Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
51. Eyalet ve Gerçekler (uzun ama buna değer)
Jeffrey'ye bakıp yeniden oturmasını işaret etti. Kendisi de yerine geçti. Profesör, Amerika sizce de bir şekilde yolunu kaybetmedi mi? Atalarımızın dağlara taşlara kazıdığı idealler yozlaştırılmadı mı? Unutturulmadı mı? Değersizleştirilmedi mi?" Jeffrey başıyla onayladı. "Bu görüşte olanların sayısı her geçen gün
Öykü Nasıl Yazılır-1
O Ses Sen Değilsin Diyelim ki ne yazacağımızı bulduk; olayı, kahramanı zihnimizde tasarladık. Yazar olarak niyetimizi ne ölçüde açık edeceğimizi ne ölçüde saklayacağımızı kurguladık. Değineceğimiz meseleleri, kullanacağımız mekânları, kanatlandıracağımız imgeleri seçtik. Bir öykünün iç dinamiğini yani merkezini teşkil edecek sorun yumağını
Sayfa 6 - Emin Gürdamur:
Reklam
_Rüya, gören olmadan da var olabilir. Rüya gören olmadan rüya mevcut olduğunda ise bu özgün gerçeklik gibi gelir. Siz yoksunuz ama kozmik bir akıl var. Brahma var. Bu yüzden bütün alemin Brahma'nın gördüğü bir rüya olduğunu söylerler. Bütün bu dünya bir rüyadır, bir mayadır. Ama bu her şeyin, tümün bir rüyasıdır. Kişisel bir rüya değildir.
GEÇMİŞTEKİ "LİNÇ KÜLTÜRÜ"
Abbasi Hilafeti'nin başlarında, Halife Me'mun, 813 yılında Mihne yani bir tür Engizisyon mahkemesini kurarak, Mu'tezile'nin temel görüşlerinden olan "Kur'an'ın yaratılmışlığı" (mahluk olduğu) doktrinini dayatmıştır. Mihne uygulaması kesinlikle yanlış ve akılsızcaydı. Sonucu da felaket oldu. Yine de sadece
Sayfa 226Kitabı okudu
Yi Fu Tuan'a göre, Aydınlanma hareketinin en önemli değerlerinden biri olan özerklik kavramı 'Tecriti, yalnızlığı, bir tür kopuş hissini, dünyada her şey insanın ayağının altına serildiği için yaşama arzusunun ve saf hazların yitirilmesi ve gerçekliğin kişinin açığa vurarak kabul ettiklerinin dışında herhangi bir anlamının olmamasından kaynaklanan bir yükümlülük hissini de beraberinde getirir' (Ehrenreich'tan alıntı 2007: 140).
Türk-Ermeni ilişkilerinde en önemli engel olarak görülen tarih tartışmaları, bugünden yarına iki ülkenin üzerinde uzlaşı sağlayarak altından kalkabilecekleri bir sorun olmaktan şimdilik uzak. Çünkü karşılıklı algılamalar ve söylemler kilitlenmiş durumda. Üstelik tarih, sadece devletler arası değil halklar arası bir sorun. O nedenle, Türkiye ile Ermenistan'ın tarihi çözmesi, Türklerin ve Ermenilerin de çözdüğü anlamına gelmez. Sonuçta tarihe ilişkin olarak devletler arasında varılacak olan uzlaşı siyasal bir uzlaşıdır; halklar arasındaki uzlaşı ise siyasal kararlarla değil, zaman içinde üretilecek moral ve etik yaklaşımlarla mümkün. Karşılıklı algı değişikliği, ancak sağlanacak ilişki ve diyalog ortamlarında gerçekleşebilir ve bir tür normalleşme süreci yaşanabilir, içselleştirilmiş algılamalar yumuşayabilir. Dolayısıyla tarihin çözülmesi kavramı aslında gerçek bir kavram ve problem değil. Tarihin çözülecek bir yanı yok, sadece anlaşılacak bir yanı var. Anlama ise zamana yayılmış bir çaba gerektirir, günübirlik devlet kararlarıyla sağlanamaz.
Reklam
Tales ve Anaksimandros'un Bilime katkıları
Eski Çağ literatürü, Miletos'lu Tales'in Mısır'a gittiğini ve orada, Nil sellerinden sonra kadastrocuların arazi tespitlerini yenilerken bazı geometrik kurallar kullandığını görerek bunların aslında ispat edilebilecek ilişkilerin ifadeleri olduğunu fark ettiğini yazar. Tales ispat edilebilecek bu ilişkileri teorem haline getirmiş,
_EVLENMEK! Kadınlar sanki hipnotize edilmiş gibi gözlerini yaşamın bu noktasına dikerler. Özellikle Nevrotik kadınlar, sevme yetisinden tümüyle yoksun olmalarına ve erkeklerle ilişkileri dillere destan ölçüde zayıf olmasına karşın, bu tutkudan vazgeçemezler. Evlenme arzusunun zorlanımlı bir nitelik aldığı kadınlar grubunu da anmak gerek. İşte bu
_Nevroz, anormalliktir. _Nevrotik, anormal davranışlı, kültüründen sapmış, ruhsal bozukluğu olan kişidir. Nevrotikler, kültürün üvey evlatlarıdır. _Nevrotik bir insan, kendini, kendi yoluna dikilen bir engel olarak görmektedir. _Nevroz, kişinin normal gelişimini engeller ve baş edemediği çatışmaların içine düşürür. _Anormal davranan herkes
Abraham ve Isaiah'ın Tanrıları bir tek olmanın gerektirdiği niteliklere sahiptir. Buna rağmen aralarında farklılıklar da bulunmaktadır. Birincisi eğitimsiz, ilkel bir göçebe kabilesinin şefiyken, ikincisi bin yıl sonra dünyanın önemli kültür merkezlerinden birinde yaşayan evrensel bir düşünürdür. Tanrı kavramının gelişimi bir ulusun gelişim
Sayfa 26 - Say YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Savunma mekanizmaları deyimi, insanın kendisini bedeni ve ruhi açılardan, stresten korumak için, farkında olmadan, genellikle bilinçsiz bir şekilde, gayri idari olarak yaptığı davranışları ifade etmek üzere kullanılmış olan bir deyimdir. Bunlar, aslında, gerçek davranışların yerine konmuş, onların yerlerini değiştirmek için veya onları gizlemeye yönelik olarak yapılmış bulunan davranışlardır. Adlerci bir görüşle ifade edecek olursak, bir güçsüzlüğü, bir eksikliği örtbas etmeye yönelik davranışlardır. Ego’nun uyguladığı savunma mekanizmalarının başında baskı altına alma (repression) kavramı gelmektedir. Adler’in fazla itibar etmediği bu kavram, Fransız psikopataloglarının teklif ettiği bölünme kavramı yerine konmuş, özellikle de Freud tarafından çok kullanılmış, çatışmaları ortadan kaldırmada veya aza indirmede önemli fonksiyonu olan bir kavram olarak görülmüştür. Hoş olmayan şeyi, bir tür unutmayla, bilinçdışına atmayı, böylece problemden uzaklaşmış olmayı dile getirmektedir. Yansıtma (projection) denilen olay, kişinin kendi suçunu başkasının üzerine atmış olması halini ifade etmektedir. Bu, kişinin kendi istek ve düşüncelerini başkasının istek ve düşüncesi olarak görmesinin bir yoludur. Veya mecburi olduğu için bu şekilde hareket ettiğine inanmanın bir belirtisidir. Koruyucu tepkiler oluşturma (reaction formation) hali ise, baskı altına alınmış olan düşmanca duyguların, sevgi duyguları şeklinde kendisini ortaya koyması halidir. Böyle bir mekanizmanın işlemesi durumunda cinsel isteklerin ahlak savunuculuğu şekline, saldırgan eğilimlerin sevecenlik tezahürüne dönüştüğü görülmektedir.
_Tinin Görüngübilimi, bilincin değişiminin yolculuğunun betimidir. _Her şey kozmik tinin görüngüleridir. Bu gerçekliklerin dışında aşkın bir varoluş bulunmaz. Her şey bu dünyada olup biter ancak bilen özne ile bilinen şey mesela bilinç ve dünya aynı şeydir. Hepimiz her şeyi kapsayan kozmik ruhun parçalarıyızdır. O tekil ve tüm olan tin'dir.
_Mantık, mutlak varlığın bilimidir. Varlık, sonsuzluğun tedirginliği dürtülen mutlak tinin kendini evrene açmasıdır. Mantık bilimi, kosmos’un nedeni olan mutlak tini ortaya koymaya çalışır. Mutlak tin, Tanrı’dır, İdea’dır.(Kendinde varlık). Özne ile nesnenin, ideal ile gerçekliğin, sonlu beden ile sonsuz ruhun birliğidir idea. Mantık bilimi mutlak
_Hiçbir şey söylememek amacıyla sürekli konuşuyorlar. Öfkeli sözlerle tatsız gerçeklerin üzerini örtme çabasından başka bir şey değil bu. Cüretli iddialar, politik ajitasyonlar, eşi benzeri görülmemiş anlamsız düşüncelerle iflah olmaz insanlar. _Söylenenler sürekli tekrarlanırsa artık kanıta ihtiyaç kalmadan kesin gerçek olarak kabul edileceğine
_Küçük kılıbık adam. Korktuğun için bağırıyorsun. _Ben kim oluyorum ki kendi görüşüm olacakmış. reis ne derse o’dur. _Düşüncelerinin yanlış olup olmadığını sormadın kendine hiç? _20 yıllık olayları anımsayacak beynin yok, bu nedenle, iki bin yıl öncesinden aptalca dini sözlerini tekrar söylüyorsun. _Beni ahlaksızlıkla suçlarken doğrudan
174 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.