Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Yahudi ırkından bahsedebilir miyiz?
Joseph Reinach: "Katolik Ferdinand tarafından İspanya'dan sürülen ve İtalya, Fransa, Doğu ve İzmir'e yayılan İspanya sürgünleri arasında, İber yarımadası kökenli Yahudileşmiş çok insan vardı. Rus, Polonyalı ve Galiçyalı Yahudilerin büyük çoğunluğu Hazarların soyundandır. Hazarlar, İmparator Şarlman zamanında topluca Musevi olmuş Rusya'nın güneyindeki Tatar halkıdır. ... Yahudiler, Batı Asya'ya yerleşmiş çok sayıdaki Arap veya Sâmî kabilelerin birinden ibarettirler."
Timaş
“Herkesi babama benzetirdim. Ya da hiç kimse babama benzemezdi. Evimizde yapraklanan bir çınar ağacıydı. Gölgesi yazın serinlik, kışın sıcaklık verirdi. Yanımda olduğu zamanlar iki kat yaşardım. Yüreğimde karıncaların yürüdüğü bir yeni zamandı. Kim birazcık ona benziyorsa gizlice seviyordum. Bütün erkeklere mavilik veren bir gökyüzüydü. Bir gün gelmeyiverdi. Ben inanmadım. Sonraki günler de gelmedi. Ben bir çınarın her yaprağından defalarca düştüm. Annem sustu. Gözbebekleri büyüdü, büyüdü; kirpiklerinden taştı. … Birdenbire yalnızdık. Babamın uzun boyları başka kapılarda kırılıyordu. Gözlerinin değdiği her yerimiz üşüyordu. … Ben gittim bir başka erkeğe inandım. Korkuyla zedeledi beni. Babamın bıraktığı yıkıma şiddeti ekledi. Annemi anladım. Kendisini sevmeyenin acısı da olmazdı öfkesi de... İnsanın bir ömrü, gökkuşağının yedi rengi vardı ve dünyadan başka dünya yoktu.”
Kırmızı Kedi Yayınevi, 2014Kitabı okuyor
Reklam
Gerilimin yüksek olduğu durumlarda çoğumuz zamanımızı, diğer kişiye tanı koyarak geçiririz. Tanı koymak gerçekten yararlı bir görüş sunma isteğini de yansıtabilir, ama genellikle, gizli bir suçlama ve kendini üstün görme şeklidir. Tanı koyduğumuzda, başka bir insanın gerçekte ne hissettiğini ya da istediğini, ya da, diğer bir insanın nasıl düşünmesi, hissetmesi ve davranması gerektiğini bilebileceğimizi varsayarız. Ama aslında bunları kesin olarak bilemeyiz. Kendi hakkımızda bile bunları bilmemiz yeterince zor.
Aşk ve söz
Peki, ya aşkın karşılığı olan hiçbir sözcük olmasaydı? O zaman aşk olmayacak mıydı yani? Aşk duyulmayacak mıydı o zaman? Aşk, sözden önce de vardı.
Sayfa 37 - İletişim Yayınları
... insanlar vardır, sürekli başkalarının sevgisini ve onayını kazanmaya çalışır ve bunu yaparken de kişiliklerinden ödün verirler. İnsanlar vardır, diğer insanları sürekli karşılarına alır ve dünyaya karşı sonu gelmeyen bir öfke yaşarlar. Ya da insanlar vardır, başkalarıyla aralarına görünmez bir engel koyar, onlarla yakın duygusal ilişkiler kuramazlar. Süreklilik gösteren bu üç tür tutumun her birinin gerisinde korku ve kızgınlık duyguları bulunur.
"Güç"ten başka hiçbir değer tanımayan korku kültüründe çocuk terbiyesi utandırmaya ve dayağa dayanır. Böyle çocuk terbiyesi ya "arsız" ya da "pısırık" insan yetiştirir.
Sayfa 11
Reklam
İnsan bir süre sonra her nazik davranışı, karşılaştığı her yabancıyı tartmaya başlıyordu. Bazen iyi niyetli bir iltifat duyunca koşarak kaçıyordu ya da yardımcı olmaya çalışan birini yanlış anlıyordu. Kendini işte bu şekilde koruyordu.
ChatGBT
Gary Marcus’un ChatGBT’nin karanlık yönü yazısında ,”Elm Sokağı Kâbusu”adı altında aktarılan bu senaryodaki” şeytan”, tabii ki makinenin içine yerleşmiş saf bir şeytan değildir; şeytan üzerine yüklenmiş on binlerce verinin bir araya gelmesiyle meydana çıkmış bir kelimeler dizilimidir; yani aslında ChatGBT nesöylediğini bilemez.Ama yinede insan ürküten bir yönü vardır ,ya doğum halinde olan bir şeytansa? Son yaşadığımız 2023 deprem felaketinde sosyal medya üzerinden yaşanan bir iki olay özellikle dikkatimi çekti :Bazı gençler göçük altında kalan depremzedeler ile yaptıkları telefon konuşmalarında onlarla alenen dalga geçtiler .Acaba farkına varmadan şeytanlaşıyor muyuz?
Sayfa 134 - Ketebe yayınlarıKitabı okudu
İnsan sevdiğini zihninde yaratır, elleriyle şekillendirir, kalbiyle sever. Başkaları size "Ne buldun şu adamda" der, oysa bir şey bulmanıza gerek yoktur. Neden sevdiğinizi bir türlü bilmediğiniz o adam ya armağanınızdır ya da imtihanınız.
Sayfa 161Kitabı okudu
İnsanın huzuru ve memnuniyeti dışarıda değil, içindedir. Sıradan bir insan iyiyi ya da kötüyü dışarıdan, yani bir atlı arabadan ya da bir çalışma odasından bekler. Düşünen bir insan ise kendinde bulur.
Reklam
Ne tuhaf bir cihan felsefesidir ki biz işçi takımına her nesne: yemek, içki, giyecek maddeleri, ısı ve yatacak barınacak olsun ya da eğlence her vakit çok görünür ve insanlığımızı unutmamız istenir bizlerden ama, biz hep, hep değil de arada bir kendimizi insan yerine koyarız. Yazık.
Sayfa 37 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Uzlaşmıyor mu bütün bunlar? Ne güzel gerçek ya! Sinemaya gitmek için bırakılan bir kadın, artık sözleri dinlenmen yaşlı bir adam, hiçbir işe yaramayan bir ölüm, sonra , öbür yanda, dünyanın tüm ışığı. Ne çıkar, insan her şeyi kabul ettikten sonra? Birbirine benzeyen, gene de farklı üç yaz ki söz konusu. Ölüm herkesin başında, ama herkesin de kendine göre. Olsun, güneş gene de işitiyor kemiklerimizi.
Sayfa 38 - Can
İşsizlik gerçekten zor zanaattır. Sıkıntıda, dert­te ilk göze batan insan, işsizdir. İşsiz kalmanın mağ­rurluğu ve çevrenin işsiz kalana anlayışı, işsizliğin süresi uzadıkça azalır. Sürekli çok meşgulmüş gibi yapsanız bile, belli bir zaman sonra aslında meşgul olmadığınız fark edilir. Büyük bir ciddiyetle in­ternete giren işsiz, belki bilgisayardan anlamayan aileyi belli bir yere kadar oyalar ama er ya da geç internette mal gibi gezdiğiniz anlaşılır. İşsizin er­ken kalkmasına gerçekten gerek yoktur ama öğlene kadar uyuyan işsiz göze batar sinirleri üzerine çeker. Bir yere gitmeseniz bile işsiz olarak herkesten önce kalkıp evden uzaklaşmanız gerekir. Az yemeli, sü­rekli dertli gibi görünmeli, fazla konuşmamalı, faz­la televizyon izlememeli, her şeyi en minimumun­da yapmalıdır işsiz.
Birini ne kadar çok aşağılar veyahut dışlarsan onun durumuna düşme ihtimalin o kadar artar. Kâinatın matematiğidir; bir koyar, bir alır insan... Bilmeden kendi hesabını dürer diyor dost. Hiçbir konuda emin olma diyor dost. Kendini ayrıcalıklı sayma, konumuna ya da mevkiine, ismine veya şöhretine güvenme. Şu hayatta tüm zahiri kisveler sabun köpüğünden ibarettir (Şems-i Tebrîzî).
Sayfa 216Kitabı okudu
“İnsan ya bir şey yazmalı, ya da yazmaya değer bir şey yapmalı.”
Geri199
1.500 öğeden 1.486 ile 1.500 arasındakiler gösteriliyor.