Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
ben sevdanın oturduğu sokakta oturuyorum geceler hiç bitmiyor ben hiç uyumuyorum gecenin efkarı iniyor perde perde sevdanın hayali vuruyor arada bir içime ben sevdanın oturduğu sokakta oturuyorum hani şu perdelerinde mavi kuş resimleri olan ali bakkalın hemen yanında 17 numara o kırgın hayatın tam ortasında hani duvarlarında hala yazılar olan o
abi kusura bakma seni ciddiye alamıyorum ya bu nedir ak
“Yalnıza sormuşlar: ‘Boynun neden eğri? - ‘Hüzün kireçlenmesinden’ demiş”
Mürekkep Basım YayınKitabı okudu
Reklam
“Karın, çocukların olunca gerçek erkek olacaksın! Naz’ı buldun adam olmaya başladın, bu gidişle seni şirkete bile ortak yapacağız desene ha ha ha ha!!!” Nedir abi ya bu böyle!? Böyle baskı mı olur boğuluyorum ya.
Müzik dinlemenin sakıncaları
Bir kültüre has yahut belirli bir tarzda müziğe karşı özel bir önyargım yok. Ancak başlı başına müziğe karşı güçlü bir itirazım var ve her ne kadar alimlerin bu konuda muhtelif görüşleri olsa da ben size kendi görüşümü izah etmeye çalışacağım. Günümüzde birtakım müzikleri dinlemek muhtemelen insanın ahlakî ölçülerini kaybetmenin en kolay yolu.
Sayfa 186 - TimaşKitabı okudu
beni hemen anlamalısın, çünkü ben kitap değilim, çünkü ben öldükten sonra kimse beni okuyamaz, yaşarken anlaşılmaya mecburum, ben Van Gogh’un resmi değilim, öldükten sonra beni müzeye koyamazsınız, beni tanımalısınız; ki benden bahsedin, çocuklarınıza beni örnek gösterin,, herkes zengin olmak yerine Hikmet olmak istesin, ah bir Hikmetim olsaydı
Ben asker adamım, milyonlarca adam gördüm ama Gavs hazretleri gibi birini görmedim.. Uzaktan gördüğün zaman korkuyorsun, yanına oturduğun zaman kalkmak istemiyorsun, bu nedir ya? Nasıl bir şeydir? Manevi bir şey var işte. Abi şimdi ne yapacaksın? Gözler kocaman, böyle iri iri, ela gözleriyle nazar ediyor.. Nazarıyla, sohbetiyle, zikriyle Gavs hazretleri sûfîleri bambaşka yetiştirdi. İnanın o sultanın sûfîlerini gördüğünüzde evliya görmüş gibi olurdunuz. Yüzlerinden öyle nur akardı. Gelin bir de onların mürşidini düşünün işte..
Reklam
dubreuil abi bana diyor
"Sana zarar veren, içinde biriken nefretten temizlenmene. Bunun dışarı çıkması gerek, anlıyor musun? Böylelikle ikinci evreye geçebileceksin. Öfke halinde kaldıkça, zihnin rövanş arzusuyla bulanır ve bu da kendin için harekete geçmeni engeller. Kafanda dolandırıp duruyorsun, sızlanıp duruyorsun ve bir adım ilerleyemiyorsun. Duyguların seni ketliyor; onları serbest bırakmalısın. Sembolik bir eylem bunu sağlayabilir." "Ya ikinci evre, nedir bu?" "İkinci evre, öfkeden kaynaklanan enerjiyi, harekete geçmek için, örneğin yapmaya asla cesaret edemediğin şeyi gerçekleştirmek için kullanmaktır. Senin çıkarlarına gerçekten hizmet eden yapıcı bir şey."
Nezih bi topluluk sofradaydı… “Götünün kılıyım” diyen Şafak Sezer, açılımcı akiller Hülya Koçyiğit ve Orhan Gencebay, eşiyle birlikte Ak Saray’ı ziyarete giden Demet Akalın, “Akp’ye oy verdim, hayranım” diyen Acun Ilıcalı, Akp iftarında ezan okuyan Mustafa Ceceli, Tayyip Erdoğan’a “ak yürekler seninle” diye şarkı yapan Doğuş, çakma dombıracı Uğur
Veznedar babama "Ne oldu ağabey, buralara gelmişsin yine?" diye sordu. Babam "Çocuk meğer parasız yatılıyı kazanmış ama belgesi gelmemiş. Durum ortaya çıkınca kaydını yaptırdık ve parasız yatılıya geçiyor," dedi. Veznedar "Oo çok sevindim. Koyunların büyük kısmını kurtardınız maşallah. Nurullah'ın iki aylık masrafını
Pakia Hava Yollan uçağıyla Maviköy hava meydanına inen Prof. Miyahara, bir taksiye atlayarak, kendisini bir otele götürmesi için şoforu tembihledi. Prof. Miyahara, Pakia dilini de çok iyi biliyordu. Yolda giderlerken, aynı zamanda sosyolog olan bu bilgin, şofore sordu: - Şu göğe doğru yükselen ince uzun yapılar nedir? Şoför, - Minare! dedi. Prof. yine sordu: - Ne için kullanılır bu minareler? Şoför, - Ezan okumaya, dedi. Miyahara sordu: - Ezan ne için okunur? - Namazı bildirmek için, dedi şofor. -Namaz Müslümanlığın "olmazsa olmaz" şartlarından biri. Hatta Ehl- Sünnet'e göre Namazsız Müslümanlık düşünmez! değil mi şofor efendi? diye sordu Profesor. Şofor, gavrı memnun bir tavırla, -Bilmiyorum! dedi. Profesör, - Affedersiniz, sizi Müslüman sanmıştım da deyince, şofor parladı: -Tabi Müslümanım; babam dört defa Hacca gitti; her sene kurban keseriz. Ama namaz kılmam, bazen de içerim. Allah affeder be, kafanı takma abi, yeter ki için temiz olsun! Ehl-i sünnet dedin ya, çocuklarımızı da sünnet ederiz tabi, hem de en pahalı salonlarda, en pahalı içkilerle! Profesör sustu; böylece otele geldiler.
Reklam
Alman olsun, türkiye kökenli olsun, arjantinli olsun... Bu nedir abicim ya, nasıl bir oportünistliktir. Öncelikle bu eleştiriyi yaparken kendimi şunu söylemek zorunda hissediyorum; hiç bir zaman ırkçı olmadım, türklük ve türk övgüsü yapmadım, tam aksi halkların kardeşliğine emekten daha kutsal bir değer olmadığına inanan, tamamiyle sosyalist fikre sahip bir insanım. Ahmet ümitin şu cümledeki eğretiliğini bir ben görmüş olamam dimi. Almanyadakiler alman, arjantindekiler arjantinli ama turkiyedekiler türkiye kökenli. :) bence ırkçılık bu bilinçaltında gizli. #ahmetümit 137 sayfada en az 10 kez türk demekten kasıtlı olarak imtina ederek türkiye kökenli demiş. Hem türkiye kökenli olmak nedir ki nasıl bir anlam kargaşası? Yanlış biliyorsam düzeltin, köken dediğin türk kürt laz arap falan olmaz mı? Saçma, çok saçma bu şekilde aman ayranım dökülmesin kaygısıyla yazmak, okurken kitaptan kopuyor insan. Evet türkiye onlarca farklı etnik kimliğe sahip insanlardan oluşuyor. Romanın yazarı sensin ve de ki kürt cemal, ya da de ki çerkez cemal, türk cemal... ha o zaman abi eşcinsel bi karakter olduğu için türklere kürtlere şunlara bunlara gay yakıştırması yapmış mı derler. Kaygı buysa daha fena, neyse; nerden baksan tutarsızca nerden baksan ahmakça.
Tağut nedir abi?
— Tağut, kelime anlamı itibariyle azgınlaşan, aşırı olan anlamına gelir. Tağut: Allah'a karşı haddini aşıp Allah'ın dışında ister kendi zorlamasıyla ister insanların rıza göstererek tabi olduğu, itaat ettiği ya da ibadette bulunduğu aklına gelebilecek herşey olabilir. Allah(svt)'nın dışında ibadet edilen bu varlığın insan, şeytan, put, cin, örgüt, şeyh, devlet, parti veya herhangi beşeri ideoloji olması birşey değiştirmez.
Salvador Dali İçin Söyledikleri
“Şimdi ben bunun resmini çekeceğim, durmuyor ki herif! Ulan, bir dur! Yok arkadaş. Tam fotoğrafını çekeceğim, ‘şaak’ diye kılıcını çekiyor. Kılıcı var Abi adamın, böyle bir metre. Şövalye zannediyor ya kendini. Annadın mı? Bana böyle havada zikzaklar yapıyor, kesecek beni. Baktım olmuyor, ben de bunu iyice havaya soktum. ‘Ben seni bir matador gibi
Sayfa 98 - Librum Kitap, 1.baskı, 2018.Kitabı okudu
Babama haberin gitmesi ve okula gelişi on beş güne ancak gerçekleşti. Kayıtlara yetişemeyeceğiz diye ödüm kopuyordu. Heyecan ve korkuyla Necati Hocama giderek "Babam köyden gelmedi daha, kayıt zamanı da geçiyor. Çaresiz kaldım hocam," dedim. Necati Demirci hocam bana "Oğlum bir hafta daha uzattık, rahat ol," dedi. Babam kaydın
Sayfa 105 - TİMAŞ YAYINLARI / 3. BÖLÜM: FİLİZ / ŞER ZANNEDİLENDEN DOĞAN HAYIR: ON KOYUN HİKÂYESİKitabı okudu
Melih Kibar Bir gün öğleden sonra Çiğdem'in evine geldim. "Bak bakalım piyano­nun üstünde ne göreceksin," dedi. O günlerde söz beklediğim bir parça da yok. Gittim baktım Hisseli Harikalar Kumpanyası diye bir şey yazıyor. "Bu nedir?" dedim, "Müzikalimizin adı," dedi. "Ee, bu ne ola­ cak şimdi?" dedim. Şarkı sözü yazıyor, "Hisseli Harikalar Kumpanyası / açıyor perdesini açıyor," diye hatırlarsanız. Dedim ki "Siz ikiniz de kafayı yemişsiniz, bu söz bestelenmez." Çünkü biz hep alışığız ya, önce ben beste yapıyorum, sonra Çiğdem sözleri yazıyor. Ee, müzi­ kalde konu olduğu için önce sözler yazılacak ki ben onları besteleye­ ceğim. "Canım canım, sen bestelersin," dedi. Gene o her zamanki destek, "Hayatta olmaz, aç Haldun Abi'ye telefonu, besteciyi değişti­ rin, bu sözlere ben beste yapamam," dedim. "Canım," dedi, ağzım­dan girdi burnumdan çıktı, "İyi bakalım, sen git salona," dedim. Otur­dum, onun yanında besteledim...
54 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.