Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Hiçbir şeyin sonsuz, ölümsüz olmadığı düşüncesi beni tembel bir vahşi yapmıştı. Oysa sevgi, dostluk yüzlerce kuşak eskitecek kadar gençti hâlâ!
Bunlar çok tatlı..
"İşte. Sağlam bir yumruğun hangi kısmını anlamamıştın?" "Gerçek gibi görünmesini sağlamak zorundaydım." “Ben gerçek gibi görünmesini sağladım ve bunu yapmak için sana vurmak zorunda değildim.” “Kan akıttın. Bu anlaşmamızın bir parçası değildi." Sanırım kaburgamı kırdın." Will'in suratı hâlâ kaya gibiydi. Sonra birden sırıttı. “İyi iş çıkardın.”
Reklam
şimdi, yılların ötesinden, napoliten şarkının bu sozlerini gün doğmak üzereyken söyleyen ve roma'nın karanlık sokaklarında birbirlerine sarılıp tekrar tekrar öpüşürlerken, ikisi de bunun sevişecekleri son gece olacağını fark etmeyen iki gencin sesini hâlâ duyar gibiyim.
Elmalar çoktan olgunlaştı ve geceleri sis çöküyor. Sığırlar eve dönüyor,tarlalar çıplak... Evet, hala yaz mevsimi, ama şimdiden kar bekleniyor. Kıza yardım etmek istiyorum, üşümemesi için, Ona bir manto almak istiyorum, ayakkabı ve iç çamaşırı Önümde soyunmasına gerek yok... Sadece kar gelebilir mi , bilmek istiyorum Şimdilik her yer yeşil. Ama benim yanımda olmasına gerek yok Yeter ki o iyi olsun.
Sayfa 105 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
yaşlı adam soruyor küçük kıza mutlu musun hayatından diye evet diyor küçük kız hayat güzel ama büyümek istiyorum bir an önce ve bir yetişkin gibi olmak ve kız da soruyor aynı soruyu yaşlı adama hayat güzel diyor adam ama her şeyimi veririm geri dönmek için hareket etmenin ve hayallerin hâlâ mümkün olduğu yaşa
Sayfa 218Kitabı okudu
Annemin konuşurken arada bir döktüğü gözyaşları ruhumu temizliyor ama geçmişi silemiyordu. Sonsuz sevgisine o temizlenen ruhumun ihtiyacı vardı. Şeytanın annesiyle ortak bir kader paylaşan karşımda oturan insan, insanoğluna dair içimdeki umut fitilini alevleyebilecek tek canlıydı. Eğer annem bu kadar ağlamasaydı, ben insanları öldürmek için dönerdim geldiğim yere. Çünkü yokmuş, derdim. İnsanın içinde insanlık yokmuş! Soğumamış çamur hâlâ, insan dediğimiz canavar, diye düşünürdüm. Ama annem ağlıyordu. Beni hâlâ seviyordu. Babam hayatımı, annem ruhumu kurtarıyordu. Kendimi onların ellerine bırakmaktan başka bir şey düşünemiyordum. Ben mahvettim, onlar düzeltsin. Bunları düşünürken bir an önce çocuk sahibi olmayı istedim. O da hayatını parçalasın da ben toplayayım diye!
Reklam
"Ah kendimin de alemin de zamparasıyım. Bir şeyi olmayanın ama hep varlıktan konuşanın aldanması ve aldatmasıyım. İnsanlar kandırıldıkları kişinin kendini de kandırdığını bilseler ne değişir, hiçbir şey. Çünkü insan öbürünün bir şeyi olmadığını kalp ve eğreti şeylerle oyalandığını görür gibi olur ama hala meyleder, bu da onun tamahıdır..."
Derler ki zaman her şeyi iyi edermiş, Zamanla her şey unutulur gidermiş, Bir de bana sor, o gözyaşları ve kahkahalar, Bugün hâlâ canımı yakar, yüreğimi dağlar!
Bir saniye sonra nail olacağı mutluluğa hala inanamaz
Vücudu tir tir titrer, nefesi tıkanır, kalbi vapur makinesi gibi işlemeye başlar. Bir saniye sonra nail olacağı mutluluğa hala inanamaz. Rüya olmasın diye gözlerini yoklar. Bütün bu şeyler merdiveni çıkarken olur. İşte iki misafirimiz merdiven başında. Fitnat Hanım bütün gece dersi ve Ragıbe Hanım'ı sayıklamış ve sabahtan beri Şerife Kadın'ı dört gözle beklemişti.Birden başını kapıya doğru çevirip merdiven başında Şerife Kadın'ı ve arkasındaki küçükhanımı gördüğü anda kapıya fırlar.
Sayfa 50 - Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, Çeviri : Ömer Aslan, VI. Basım: Şubat 2020Kitabı okuyor
Hemen herkesin yalnız kendisinin anlatabileceği bir hikayesi vardı. Hemen herkes birkaç kişiye ağlıyor ve akıbetini hala bilmediği bir sevdiğini bekliyordu.
Reklam
İnsan henüz epeyce gençse ve yaşam denen müzik parçası hâlâ açılış notalarındaysa, yaşamın şurasını bura değiştirip yeniden yazabilir, karşısındakiyle motif değitokuşu yapabilir; ama Franz ile Sabina gibi daha geç yaşta karşılaşan iki insanın müzik parçaları az çok tamamlanmıştır ve her motif, her eşya, her sözcük her biri için farklı anlam taşır.
“İnsanların hala sözcüklere bu kadar önem vermeleri çok tuhaf! Sözgelimi, birini dövmesen de bir aptal olduğunu söylesen üzülür. Ama çok akıllısın deyip parasını vermesen sevinir...”
Hayat bazı insanlara çok acımasız davranıyordu doğru­su; kendisi de çocukluğu boyunca bu acımasızlıktan payını almıştı. Okuldaki varlıklı aile çocuklarının yanında bir türlü rahat edemeyişi ve içine girdiği zengin çevrelere karşı hala duyduğu derin çekingenliğin sebebi bu olmalıydı...
Sayfa 105 - Doğan KitapKitabı okuyor
“Yorgun hissetmek için daha erken. Ama gücüm kalmadıysa, herkes beni yeniyorsa, diğerlerinden daha düşük seviyedeysem, mücadele etmeye, debelenmeye ve ağlamaya niye devam edeyim ki hala?” — Antonia Pozzi
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.