Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Insan düalite ürünü düal (ikili yapıya sahip) bir varlıktır. Tanrı'ya eren insan, içindeki ikiyi bir, yani hermafrodit yapar.
Yazar olmaya devam etmek zorundaydım çünkü tek yaşam biçimim oydu, ama insan olma çabalarımın hepsini durdurabilirdim; kibar olmak, adil olmak ya da cömert olmak.
Reklam
Her insan taş levhalar oyabilir, bir kehanet satın alabilir, herhangi bir tanrısal varlıkla gizli ilişkideymiş gibi görünebilir, kulağına bir şeyler fısıldar gibi yapan bir kuş yetiştirebilir ya da istediğini halka kabul ettirmek için daha başka birtakım kaba yollar bulabilir. Bunlardan başka bir şey bilmeyen bir adam birtakım sersem sepet insanları bir araya getirebilir belki, ama hiçbir zaman bir hükümet kuramaz ve yaptığı acayip işler çok geçmeden kendisiyle birlikte yok olup gider. Sonuçsuz göz boyamalar geçici bir bağ kurabilir ancak: Bu bağı yalnız akıl ve bilgelik sürekli kılabilir.
Sayfa 41
Herhangi bir çalışmada, etkinliğin planlı olmayışının üzerimizde ne denli zararlı bir etkisinin olabileceği, eğlence için çıkılan uzun yolculuklarda, insan er ya da geç kendini mutsuz duyumsadığında anlaşılmaktadır; çünkü, insan asıl uğraşının dışında, adeta doğal unsurundan kopmuş olur.
Zaten olmuş, yani artık değiştirilemez bir kötü olay karşısında, ne bunun başka türlü olabileceği, ne de bundan neyle sakınılmış olabileceği düşüncesine izin verilmelidir: Çünkü tam da bu düşünce, acıyı dayanılmaz ölçüde arttırır, öyle ki bu yüzden insan bir heautontimorumenos (kendi kendine eziyet eden) olur. İnsan daha çok, oğlu hasta yatarken Yehova'ya aralıksız yalvaran ve yakınan, ama oğlu öldüğünde ise parmaklarını bir kez şıklatan ve bir daha bu konuyu düşünmeyen Kral Davut gibi davranmalıdır. Bunu yapacak kadar aldırışsız olamayan ise, yazgıcı bakış açısına sığınarak, olup biten her şeyin zorunlu olarak ortaya çıktığı, bu yüzden kaçınılmaz olduğu yolundaki büyük hakikati anlamalıdır.
İnsanların en bilgesi Sokrates'in, salt kendi kişisel olaylarında doğruyu bulmak ya da en azından yanlış adımlardan kaçınmak için uyarıcı bir iç sese (daemonion) gereksinim duymuş olması, burada insan aklının yeterli olmadığının bir kanıtıdır.
Reklam
"Sahip olmak" eğilimindeki bir insan, mutluluğu başkalarına üstün olmakta, gücünün bilincine varmakta ve son aşamada fethetme, soyma ve öldürme yeteneklerinde bulmaktadır. "Olmak" ilkesinde ise mutluluk sevgide, paylaşmada ve vermededir.
İnsan her şeye alışır diyorlar ya, öyle değil aslında. Başka çaren olmadığı için katlanıyorsun ama alışamıyorsun.
'' Herhangi bir anda ya da bir anın küçük bir parçasında sana en büyük hazzı, en büyük tatmini verecek olan şey, senin her zaman için yapacağın şeydir. ''
İnsan, doğruluğuna inanmasa da bazı şeyler doğru olabilir ya da tam tersi . İnanç da sonuçta, güç kaynağı gibi bir şeydir , insanın bir fikri çalıştırmak için taktığı bir tür pil.
Reklam
Tabii ki, geçmişin de benzer bir biçimde kurgusal olduğuna yönelik bir yanıtla karşılık verebilirsiniz. Geçmiş tarihtir , tarih dediğimiz, kendi kendimize anlattığımız hayallerden oluşan bir hikaye değil de nedir? Yine de, geçmişin, gelecekte bulunmayan mucizevi bir yanı vardır. Geçmişin mucizevi yanı, nasıl olduğunu Tanrı bilir ama , binlerce ve milyonlarca bireysel hikaye yaratmayı başarmış olmamızdır; bu hikayeler insan tekleri tarafından yaratılmış ve bir araya geldiklerinde birbirlerine öyle uymuşlardı ki, ortak bir geçmiş ya da paylaşılan bir öykü gibi görünen bir şey verirler bize.
İnsan sadece dışarıdan gelecek tehlikelerden değil ; içeridekilerden , kendi gizli yaralarından da korkar . Hatta en çok onlardan ... Çürümüş bir vücutla çırılçıplak kalmaktan ya da itinayla saklanmış bir sırrın açığa çıkmasından , dile düşmesinden korkmak gibidir bu .
Ateş ısıtabilir veya yakıp yok edebilir, su susuzluğu giderebilir veya boğabilir, rüzgar okşayabilir ya da kesebilir. İnsan ilişkileri de böyledir. Birbirimizi hem yaratabilirve yok edebilir hem besleyenilir ve dehşet içinde bırakabilir hem de travma yaşatabilir ve iyileştirebiliriz.
Unutulmaz Dayak
“Hak ettiğim zaman beni dövmelerine aldırmam. Ama bu kez hiçbir şey yapmamıştım.” “En acısı da, balonumun başına gelenler. Ne güzel olacaktı.” “Eminim. Çok güzel olacaktı. Ama sen merak etme. Yarın Dindinhalara gideceğiz ve ipek kâğıdı alacağız. Dünyanın en güzel balonunu yapmana yardım edeceğim. O kadar güzel olacak ki yıldızlar bile kıskanacak.” “Boşuna zahmet etme, Godóia. En güzeli ilk yapılan balondur. İlki başarılı olmazsa bir daha iyi yapamaz insan ya da yapmak istemez.”
Sayfa 135 - Can YayınlarıKitabı okuyor
Benliksizleşmek" ne demektir? İlişkide tabii ki her zaman kendi istediğimiz gibi davranıp dilediğimiz her şeyi yapamayız. İki insan aynı çatı altında yaşıyorsa, aralarında kaçınılmaz ayrımlar doğar ve bunlar uzlaşma, tartışma ya da karşılıklı özveri gerektirir. ... Sorun, çiftlerden birinin -genellikle de kadının kendi payına düşenden daha fazla özveri ve uzlaşma göstermesi ve kendi kararları ya da seçenekleri üstünde denetime sahip olmaması durumunda doğuyor. Benliksizleşme, kişinin kendi benliğinin (düşünce, istek, inanç ve hırslarının), ilişkiden gelen baskılar altında çok fazla "tartışılabilir" hale gelmesi demek.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.