle gezilerle daha çok sahiplenilecek bir şehir.
30 Mart 1431 Pazar günü Edirne'de dünyaya gelen II. Mehmet, çocukluğundan itibaren devrin ileri gelen alimlerinden eğitim aldı. Devlet idaresini öğrenmesi amacıyla Manisa'ya vali olarak gönderildi. On iki yaşında babası Sultan II. Murat tarafından tahta çıkarıldı. Bu genç padişahın tecrübesizliğinden yararlanmak isteyen dönemin Avrupa devletleri bir haçlı ordusu kurarak bölgedeki Türk hâkimiyetini sona erdirmek için yola çıktılar. Durumun ciddiyeti üzerine vezirleriyle görüşen genç padişah, babası II. Murat'ı yeniden tahtı devralması için Edirne'ye davet eder. Babası bu davet üzerine oğluna şu haberi gönderir: "Bizim tahtı oğlumuza bırakmaktan maksadımız, yorucu geçen ömrümüzün son yıllarını rahat ve huzur ile yaşayıp ibadetlerimizi yapmaktı. Saltanat kimde ise din ve devleti savunmak da onun görevidir." Sultan II. Mehmet bu haber üzerine babasına şu cevabı yazar: "Saltanat senin ise, düşmanlar topraklarımızı alarak ilerlemektedir. Osmanlı Devleti ve İslam dünyası tehlikededir. Eğer saltanat benim ise, ordunun başına geçmeniz için fermanım vardır. Göreviniz ihtar olunur!" Bunun üzerine Edirne'ye gelen II. Murat ordusuyla Varna'ya hareket eder ve 1444 yılında büyük bir zafer kazanarak Osmanlı'nın bölgedeki gücünü perçinler.
Elma YayıneviKitabı okudu
Uzun bir pazar günü daha geçip gitti, anne şimdi toprağın altında yatıyor, ben işime döneceğim, sonuç olarak değişen hiçbir şey yok, diye geçirdim içimden.
yaza girmeden yazda ve ilkbaharda suyun yattığı yatakta kuşun çaldığı ıslıkta elin sevgilim elin caddede sokakta ve hatta sonbaharda mayısta ekimde hele ilkbaharda pazar günü salı günü ve cuma dağlarda kıyılarda nerde olursa orda sevgilim savaşta ve barışta savaşta ve barışta denizde ve karada her zaman yazılır aşk şiiri çünkü aşk yazılgandır
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.