ETKİNLİK BAŞLANGIÇ TARİHİ:17.11.2023
ETKİNLİK BİTİŞ TARİHİ:17.12.2023 (#227403009)
"Halbuki ona benim vuslatım lâzımdır.” Şu halde Allah, kulunu vuslat ile müjdeledi. Ancak bu vuslata ermek için kula ölüm gerekir demesi tâ ki ölüm sözüyle kulunu kederlendirmesin.
Hazret-i Muhammed Aleyhisselâm’ın “Sizden
Merhaba değerli okurlar.
Artık okuma hedeflerinizde o sene okuduğunuz sayfa sayısı, eklediğiniz inceleme ve alıntı sayısını da görebileceksiniz. Ek olarak hedefinizi kaydederken artık bir mesaj da ekleyebileceksiniz. 2019 okuma hedefleri de artık seçilebilir durumda.
Barış ve sevgi dolu, daha fazla kitap okuyabileceğimiz güzel bir 2019 umuduyla, mutlu seneler dileriz. 🎄🤶
DİKKAT! BU İNCELEME TEHLİKELİ OYUNLAR İÇERİR.
"Bütün dünya bir sahnedir.
Ve bütün erkekler ve kadınlar sadece birer oyuncu; girerler, çıkarlar.
Bir kişi birçok rolü birden oynar."
Shakespeare
Oğuz Atay'ın okuduğum ikinci kitabı ve ben yazarı çok beğendim. Kullandığı dili, ustalık isteyen mizahı ve
Sulhe uzanan zeytin dalları değil
Zulme uzanan eller kırılsın
Yedi kıtada iki mısra için
Kalem girsin, kurşun çıksın
Şiir dolu bir dünya için
Savaş dursun, barış gelsin !
İnsanlık için
Sevgi için
Aşk için
Şairler olsun
Şiirler ölmesin…
Buradan bütün anne babalara sesleniyorum. Çocuklarınızı kusurları yüzünden dışlamayın, onları yalnız bırakmayın...Bu mitolojik bir kitap...Tanrılar dünyasında küçük bir kız... Ailesi tarafından dışlanan, yalnızlığına çekilen Kirke...Hassas, kırılgan ve yüreği sevgi dolu bu küçük kızı çok seveceksiniz... Anne babası Kirke'yi beceriksiz ve
Dostoyevski ile konuşmak da çok zevkliydi. "İyi kitaplar okumak, geçmiş yüzyılların en iyi insanlarıyla sohbet etmek gibidir." diyor
René Descartes . Ben de bir ay süren güzel bir sohbetin sonuna geldim.
Yine çok zor bir incelemeye nereden başlayıp ne söyleyeceğimi bilemeyerek başlıyorum. Bu kitapla ilgili ilk olarak şunu söylemek istiyorum
YouTube kitap kanalımda Küçük Prens kitabını yorumladım :
ytbe.one/zvf5z3JOSrQ
Küçüklerin büyük dünyası, büyüklerin küçük dünyası. Aslında küçük ve büyük gibi sıfatlar kullanınca bile bir sayı kısıtlaması içine girmek durumunda kalıyoruz. Bu kitabı kendi hayatıma göre küçük hissettiğim bir zamanımda okuduğum için kendimi şanslı
Kitap tam 10 gün önce bitti. Okurken bile içinde yazılanlar beni o kadar etkiledi ki kitabı yaşayarak okudum diyebilirim. O kadar olayların içine kendimi kaptırıp hissederek okuyordum, öyle ki evde annem işlerini yaparken, annemi hele işi bırak gel de kitapta neler neler yazıyor sana da okuyayım dedim. Annem tabi Türkçe çok az biliyor, Kürtçe
YouTube kitap kanalımda Victor Hugo'nun Sefiller ve diğer kitaplarını nasıl daha bilinçli okuyabileceğinizi anlattım: ytbe.one/nYN27KVPeFY
Sefillik* temalı bu inceleme bana 13 gün boyunca arkadaşlık etmiş 1724 sayfalık dünyanın en uzun sefalet destanının sadece birkaç sayfalık özüdür. Elek hayat, elekten geçemeyen taşlar ise sefil
Kitap hakkındaki bazı incelemeleri okudum. Biraz haksızlık yapılmış buldum ve bazı incelemeleri de aşırı abartılı gördüm. Bu sebeple kitabı genel olarak incelemek yerine içinde bulunan altı hikayeyi ayrı ayrı incelemeye karar verdim.
•İnsan Neyle Yaşar?
Kitaba ismini veren bu öyküde bir meleğin cezalandırılması anlatılıyor. Tanrı onu üç soru
'sevgi' konusu hep tartışılan, derin, anlaşılmaz ve kişiden kişiye değişiyor derim... Peki 'sevgi' tam olarak nedir/neydi?
Kitap adında 'sevme' var yani 'sevmek eylemi' görüldüğü gibi; sevme, sevilme elbette 'sevgi' den geliyor. Yazarımız üç önemli unsur üzerinde duracaktır; sevme, sevilme, sevgi.. Peki 'sevgi' seven için mi geçerli yoksa sevilen
Anlatılan bizim hikayemiz...
Gözlerinin çevresinde sevgi kırışıklıkları olan adam yazdı. Çizimlerine yansıyan , kalemine yansıyan dolu dopdolu bir kalpten çıkan en temiz duygular. Odamdaki kelebekte rüya ile gerçek çizgisi şeffaflaşıyor. Dut ağacının altında yaşanılan gerçekler hisler ve çiçekler ve ufuk çizgisi. Yaşanan talihsizlikler buna rağmen ay ışığında umut ve gerçek sevgi mücadelesi. Balıklar domuzlar da ironi ve mizah iç içe. Hissedilen duygular gerçek, çok gerçek. Ufuk çizgisinde saklı, olmaz denenler ve iyi ki oldular. Çoğalan güzellikler, yaşanan şükürler... Öyle değerli ki şahit olmak bir kalbin dokunuşuna, hissedilen sımsıcak duygulara. Her gün doğumunda ve gün batımında uzakta ama yanında -yakında, kalbi gibi- olduğunu bilmek hissetmek. Tertemiz havayı içine çekmek gibi yüreğin dolması güzelliklerle. Benim iyikim. Adanmış bir eserin muhatabı olmak; değerli, derin ve çok özel. İlkim, sevgilim,