Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
- Bulmamak için arıyoruz sanki. - Sorun nedir o halde? - Sorun kaybettiğimizin bizden bir parça olduğunu unutmakta.
Sayfa 28 - Şule YayınlarıKitabı okuyor
Aslında organlarımızın hiyerarşik pozisyonlarını ve ünlülük durumlarını kitabın ilerleyen bölümlerinde uzun uzun inceleyeceğiz. Ama başlangıç sorumuza tekrar geri dönelim. Tam olarak neyiz? Birbirine hiç benzemeyen bir grup organın bir araya gelerek oluşturduğu bir yapı mıyız sadece? Burada sizi, "sen" yapan ve geri kalan insanlardan ayıran tam olarak nedir? Sormak istediğim soruyu örneklerle açarsak daha iyi anlaşılacağına inanıyorum. Konuyla ilgili olanlar bilir, organ nakli oldukça zor bir süreçtir ve "doku uyumu" gibi birçok hassas koşulun titiz bir şekilde yerine getirilmesi gerekir. Ama varsayalım ki böyle bir sorun yok ve organlarımızı çok rahat bir şekilde birbirimizle değiştirebiliyoruz. Bu durumda sizin karaciğerinizi çıkarıp yerine üst komşunuzun karaciğerini koyduk diyelim. Sonuç ne olur? Yine aynı kişi misinizdir yoksa artık değişmiş misinizdir? Hatta devam edelim. İlkokul arkadaşınızın ince bağırsağını alıp kendi ince bağırsağınızı ona taktığınızı düşünelim. Şimdi bir şey değişir mi? Ya da şöyle soralım; nihayetinde kendi kimliğinizi koruyarak vücudunuzdaki yapıların ne kadarını değiştirebilirsiniz?
Reklam
"Aman ne ayıp,ne ayıp!"dedim."Üzüntü neye derler bilseydiniz,böyle küçük bir sorun yüzünden bir damla bile gözyaşı dökmeye utandırdınız.Ömrünüzde keder nedir hiç tatmadınız,Miss Catherine.
Sayfa 270Kitabı okudu
İlişkilerde asıl sorun nedir biliyor musunuz? “Gölgesinden nasiplenemeyeceğini bilsen de o ağacın tohumunu ekebilmek." Diğer türlüsü hep çıkar ilişkisi, menfaat.
''Yarışmaya başlayacakları gün birkaç ülkenin de ricasıyla yarışmanın ilk bölümlerini banttan yaynlanması kararı alındı. Yarışma yeraltında geçecekti, herkesin sorun yaşama ihtimali vardı. Bunu göze alarak hemen canlı yayına geçemezlerdi. Bu Taylan'ı fazlasıyla mutlu etti, çünkü daha yarışmacıları bile oraya sokmadan sorun yaşamaya başlamıştı. Aşağının elektrikleri gidip geliyordu. Son dakikaya kadar ekipten ayrılanlardan öte Taylan'ın ekipten çıkardığı da birçok isim oldu. İşte ben onlardan biriyim. İşimizin buraya kadar olduğunu, küçük bir ekiple devam etmenin yeterli olacağını ve hatta belki de yarışmanın iptal olacağını anlatarak bizimle yollarını ayırdı. Tutarsız konuşmaları vardı ama son dakika iptal olan projeler bu sektörde çok normal karşılanır. O yüzden kimseye çok da tuhaf gelmedi. Hatta 'Umarım iptal olur' dediğimi hatırlıyorum. Oranın yarışmacılar için tehlikeli olduğu fazlasıyla belliydi.'' Sonra Araz'a bir kağıt daha uzattı. "Bu nedir?" diye sordu Araz. "Bu benim projeden ayrıldığımı gösteren belge. Belki inanmazsınız diye..." Araz onu da incelerken aklını kaybedecek gibiydi. Nefesi daralıyordu, tek istediği kardeşini bulmaktı. "Benim projeyle yolumun ayrılması bu şekilde oldu. Ekipte tanıdığım kimse kalmadı, onlar yollarına küçük bir ekip olarak devam ediyorlardı. Yarışma ise hiçbir zaman yayınlanmadı, iptal olduğunu düşündük. Ta ki ben telefonlar almaya başlayana kadar..." dedi ve derin bir nefes aldı Seden.
İnsan Nedir?
İnsan, karnı doyduğu zaman sorun çıkartan tek canlıdır. =)
Reklam
Acaba bu sorunun cevabı nedir ?
“ Özel bir şey sorabilir miyim size , sakıncası yoksa ?” dedim. “ Buyrun sorun, ne dilerseniz .” “ Eğer insanların eşit olmadığını düşünürsek , siz kendinizi nerede konumlandırırdınız ?”
Peki insana neden sormaz Yaratıcı yaratılmak ister misin istemez misin, diye
Bu varoluşa bir isyan sorusu, bu isyan hali iki õnemli sorun barındırıyor kanaatimce Doktor. Birincisi, insan yoksa, bir hiçse ona var olmak isteyip istemediği nasıl sorulacak? Yok olan bir şeye soru sorulamaz. Yok olan bir şey ancak var edilir, var kılınır. Hastan y eksi 3 yılında bir embriyo bile değildi; sadece Yaratıcının (lminde, ilim cinsinden bir varlığı vardı. Yok olduğu için, var olmak nedir bilmiyordu. Yoktu ve var olmak gibi bir niyeti de yoktu. Sonra bir gün anne babasının cinsel birleşmesinin ardından yaratıldı. Varoluşunu annesine de, babasına da borçlu değildi. Anne ve babası, her kim iseler, sadece buna vesile oldular. Kısacası var edilip edilmeyeceğini sormak için önce onu var etmek gerekir. O zaman da insan za ten var olmuş olur ve bu soru gereksizleşir. İkincisi, bu sorunun altında yatan saik, benliğin Yaratıcı kar- şısında kendi varoluş konumunu ayarlayamamasıdır. Yok ve hiç iken insana varoluş imkânı tanınması, tüm sahip oldukla- rının Yaratıcı tarafından verildiğini, sunulduğunu gösterir. Yani insan mutlak ācizlik, mutlak fakirlik, noksanlık ve mutlak ek- siklik mertebesindedir. Varoluş kimliği hiçlik olan bir insanın, kendisine varoluş imkânı tanıyan Mutlak Varlığa 'Beni neden yarattın, yaratırken bana mı sordun?' demesi bir sınır sorunu- dur. Mutlak Varlık, varoluş kimliği hiç olan bir şeye, 'Seni var etmek istiyorum, ne dersin?' diye niye sorsun ki? Böyle bir so- runun sorulması gerektiğine hakkı varmış gibi iddia etmek, Yaratıcı karşısında bir konum elde etme çabası, Yaratıcıyı bir nevi hesaba çekme girişimidir ve ciddi bir sınır ihlalidir."
Sayfa 234Kitabı okudu
"Sorun nedir?" "Sanirim bazi şeyler hakkinda yanilmişim." "Ne gibi?" "İnsanlar gibi." "Dünyadaki en basit hata."
Sayfa 219 - OshKitabı okudu
“Elinden en iyi gelen şey nedir?” diye sordu. “İnandığım şeyin peşinden gitmek.” Verilebilecek tek cevap buydu. Tek sorun, her gün farklı bir şeye inanmasıydı.
Reklam
-Hem bu aşırı istek de niçin, soylu, sevgili Pyotr Petrovic? Neden ille de yasal bir evlilik? İsterseniz beni dövün, ama bu evlenmenin gerçekleşmeyişine, sizin özgür kalışınıza, insanlık için tümden yok olup gitmemiş olmanıza çok, çok sevindim... Görüyor musunuz: Söyleyiverdim işte düşüncelerimi!.. Lujin sırf bir cevap vermiş olmak için: -Boynuz
Sayfa 470 - Kültür Yayınları
"Nedir asıl sorun diye düşünüyorum. Asıl sorun? Asıl sorun? Asıl sorun tek başına ayakta durabilmekte, yalnızlığı öğrenebilmekte mi? Asıl sorun sevgisiz yaşayabilmekte mi? Sevgisiz kalıp direnmeyi, sevgisiz kalıp gene de boyun eğmemeyi, dilenmemeyi öğrenmekte mi? Asıl öğrenmemiz gereken şey sevgisiz bir yaşam düzeni mi?"
Bu durumu yaşayanlar
Arkadaşlarımla olan ilişkilerimde de hep sorun dinleyen, çözüm üretmeye çalışan kişinin ben olduğumu fark etmeye başladım. Bundan rahatsız da değildim ve hâlâ değilim aslında. Ancak benim sorunum olduğunda etrafta "nedir mesele?" diye soran insan sayısının azalmaya başlaması ürkütücü bir biçimde gerçekle yüzleşmeme neden oldu.
Sayfa 144Kitabı okudu
Başkalarına bağımlıdırlar. Başkalarına o kadar bağımlısın ki, eğer biri "Ne kadar mutlu görünüyorsun!" derse, kendini mutlu hissetmeye başlıyorsun. Eğer yirmi kişi seni mutsuz etmeye karar verirse, seni mutsuz edebilirler. Bütün bir gün aynı şeyi söylemeleri yeter. Ne zaman onlardan biriyle karşılaşsan, sana "Çok mutsuz, çok üzgün görünüyorsun. Sorun nedir? Yoksa biri mi öldü?" deseler, hemen şüphelenmeye başlarsın: Eğer bu kadar insan mutsuz olduğunu söylüyorsa, öyle olmalısın.
2. İşler kızışmışken vuruşa geçmeyin. Bazı ilişkilerde iyi bir kavga havayı temizleyebilir, ama hedefiniz sabitleşmiş bir modeli değiştir mekse, konuşmak için en kötü zaman kendinizi öfkeli ya da ger- gin hissettiğiniz anlar olabilir. Konuşmanın ortasında öfkelenmeye başladığınızı sezerseniz şöyle diyebilirsiniz: "Kafamı toplamak için biraz
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.