Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
168 syf.
7/10 puan verdi
Pulitzer ödüllü yazar Lahiri ile tanışma kitabım olan ‘Olduğum Yer’ son derece sıradan gündelik olayların sade bir dille aktarıldığı ve gücünü de buradan alan etkileyici bir metin. Postmodern çağda bir kadının, yalnızlığıyla yarı barışık yarı küskün ilişkisini; bulunduğu mekanlar ve zamanlar üzerinden tarifleyen, gündelik olaylardaki detayların inceliklerine temas eden, içinde bulunduğu çağın çıkmazlarına düşüşünü ve buradaki çaresizliğini söylemekten sakınmayan bir dışavurum. Derinlikli karakter analizleri detaylı biyografik ögeler yerine verilen minik ipuçlarıyla zihinde bir karakter ve atmosfer yaratabiliyoruz ve bu sayede devamlılığı olmayan kırkı aşkın bölüm arasında bağ kurmakta zorlanmıyoruz. Görkemli bir edebiyat olağanüstü yeni bir şey söyleyen bir metin değil ama hayatın melankolik tarafının tadını bilen, yalnızlığını seven ama bir o kadar da ondan korkan her insan kendinden çokça şey bulabilir bu kitapta. Mekanlar ve insanlarla kurduğu ilişkilerdeki kendinden yola çıkarak, her defasında yalnızlığına ulaşan kadın kahramanımız, ‘seçtiği’ bu hayatın beraberinde getirdiği tatsızlıklarla soru işaretleriyle yüzleşiyor. Metin aslında hem tercih etmediği diğer tüm ihtimaller için içsel bir yas hem de seçimleriyle var ettiği hayatı için dik gururlu bir duruş gibi. Duygusu bana fazlasıyla geçen çokça bağ kurabildiğim bir kitap oldu özetle. Kadın hikayeleri okumayı sevenler özellikle kaçırmasın. Keyifli okumalar
Olduğum Yer
Olduğum YerJhumpa Lahiri · Domingo Yayınları · 2022517 okunma
-“Her yüz bir dünyadır; resmini yaptığı kişi ressama yüce bir hayal biçiminde, ışıktan renkler içinde görünmüş, tanrısal bir parmak onu fazlalıklarından soyarken, bir yaşamın tüm geçmişi içinden fışkıran dışavurum pınarlarını da göstermiştir.”
Reklam
140 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
17 günde okudu
Yeraltından çıkan bir garip düşünürün aklından geçenler.
Yazmak bir tür rahatlama eylemidir. İnsan şu hayatta türlü sıkıntılar ve meşgalelerle boğuşur. Çünkü doğa mükemmeldir ama o doğa üzerinde yaşayan insan zaaf, eksiklik ve kusurlarla doludur. Bu kusurların çatışması veya kesişmesinden de kavga ve savaşlar ortaya çıkar. Herkes doğru, dürüst ve namuslu olsaydı bu saydığım problem sahaları ortaya
Yeraltından Notlar
Yeraltından NotlarFyodor Dostoyevski · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2020128,3bin okunma
Dışavurum, gündelik bağların tamamını kopartmak demektir. Dışavurum olmayan bir yaşamın anlamı yoktur. Yalnız, gözlemci kalma mantığından, eylemci olma mantığına sıçramak gerekir.
Sayfa 385 - Doğan KitapKitabı okudu
408 syf.
·
Puan vermedi
·
14 günde okudu
Kötülük problemi yıllardır insanların üzerinde konuştuğu ve kafa yorduğu bir problem olmuştur. Fakat kötülük, edebiyattan sinemaya ve hatta felsefenin başlıca konularını da oluşturmuştur. Kötülüğün, istenmese de yaşamın parçası olduğu inkar edilemeyip her şeyin zıddıyla kaim olduğu da unutulmamalıdır. Ürpertici ve intikam dolu bir aşk romanı olan
Uğultulu Tepeler
Uğultulu TepelerEmily Brontë · Can Yayınları · 202142,1bin okunma
“...çünkü her söz,her eylem,her hareket ve her dışavurum teraziye vurulmaya kalkıldı mı,karşı tarafın sevgisinde bir azalma saptamak kolaydır ya da öyle gözükür.”
Sayfa 183Kitabı okudu
Reklam
Sosyal medya ve kişiselleştirilmiş arama motorları internette dı­şarısının ortadan kaldırılmış olduğu mutlak bir yakın alan oluşturur. Burada insan yalnızca kendisi ve kendisi gibi olanlarla kar­şılaşır. Değişimi mümkün kılacak hiçbir olumsuzluk yoktur artık. Bu dijital mahalle insana sadece hoşuna gideceği kesimlerini sunar dünyanın. Böylelikle de kamusal alanı, kamusal ve hatta eleştirel bilinci ortadan kaldırarak dünyayı özelleştirir. İnternet mahrem bir alana, rahatlık ortamına dönüşür. Her türlü uzaklıktan arınmış yakınlık da şeffaflığın dışavurum biçimlerinden biri­dir.
128 syf.
9/10 puan verdi
·
3 günde okudu
"Ölüm olmasaydı herşey anlamsızlığa ve hiçliğe yuvarlanırdı."*
Bu akşam izlediğimiz filmde; Tom Hanks şöyle diyordu; Ölümüme karar veremeyeceğimi anladığımda, şöyle dedim kendime "yaşamak zorundasın." Ölümle hayatın sınırlarının karıştığı o anda yapılabilecek en iyi şey; kabullenmektir... Hayatı ya da ölümü... Eser beni inanılmaz zorladı; her cümlesi dev dalgalar gibiydi ve adeta son yılların
Son İnsan
Son İnsanMaurice Blanchot · Kabalcı Yayınevi · 2008324 okunma
Sevgi de cinsellik kadar temel bir olgudur. Normalde seks, sevgi için bir dışavurum biçimidir. Seks, bir sevgi aracı olur olmaz ya da sadece bir sevgi aracı olduğu sürece haklı görülür, hatta meşrulaştırılır. Bu nedenle sevgi, seksin sadece bir yan etkisi olarak anlaşılmaz; daha çok seks, adına sevgi denilen nihai birliktelik deneyimini dışavurmanın bir yolu olarak görülür.
680 syf.
·
Puan vermedi
·
31 günde okudu
PESSOA VE HUZURSUZUĞUN KİTABI ÜZERİNE
Peki, kim kurtaracak beni var olmaktan? Ne ölümdür istediğim ne de hayat.* 13 Haziran 1888 saat 15.20'de, Largo de S. Carlos'ta, 4 numaralı evin soldan dördüncü katında, aynı zamanda müzik eleştirmenliği de yapan adalet bakanlığı görevlisi Joaquim de Seabra Pessoa ile Maria Madalena Xavier Pinheiro Nogueria'nın ilk çocuğu Fernando
Huzursuzluğun Kitabı
Huzursuzluğun KitabıFernando Pessoa · Can Yayınları · 202110,5bin okunma
Reklam
Örtülü belleğin bir başka dışavurum biçimi de doğruluk yanılsaması etkisi olarak bilinir: Doğru olsun olmasın, eğer daha önce duyduysanız, bir ifadenin doğru olduğuna inanmanız olasılığı görece yüksektir. Katılımcıların, akla uygun cümlelerin geçerliliğini iki haftada bir değerlendirdikleri bir çalışmada, araştırmacılar deney seansı süresince çaktırmadan daha önceki seanslarda kullanılan cümleleri de (kimi doğru, kimi yanlış) araya sıkıştırdılar. Sonuç açıktı: Katılımcı, daha önceki haftalarda da duyduğu belirli bir cümleyi, daha önce duymadığına yemin bile etse, “doğru” olarak değerlendiriyordu. Araştırmacı, katılımcıya duymak üzere olduğu cümlenin yanlış olduğunu söylese bile durum değişmiyordu. Sonuçta, belirli bir fikre salt maruz kalmış olmak, onunla yeniden karşılaştığınızda fikrin size daha inanılır gelmesi için yeterlidir. Doğruluk yanılsaması etkisi, aynı dini etkiler ya da siyasi sloganlara yinelemeli biçimde maruz kalan kişiler için söz konusu olan potansiyel tehlikenin altını çizer.
"Aşırı korumacılık çocuğun gereksinimlerinin onun yerine ve onun çabası olmaksızın anne baba tarafından karşılanması demektir. Bu onu çocuksulaştıracak, kendi gücünün, istencinin ve dışavurum yeteneğinin gelişmesini engelleyecektir.Bu, onun diğer insanlara saygı duymayıp, onları kullanmayı öğrenmesi biçiminde de ortaya çıkabilir. Diğer bir olası sonucu ise kendi gücüne ve seçimlerine duyduğu güven ve saygıdan yoksun kalmasıdır. Sonuç olarak temelde aşağılayıcı bir biçim alacak ve çocuğun kendini değersiz hissetmesine neden olacaktır."
Sayfa 213
Her yüz bir dünyadır; resmini yaptığı kişi ressama yüce bir hayal biçiminde, ışıktan renkler içinde görünmüş, tanrısal bir parmak onu fazlalıklarından soyarken, bir yaşamın tüm geçmişi içinden fışkıran dışavurum pınarlarını da göstermiştir.
Bedendeki her kıpırtı, her dışavurum ve her belirtide ruhun güttüğü niyet ve amaçların damgasını görürüz.
328 syf.
7/10 puan verdi
·
22 günde okudu
Kitabı okumam baya uzun sürdü :( Bu uzunluğun sebeplerini saymak istemem ama kitabı bitirdiğimdeki o rahatlamaya değerdi. Kitabı okumama vesile olan
Ahmet Y
Ahmet Y
' e #21434339 etkinliği icin teşekkür ederim. Bu kitaptan anladığım "insanı yeterince kimse tanıyamaz" oldu :) Sadece
İnsanı Tanıma Sanatı
İnsanı Tanıma SanatıAlfred Adler · Say Yayınları · 20204,399 okunma
923 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.