Türk aydını milletimizin kaderini tayin ile ilgili bu fikir ve mefkurenin ( Türkleşmek-İslamlaşmak-Muasırlaşmak) gelişmesi gayesi ile mücadele ederken, mutlak bir taklit ile Türk cemiyetine ait bütün manevi kıymetleri ihmal ve hatta inkar eden bir inkılap görüşünü gayri ilmi ve milli sayarak reddetmektedir. Böylece bugünkü Türkiye'de kültür ve medeniyet bakımından biri yaratıcı milliyetçi diğeri de mutlak ve sathi taklitlere dayandığı için de kısırlaştırıcı "Devrimci" iki zıt zihniyetin mevcut ve hakim olduğunu ilan etmiş bulunuyoruz.
Bu yanlış kanıyı sonuna kadar kullanan Türkiye kapitalizmi, cumhuriyet tarihi boyunca yoksul köylüler ile işçilerin çıkarlarını birbirine zıt göstermeyi başarabilmiştir.
günümüzden yaklaşık 100 yıl önce, 16 mart 1924 tarihinde ankarada I. meclis binasında saat 13:45te dönemin mebusları toplanır.
mebusların toplanma nedenlerinden birisi de seçilecek olan mebus adaylarının taşıması gereken vasıfları belirleyip karar verme hususudur.
bu hususta oturuma başkanlık
Daha evvel Dârü'l-Hikmeti'l-İslamiye azası olan ve Meclis-i Meşayıh reisiliği yapmış olan Urfa Mebusu Şeyh Safvet Efendi ve içlerinde Celal Nuri, Kılıç Ali, Refik Koraltan, Mazhar Müfit, Vasil Çınar, Recep Peker, Yunus Nadi, İlyas Sami, Şükrü Kaya, Yahya Galip, Dr. Fikret, Ragip Zonguldak, Rusen Eşref Unaydın,
Ahmet Ağaoğlu, Hilmi Tunalı'nın bulunduğu 53 kişinin imzası ile Hilafet in tamamen kaldırılmasını isteyen bir kanun teklif edildi.