Türkiye iktisat politikaları üzerinde etkili olan kuruluşlar arasında IMF ve Dünya Bankası başta olmak üzere zaman zaman OECD ve Avrupa Birliği ön plana çıktı. Özellikle 1945-50 döneminde ABD doğrudan etkili oldu. Türkiye, 1947 yılında üye olduğu IMF ile, ilki 1961 yılında olmak üzere 19 anlaşma yaptı ve bu kuruluş, aralıklarla da olsa uzun süre ekonomi politikalarının belirlenme ve uygulanma sürecine damgasını vurdu. Bu anlaşmaların derinleştiği Türkiye-IMF ilişkileri ancak 2013 yılında Fon'a olan borcun son taksitinin ödenmesiyle geri planda kalabildi. Dünya Bankası, özellikle 1980-85 döneminde yapısal uyum sürecinde, 1990'lı yılların sonlarında tarım politikalarının dönüşümünde ve yoksullukla mücadele yaklaşımının oluşumunda ve uygulanma sürecinde etkili oldu. OECD, 1960'lı yıllarda Türkiye'ye dış yardımın örgütlenmesinde ve 1980 programının finansmanında önemli bir rol oynadı.
Türkiye Cumhuriyeti tarihi dersi hocamın dersine girdiğim an fetömetrem zil çalıyor.
Reklam
158 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
İnsan boş vaktini değerlendirmeli. Durmadan okumalı.
HANGİ PARTİ KAZANACAK 1957 AZİZ NESİN 19 Gülmece Hikaye Anlatımında halk edebiyatının ana öğelerinden yararlanır. Yer yer masal temasıyla ve mizah aracılığıyla günlük olayları, toplumsal aksaklıkları eleştirir. Türk edebiyatında çağdaş mizah yazarlığı tekniklerini geliştiren, genç mizah yazarlarının doğmasına yolaçan yazardır. * Demokrasi demek, halkın dediğini dinlemek demektir. * -Bre aman ben bu dansı bilmem. -Yahu bunu bir bilen mi var? Demokrasi gibi bir şeydir bu, bilmek gerekmez. Biri o yana zıplar biri bu yana. 1972de Çatalcada kimsesiz çocukların eğitimini gerçekleştirmeyi amaçlayan Nesin Vakfını kurdu. Kitaplarının tüm gelirini bu vakfa bağışladı. 1976-1980 arasında her dalda edebiyat ödülleri veren Nesin Vakfı Edebiyat Yıllığını çıkardı. 1979da seçildiği Türkiye Yazarlar Sendikası Başkanlığı görevini yıllarca sürdürdü.
Hangi Parti Kazanacak
Hangi Parti KazanacakAziz Nesin · Nesin Yayınları · 2013310 okunma
Biz başından beri diyorduk ki, Büyük Ortadoğu veya Amerika Birleşik Devletleri'nin söylediği bölgeye ha- kim olmasının ön koşulu Türkiye'yi kontrol etmesidir. Irak savaşında da, bütün bunların hedefi Türkiye'dir demiştik. Ve yine Türkiye'yi yanınıza almazsanız bu coğrafyada hiçbir operasyon yapamazsınız demiştik. İki nedenle yapamazsınız, birisi coğrafi konumu itibariyle, ikincisi burada askeri operasyon yapacaksanız Türk askerine ihtiyacınız vardır. Başka asker kullanamazsınız.
Eğer dünya üzerinde savaşmaya, mücadele etmeye karar veren kimseler, dini bir alet olarak kullanmaya başlamışlarsa bunun dışında Türkiye de kalamaz. İster istemez din çatışmasının ya konusu ya tarafı olacaktır. Bunda dikkatli olmak ve özellikle bu oyuna düşmemesi lazımdır. Dini çatışmaları tahrik edecek özellikle, içerideki grupları birbirine düşürecek tavırlardan sakınmaları gerekir. Türkiye içerisinde din ile laiklik arasındaki çatışmalar, aslında onların projelerinin gerçekleştirilmesi anlamına gelir. Bizim yaptığımız şey şudur, kim ne istiyor ve burada Türkiye'den beklenen nedir, Türkiye'yi yönelttikleri yer neresidir, buna rasyonel cevap vermektir.
437 syf.
·
Puan vermedi
·
25 günde okudu
ilk elime aldığımda büyük bir hevesle okuyacağımı düşündüğüm fakat orta kısma geldiğimde uzun aralıklarla bitirdiğim bir kitaptı. Kemal Tahir’in okuduğum ilk kitabı. kurtuluş savaşı ve osmanlı’nın dağılma, türkiye cumhuriyeti’nin yeni kurulma zamanlarını ve sonrasını konu alan nehir roman kitap serisinin ilk kitabı. inanılmaz akıcı bir dile sahip olmasıyla beraber konusu insanı kitaba adeta bağlıyor. konu olarak çok benzerlerinin olmasına rağmen en sevdiğim kitap budur diyebildiğim bir kitap.
Esir Şehrin İnsanları
Esir Şehrin İnsanlarıKemal Tahir · İthaki Yayınları · 201910bin okunma
Reklam
Kötülük işlememek, namuslu olmak için kafi değildir.
Türkiye'de nasıl ki tamir edilmemiş bir musluk damla damla milli serveti harcıyorsa, kapanmamış bir ampul onu kapatmayan kişi farkında olsa da olmasa da milli serveti boş yere harcıyorsa, gelişmesine önem verilmemiş her çocuk da milli servete bir ihanettir.
Türkiye'm bütün dünyanın bildiği ve takdir ettiği tek bir kişisi vardır: Atatürk. Onun yönetimindeki on beş sene ülkemiz tarihinin altın çağıdır. Ondan öncesi ve sonrası birer felakettir.
Reklam
Günaydın Türkiye. Her nerede yaşıyor ve yaşatılıyorsan.. 😇😃
Tereyağı, süt ürünlerinin icinde en pahalısı olduğundan, bazı üreticiler yoğurt yapacakları sütün yağını bilinçli olarak ayrıştırır. Yağı alınan sütle yoğurt tutmayacağından kıvamı tutturmak stabilizatörlere başvurulur. Nişasta, pektin, gam vb. farklı stabilizatörler kullanılabilse de en iyi sonuçlar jelatinle elde edilmiştir. Jelatin, yoğurda en güzel kıvamı vermekle kalmayıp, tadını da bozmadıgı en iyi stabilizatördür. Ayrıca maliyeti çok azdır. Hayvanlanın bag dokusu ve kemiklerinde bulunan kollajen adlı protein, suda kaynatıldığınds jelatine dönüşür. Boynuz, tırnak, kemik parçaları, deri gibi kesimhane atıklarından üretilebilir. Jelatinin en fazla elde edildiği kaynak domuzdur. Türkiye'de TGK fermente süt ürünleri tebliğine göre jelatin kullanım aromalı, meyveli yoğurtlarda serbest, sade yoğurtlarda yasaktır. Ancak bu yasak ne yazık ki yaptırım gücüne sahip değildir. Çünkü hiçbir zaman yeterli ve etkili denetim yapılmaz. Bilimsel çalışmalar, ülkemizde yerel ve ulusal firmaların çoğunun yoğurtlarında jelatin tespit etmiştir. (Bayram. Y., 2012, İstanbul ve Tekirdag Piyasasında Satısa Sumalan B Süt Ürünlerinde Stabilizatör Maddelerin Araştırılması, NKÜ Fen Bilimleri Ens Gıda Mühendisliği Ana Bilim Dalı, Tekirdag.) Yani hazır yoğurtlar, helalik açısından çok büyük tehlike arz ediyor. Evde kendiniz yapmayı de neyin
"Hindistan hakkında ne yazık ki yanlış bir Algımız var.
Fakir ülke, malımızı satamayız, işçilik maliyetleri düşük, rekabet edemeyiz sanıyoruz. Bu doğru bir yaklaşım değil. Unutmayalım ki bu ülkenin nüfusu 1.2 milyar. Sadece %10'u zengin olsa, 120 milyon zengin insan demektir ki, bu neredeyse Türkiye nüfusunun iki katı. GSMH büyüklüğü açısından Hindistan dünyanın 9. büyük ekonomisi, satın alma paritesi açısından ise dünyanın 4. büyüğü. Dünyada en fazla zengin ABD'den sonra Hindistan'da, ayrıca bu ülke dünyanın en büyük "silah ithalatçılarından" biri. Kısaca Hindistan ile çok önemli ticari bağlar kurabiliriz. 2010 yılında Hindistan'dan ithalatımız 3.5 milyar dolar, ihracatımız ise yalnızca 600 milyon dolardı"
Murat Yalçıntaş, Bende Kalmasın, s. 97.
Türkiye 'de ötekini kendine benzetmeye çabalamayan,kendine benzemeyelerin de yok olmasını dilemeyen bir siyasi kanat yok.
Sayfa 134
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.