Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Isla •°~
Oro onun yüzünün düştüğünü görmüş olmalıydı çünkü ona bakıp, "Her zaman zor olmayacak," dedi. "Bir gün birşey olacak. Bazı hükümdarların güç kontrolü bir kilidin içinde dönen bir anahtar gibidir." Nefesi kesildi. Isla' nın bir anahtarı yoktu. Bu da bir başka reddedişti. İlk önce yer altı mezarı. Şimdi de bu.
Sayfa 86 - ParolaKitabı okuyor
“Her insanın içinde sınırları sevmeyen, sınırsız olmak için yanıp tutuşan bir taraf vardır. İnsan doğası her zaman şu anda olduğundan daha fazlası olmayı arzular. Ne kadar başarılı olursak olalım, yine de daha fazlası olmayı isteriz.”
Reklam
İçinde ‘nasıl anlatılır’ını bilmediğin bir boşluk. Ruhunda sana ait ama sana benzemeyen bir alan. En çok onu arıyorsun. En çok ondan kaçıyorsun. Bir tanımı yok. Kitaplarda yok, şarkılarda, şiirlerde yok; gündelik yaşamın içinde en ufak emaresi yok. Onu bulamadığından bileğin kağıtlara düşüyor. Onu bulamadığından aydınlıklardan siliniyor
Haklıı
O olmadığı zamanlar kalabalık içinde bile onsuz ol­maktan gelen derin yalnızlığı duymuyorsan, onun karşı­sında bütün duyguların felce uğramıyorsa, elini tuttuğun zaman için titremiyorsa, yüzüne baktığın zaman başın dönmüyorsa; onu sevmiyorsun demektir.
Everest Yayınları Yayın No 601 Şiir 64 (Epub)
Kusurlu dünyamızda Yer yoktur kusursuzluğa. Demir pas tutar, Gümüş kararır, Kurtlanır kar bile, Alev is yapar Ve insan içinde Bir kafesle yaşar, İnilti gibi kimi zaman Bir garip ses duyar. Bunun için intihar Parçasıdır hayatın. Unutmayı deneyin Gizleyin istediğiniz kadar; Bir çekmecede kilitli Pırıl pırıl bir anahtar Gününü bekler sabırla, Bilincinizi kurcalar Nasıl olsa elinizde Başka bir anahtar var.
Sayfa 182 - TEZGÂHINDA ACININKitabı okuyor
Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde... Cinler cirit oynarken eski hamam içinde. Bir serçe kanatını, kırk katıra yüklettim. Ne az gittim ne uz gittim; serçenin kanatını Kaf dağına ilettim. Bir sinek bir kartalı sallayıp vurdu yere. Yalan değil gerçektir. Yer yarıldı masal çıktı, masaldan da Keloğlan çıktı.
Reklam
"İnsan çoğu zaman içinde birçok parçasıyla yalnız değil midir zaten? Anlatamadığında, anlatsa da anlaşılamadığında... Özellikle anlatsa da çözüme kavuşamayacağını biliyorsa birde..."
Sayfa 48 - Odessa Yayınları & 1. Baskı & 7 Özgürlük MeşalesiKitabı okuyor
NİÇİN UNUTULUR? Rüyaların, sabahleyin silinip gittiği bilinen bir gerçektir. Elbette hatırlanabilirlerde; çünkü rüyaların varlığını ancak uyandıktan sonraki onlara ilişkin belleğimizle bilebiliriz. Ama bir rüyayı sadece kısmen anımsadığımız zaman, gece rüyamızda daha çok şeyin bulunduğu duygusu taşırız; sabahleyin hâlâ canlı olan bir rüyaya ilişkin anımsıyor olduklarımızın, günün akışı içinde küçük kırıntılar dışında nasıl silinip gittiğini de gözleyebiliriz; sık sık ne gördüğümüzü bilmeksizin rüya gördüğümüzü biliriz; rüyaların unutulmaya yatkın olduğu gerçeği bizim için açık bir şeydir. Öyle ki birisinin gece rüya görüp de sabahleyin rüyasında ne gördüğünün, hatta rüya gördü ğünün farkında olmaması bize saçma gelmez. Ayrıca, bazen rüyaların bellekte olağandışı bir inatçılıkla korunduğu da olur. Hastalarımda, yirmi beş yıl, hatta daha önce görülen rüyalar analiz etmişimdir; en az otuz yedi yıl önce görmeme rağmen, belleğimde o günkü kadar canlı olan bir rüyamı anımsayabiliyorum. Bütün bunlar, ilk bakışta anlaşılmasa da son derece dikkate değerdir.
Sayfa 50 - OLYMPIAKitabı okudu
Bir hayat kasırgası içinde ömür geçirenler,bir gölgelikte dinlenmek için vakit bulamayanlar,tehlikelerle arkadaş olanlar geçici bir huzura kavuşunca kendi gönülleriyle hesaplaşırlar,geçmişi hatırlarlar.O zaman her şeyin ölçüsü büyür ve hatıralar güzelleşir.Mazide kalan insanlar kusurlarından ve suçlarından sıyrılmıştır.O,bir arkadaşa daha vefalı,bir sevgiliye daha çekici,bir anaysa daha şefkatli olur.Hatta böyle dakikalarda insan,düşmanını bile bağışlamaya hazır olur.
... || Ben o zaman dutlarımı yiyordum, susku ve güzellik için, dönüşüyordum bir bülbüle kanadından kalem sunan, Yazı çağırıyordum ve biliyordum yine yeğdir kapanması çiçeğin. ||| Bir bütün yastığımız bile yoktu, Birlikteliklik yüzünün görünmez tasığını iliştirebileceğimiz. Herkes yineliyordu, "Bu ne çok renk yüzünüzde, böyle ışıltı -Yitmek bakma-" Oysa renk demetleri ölümlerimizdi birlikte, İçinde gizlendiğim ve orada değillendiğim!
Everest Yayınları
Reklam
İnsanın günahsızlığı
"Günahın dünyaya nasıl geldiği", yani insanların birbirlerini, hatta tek bir insanın kendi kendisini, gerçekte olduğundan daha kara ve daha kötü gördüğü akıl yanılgıları sayesinde geldiği kavrandığında, duyumsama çok rahatlayacak ve insan ve dünya böylelikle bir masumiyet zaferi içinde görünecekler, bu da kişiye temelden iyi gelecek. İnsan doğanın ortasında her zaman kendinde çocuktur. Bu çocuk elbette bir kez çok korkunç bir rüya görür, ama gözlerini açtığında hala cennette olduğunu görür.
Sayfa 95 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okuyor
Yazar ne zaman t*rör sevici olacak diye bekliyordum:
İçeride öldürdüklerimiz yetmedi, sınırların ötesinde düşman avına çıktık.
Sayfa 57 - Kırmızı Kedi Y.Kitabı okuyor
"Her tür milliyetçiliğe karşı tiksinti duyuyorum..."
Her hikaye biriciktir, biliyorsun. Ama her hikayenin kanı kendi damarları içinde akarken başkalarının rüzgarını, yağmurunu ve ne yazık ki kurşununu da isabet alır kimi zaman.
"Bütün hepsi kafamın içinde yaşamaktan vazgeçip kalbimi açmaya başladığım zaman oldu. Benim için anahtar oydu. Bunu en iyi Carl Jung söylemiş: 'Görüşünün netleşmesi ancak kalbinin içine baktığın zaman mümkündür. Dışarı bakan, rüya görür. İçeri bakan, uyanır.'"
Sayfa 107
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.