Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Karaladım işte bir şeyler... (:
BİR DEFTERİN SONU Bir defterim vardı benim. Adı Aşk'tı. İlk kapağı açıp da bir şeyler yazmadan önce, nasıl da masum ve korkaktım. Bir süre açmadım o defteri. Sonra bir gün aniden açıvermiştim ve doldurmaya başladım. İlk satırlar güzeldi, mutluydum, keyifliydim yazarken. Biraz daha yazmaya devam ettikçe bana acı vermeye başladı bu satırlar,
YAŞ 5 Anne ve babamın birbirlerine bağırmalarının beni ne kadar korkuttuğunu öğrendim. YAŞ 7 Meşrubat içerken gülersem içtiğimin burnumdan geleceğini öğrendim. YAŞ 12 Bir şeyin değerini anlamanın en iyi yolunun bir süre ondan yoksun kalmak olduğunu öğrendim. YAŞ 13 Annemle babamın el ele tutuşmalarının ve öpüşmelerinin beni daima mutlu
Reklam
YAŞ 5 Anne ve babamın birbirlerine bağırmalarının beni ne kadar korkuttuğunu öğrendim. YAŞ 7 Meşrubat içerken gülersem içtiğimin burnumdan geleceğini öğrendim. YAŞ 12 Bir şeyin değerini anlamanın en iyi yolunun bir süre ondan yoksun kalmak olduğunu öğrendim. YAŞ 13 Annemle babamın el ele tutuşmalarının ve öpüşmelerinin beni daima mutlu ettiğini
680 syf.
10/10 puan verdi
HUZURSUZEVİ
YouTube kitap kanalımda Huzursuzluğun Kitabı’nı önerdim: ytbe.one/zAd9Y20INZM "Gündüz, bir hiçim; gece, kendim olurum." Fernando Pessoa Kendimi, tamamen kendim olarak hissettiğim sessiz ve tamamlanmış bir zaman diliminden. Zaman, aslında ilk başta bir bütün olarak tasarlanmıştı. Sonradan bıçak denen insanlar ezeli dilim dilim
Huzursuzluğun Kitabı
Huzursuzluğun KitabıFernando Pessoa · Can Yayınları · 201710,4bin okunma
Varoluşsal sancılar
“Burada birbirinin aynı olan her gün gerçekten ne yapıyoruz?”* - “Ben neden böyleyim?” - “Neden hiçliğin tatlı uykusundan bu varoluş çölüne atıldım?”* - “Türlü acılardan yapılma bu hayata fikrim alınmadan gelmek zorunda mıydım?” - “Neden seks, güç, beğenilme ve şöhret gibi hazların kölesi olunmayacak ve herkesin mutlu olduğu alternatif bir evren var olmadı da yemek yemenin bile bir zorunluluk olduğu bu evren var oldu?” - “Madem ki günün birinde güneş de yok olacak, herhangi bir şey için çabalamanın ne anlamı var?”
680 syf.
·
Puan vermedi
"... yaşamak düşünmemektir"
Neydi şimdi bu! Huzursuzluğun kitabı mı? Bir sandıktan çıkan, salt duyguların gümbürtüsü mü? Hissizliğin, hisli manifestosu mu? Bir kitap, bir tokat, bir dost yoksa bir insan mı!? "Nice limanlara yanaşacak gemiler var elbette, ama hiçbiri hayatın ıstırap vermez olduğu limana varamayacak, her şeyi unutabileceğimiz bir rıhtım da yok."
Huzursuzluğun Kitabı
Huzursuzluğun KitabıFernando Pessoa · Can Yayınları · 202110,4bin okunma
Reklam
Doğru mu?
YAŞ 5 Anne ve babamın birbirlerine bağırmalarının beni ne kadar korkuttuğunu öğrendim. YAŞ 7 Meşrubat içerken gülersem içtiğimin burnumdan geleceğini öğrendim. YAŞ 12 Bir şeyin değerini anlamanın en iyi yolunun bir süre ondan yoksun kalmak olduğunu öğrendim. YAŞ 13 Annemle babamın el ele tutuşmalarının ve öpüşmelerinin beni daima mutlu ettiğini
60 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
5 günde okudu
İyileşecek "Sancılar"
¶¶Nasıl olur da insanlar bu kadar yüzeysel ve sığ yaşar;hissetmekten, gerçek duygulardan uzak. Benim gördüğümü onlar neden göremiyor? ¶¶(Arka kapaktan)
Elif Doruk
Elif Doruk
Bir şiir kitabına inceleme yazmak hayli zor ve meşakkatli bir iştir. Böyle düşünürken bir şairin kaleminden kağıda düşen mısralara hayran olmamak elde değil. Belirttiğim üzere erkenden
Bir Sancının Panoraması
Bir Sancının PanoramasıFurkan Güreci · İzan Yayıncılık · 202166 okunma
"Hayatta her şey geçici. En büyük sancılar, kavgalar, acılar, aşklar..."
Sayfa 201Kitabı okudu
102 syf.
10/10 puan verdi
·
37 günde okudu
Gülfeza
Gülfeza, hayatın en zorlu sınavlarından birine karşı mücadele eden bir kadının hikayesi. Kaleme aldığım bu eser, okuyuculara iç dünyalarının derinliklerine doğru bir yolculuk vaat ediyor. Gülfeza ve Ali, uzun yıllar boyunca hayallerini süsleyen çocuk sahibi olma arzularıyla yaşadılar. Ancak tüm çabalarına rağmen, elde edemedikleri bir şey vardı.
Gülfeza
GülfezaAbdurrahman Seyhan · Gülnar Yayınları · 202324 okunma
Reklam
256 syf.
10/10 puan verdi
·
21 günde okudu
İçimizdeki Biz
Sabahattin Ali
Sabahattin Ali
şüphesiz çoğumuzun bir kez olsun okuduğu ve ülkemizde bilinirliği yüksek yazarlarımızdan birisidir. Tabi hüzünlü bir sonla erken denilebilecek bir yaştaki kaybı tarihten günümüze ülkemizin değerlerini korumak noktasında ki eksikliği tescilliyor. Kitap benim okuduğum yazarın üçüncü eseri, ilk ikisi kült olmuş başucu kitapları
Kuyucaklı Yusuf
Kuyucaklı Yusuf
ve
Kürk Mantolu Madonna
Kürk Mantolu Madonna
idi. Bu kitapta da genel olarak benzer bir tadı hissetmek mümkün özellikle de Balıkesir detayı muazzam. İmparatorluğun küllerinden doğmuş Cumhuriyetimizin uzun yıllar savaşları ve yoklukları yaşamış insan bakiyesi çok daha uzun yıllar entelektüel birikim için sancılar çekip nice nesilleri kaybetmiş. Kitapta görünen bir aşk hikayesi üzerinden dönemin hayat şartlarını, eğitim hayatını, siyaseti, özellikle de edebiyat camiasını anlatıyor. Dönemin meşhur yazar ve düşünce insanlarının zaman içerisinde ki mücadeleleri, kavgaları ve çekişmeleri bu aşk hikayesinin üzerine inşa edilmiş şekilde anlatılıyor.
Peyami Safa
Peyami Safa
,
Necip Fazıl Kısakürek
Necip Fazıl Kısakürek
ve
Hüseyin Nihal Atsız
Hüseyin Nihal Atsız
gibi dönemin önemli kişilerinin kitaptaki kahramanlarla arasında ilişki kurarak eserin yazarın hayatından gerçek kesitler sunan bir otobiyografi olduğunu iddia eden görüşler de zaman içerisinde sıklıkla dile getirilmiştir. Cehaletin, zamanla değişen şartların ve iyi insanların da zor durumda kalabildiğini hissettirerek yaşatan kitabı okumayı düşünenler için bir an önce başlamalarını şiddetle tavsiye ederim. Herkese iyi okumalar…
İçimizdeki Şeytan
İçimizdeki ŞeytanSabahattin Ali · Yapı Kredi Yayınları · 2019170,9bin okunma
Bu şiire âşık oldum ♡
(Siz de yorumlara yaşınızı ve öğrendiğinizi yazabilirsiniz🦋) YAŞ 5 Anne ve babamın birbirlerine bağırmalarının beni ne kadar korkuttuğunu öğrendim. YAŞ 7 Meşrubat içerken gülersem içtiğimin burnumdan geleceğini öğrendim. YAŞ 12 Bir şeyin değerini anlamanın en iyi yolunun bir süre ondan yoksun kalmak olduğunu öğrendim. YAŞ 13 Annemle babamın elele
Sait Faik'in bir muayene sonucu karaciğerinin büyüdüğü, hastalığının siroz olduğu ortaya çıkmıştır. Nazım Hikmet o tarihlerde karşılaştığı Sait Faik'e 'Saman sarısı' şiirinde birkaç dize ayırır: Kalamışta Balıkçının Meyhanesine girdim Ve Sait Faik'le tatlı tatlı konuşuyorduk Ben hapisten çıkalı bir ay olmuştu Onun ciğeri sancılar içindeydi Dünya güzeldi...
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.