Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Yani eş seçimimizi ve ilişkimizin içeriğini kişilik özelliklerimiz belirler. İlişkilerimizde olumlu ya da olumsuz yönlerimize en fazla benzerlik gösteren partnerleri buluruz. Örneğin geçmişimiz bize, fazla bağlanmadan yaşanan fiziksel yakınlaşmaların bizim için en doğrusu olduğunu öğrettiyse, tam bu kalıba uygun birilerini kendimize çekeriz.
"Her insanın yıldızları vardır, ama hepsi de farklı bir anlam ifade eder. Yolcular için yıldızlar yol göstericidir. Kimilerine göre, gökyüzündeki küçük parıltılardan başka bir şey değildir. Bilginler için çözülmesi gereken birer sorundur. Benim işadamına göre onlar birer altındır. Ne var ki yıldızların hepsi sessizdir. Senin, tek başına, başkalarınınkinden çok farklı yıldızların olacak.." "Ne demek istiyorsun?" "Geceleri gökyüzüne baktığın zaman, ben bunlardan birinde oturduğum için ve bunlardan birinde güldüğüm için sana bütün yıldızlar gülüyormuş gibi gelecek. Senin yıldızların, gülmeyi bilen yıldızlar olacak."
Sayfa 141
Reklam
Diyebiliriz ki, günümüz insanları belki de fark etmeden şirke düşüyor.
"Abdullah b. Avf b. el-Ahmer anlatıyor: Müsâfir adında bir zat; Hz. Ali, Enbar'dan hareket ederek Nehrevanlılara karşı sefere çıkmak üzereyken: "Ey Müminlerin Emîri, sakın bu saatte yola çıkma. Akşam güneş battıktan üç saat sonra yola çık." dedi. Hz.Ali, bunun sebebini sorduğunda, Müsâfir şu cevabı verdi: "Eğer bu saatte
Sayfa 442Kitabı okudu
Oysa Allah’ın gücü sınırsızdır, istediğinin olmasını engelleyecek hiçbir şey yoktur. Ol der ve olur. Bu dünya böyleyse, Allah’ın başka türlü olmasını istediği düşünülemez. Var olan hiçbir şey, Allah’ın istediğinden farklı olmuş değildir. Kübra’ya daha önce farklı zamanlarda iki kez sorduğu “Ne demek istiyorsun?” sorusuna cevabı da aynı anlama geliyordu. İstemesi ile demesi arasında bir fark yoktu, çünkü...
Ömer, yalvarır gibi cevap verdi: “Bana istenecek bir şey söyle, uğruna can verilecek bir şey söyle, hemen dört elle sarılayım.” Nihat güldü: “Gördün mü? Derhal sapıtıyorsun. Hayatta hiçbir şey, uğrunda ölmek için istenmez. Her şey yaşamamız için olmalıdır. Hatta biraz ileri gideyim, kendi yaşamamız için... Sen kafanın içindeki yokluğa o kadar saplanmışsın ki, derhal uğrunda can feda edecek bir şey arayarak ikinci bir yokluğa dalmak istiyorsun! Yaşamak, herkesten daha iyi, herkesten daha üstün yaşamak, insanlara hâkim olarak, kuvvetli, belki de biraz zalim olarak yaşamak... Dünyada bundan başka istenecek ne vardır?
Umut etmekten başka bir meziyetim yok benim.
Ben ne zaman bir yola çıksam, bulutlar güneşimi kesti hep. Nasipsiz miyim şu hayatta, neyim anlamadım ki. Bir şey istiyorsun, umut ediyorsun, emek veriyorsun, seviyorsun, sadece seviyorsun, ‘şimdi tamamım, şimdi her şey tastamam’ diyorsun yine önüne bir şey çıkıyor. Tam doğruluyorsun, yine bir şey belini büküyor; ama vardır her şeyin bi sebebi, vardır mutlaka bir hayrı diyorsun ama yok. Anlayacağın şu hayatta umut etmekten başka bir meziyetim yok benim. Hıı.. Bir de inanmak…
Reklam
Paravan yukanda derken sesim öyle kısıktı ki duyup duymadığından bile emin değildim. Külotunu çıkar. Demek ki duymuş. Ya sana çoktan çıkardığımı söylersem? Ben insanların arasındayım Bayan Fairchild. Bana işkence etme. Asıl sen bana işkence ediyorsun diyerek öfkelendim Tamam. Şimdi külottan tamamen kurtul. Eteğimi kaldınp külotu
Sayfa 34
tek bir soru yetiyormuş işte, hadi yine iyisiniz beyler :p
Kadınlar bazen eşlerinin kendilerini anlamalarını beklerken yorulur ve huysuzlaşırlar. Şöyle derler: “Ne düşündüğümü, ne istediğimi niye bi­lemiyorlar?” Bu soruyu sormaktan yorgun düşerler. Ancak, bu çıkma­zın bir çözümü vardır, etkili ve verimli bir çözümü. Eğer bir kadın bu açıdan duyarlı bir eş istiyorsa, ona kadınlann iki­liğinin sırrını açacaktır. Ona içerideki kadından, kendisine eklendiğin­de iki yapan birinden söz edecektir. Bunu yapmanın yolu, onda görül­düğü, duyulduğu, bilindiği hissini uyandıran ve aldatıcı ölçüde basit gi­bi görünen iki soruyu sormayı eşine öğretmesidir. İlk soru şudur: “Ne istiyorsun?” Hemen herkes doğal olarak bu çeşit bir soruyu sorar. Ama daha temel başka bir soru daha vardır: “De­rin benliğinin arzuladığı şey nedir?” Eğer bir kadının ikili doğası gözden kaçırılır ve kadın sadece görün­düğü biçimiyle değerlendirilirse, insan büyük bir sürprize hazır olmalı­dır, çünkü kadının vahşi doğası, derinlerinden yükselip kendini göster­meye başladığında, çoğu zaman daha önce ifade ettiklerinden tamamen farklı ilgi, his ve fikirleri olduğu görülür.
Şu anda kafamı en çok kurcalayan şey, beni neden istedikleri. Beni kendim olduğum için istiyor olamazlar çünkü hâlâ eskiden istemedikleri kişiyim. Demek ki beni başka bir şey için, benim dışımda bir şey için, ben olmayan bir şey için istiyorlar! Sana bu şeyin ne olduğunu söyleyeyim mi? Gördüğüm kabuldür bu. Halbuki o kabul ben değilim. İnsanların kafalarındaki bir şey o. Bir de kazandığım ve kazanacağım paralar için istiyorlar. Halbuki o para da ben değilim. Para bankada duran, herkesin cebinde olan bir şey. Sen de mi bunun için, kabul ve para için mi istiyorsun beni?"
Sonrasında tokadı yapıştırması...
Bak oğlum, dedi, seninle pazarlık edelim! Biliyorsun ki dünyada herkesin rızkı başka başka yollardan... Kimisi bakkal, kimisi kunduracı, kimisi çiftçi, kimisi de mesele çöpçü. Bu neden böyle? Çünkü Allah herkese derece derece akıl vermiştir. Bir doktorun işini bir çöpçü beceremediği gibi bir çöpçünün işini de bir doktor göremez. Şimdi olabilir ki senin kafan da okuyup bey olmaya uygun değildir. İçinden "Ben okuyup bey olmak istemiyorum, ben kunduracı olacağım yahut da çöpçü!" Ha? Söyle, sen ne olmak istiyorsun mesela? Fikrini apaçık söyle, korkma... Bak çöpçülere... Ne okul kitapları var ne de akşamları ders soran beybabaları... Sen de "Ben çöpçü olacağım, okumak istemiyorum." dersen ben de senin yakanı bırakırım, bir daha da ders sormam...
Reklam
Gözünün önündeki yıldızlar kaybolurken Lucie ayağa kalktı, yavaşça geri çekildi ve parmaklarını giydiği gömleğin açık yakasında dolaştırmaya başladı. Şimdi neyin peşindesin kadın? Seninle ilgilendim. Yatağının tam karşısındaki makyaj ttasasının önündeki ahşap banka hafif cilveli bir şekilde oturdu. Şimdi de kendimle ilgileneceğim. Sanırım o
Sayfa 91
Ama sevinç ve mutluluk ne güzel yapıyor insanı! Kalbini nasıl bir sevgiyle coşturuyor insanın! Sanki kalbini tümüyle bir başkasının kalbine boşaltmak geliyor içinden insanın; her şeyin neşeyle dolup taşmasını, gülmesini istiyorsun. Hem nasıl bir insandan ötekine geçiyor bu sevinç! Dün gece konuşurken sesinde bana karşı öylesine bir hoşluk, iyi bir niyet vardı ki... Nasıl hoş tutuyordu beni, nasıl sokuluyordu bana, nasıl ilgileniyordu, şevkat gösteriyordu... Ah mutluluk nasıl şımartıyor insanı! Ve ben... Ben hepsini gerçek sanıyordum; öyle sanıyordum ki, Nastenka... Tanrım, nasıl öyle düşünebiliyordum? Her şey benim için değil de bir başkası içinken nasıl bu kadar kör olabiliyordum? Nihayet bana gösterdiği o yakın ilgi, şevkat, sevgi... evet bana gösterdiği o sevgi biraz sonra bir başkasıyla buluşacak olduğu için duyduğu mutluluğu bana da bulaştırmak isteğinden başka bir şey değilmiş...
Sayfa 67
Hayatta hiçbir şey, uğrunda ölmek için istenmez. Her şey yaşamamız için olmalıdır. Hatta biraz daha ileri gideyim, kendi yaşamamız için... Sen kafanın içindeki yokluğa o kadar saplanmışsın ki, derhal uğrunda can feda edecek bir şey arayarak ikinci bir yokluğa dalmak istiyorsun! Yaşamak, herkesten daha iyi, herkesten daha üstün yaşamak, insanlara hakim olarak, kuvvetli, belki de biraz zalim olarak yaşamak... Dünyada bundan başka istenecek ne vardır?
-Rahibe olmak istemiyor musun yavrum? -Evet, madam.. -Peki ne olmak istiyorsun? -Rahibelikten başka her şey..
52/Tur Suresi
33. Yoksa: "Onu kendisi uydurup söyledi." mi diyorlar? İşin gerçeği, onlar inanmak istemiyorlar. 34. Eğer söylediklerinde haklı kimselerse, onlar da onun gibi bir hadis getirsinler! 35. Yoksa onlar, bir yaratıcı olmaksızın mı yaratıldılar? Yoksa yaratanlar onlar mıdır? 36. Yoksa gökleri ve yeryüzünü onlar mı yarattı? Hayır, onlar gerçeğe ulaşmaya yanaşmıyorlar! 37. Yoksa Rabb'inin hazineleri onların yanında mı? Veya kendilerinin her şeye güç yetirebileceklerini mi sanıyorlar? 38. Yoksa onların, orada dinleyecekleri bir merdivenleri mi var? Öyleyse dinleyenleri buna dair bir belge getirsinler! 39. Yoksa kızlar O'nun da oğullar sizin mi? 40. Yoksa sen onlardan bir ücret istiyorsun da bu yüzden onlar ağır bir yük altına mı giriyorlar? 41. Yoksa gayb onların yanında da onlar mı yazıyorlar? 42. Yoksa bir tuzak mı kurmak istiyorlar? Ne var ki tuzağa düşecek olanlar Kafirlerdir. 43. Yoksa onlar için Allah'tan başka bir ilahları mı var? Allah, onların şirk koştuklarından münezzehtir.
1.500 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.