"Aşk, bir bedende iki kişi."
“Ey aşk...! bir mucize gerçekleştir şimdi
Şapkandan bir kumru havalansın
Bana öyle büyük ki bu kalp,
Gelsin yüreğime yuvalansın”
Kitabı okurken sımsıcak bir yürek buldum. Yaşam kavgasının molalarında, sıcacık bir poğaça, buğusu üstünde demli bir çay, sevgi ve vefayla beslenmiş hoş bir muhabbet, zifiri
-Suyun temizleyemediği tek şey, düşünce kirliliğidir.-
.
-Fikirlerin egemen olmadığı bir coğrafyada,
mermilerin egemenliği hüküm sürer.-
.
-Büyüdükçe insanlığımız küçüldü.-
Egemen sınıfın isteği gücü sürdürmektir ve bunun tek yolu kadınları evde tutmaktır. Kadın depolitize olursa erkeği de depolitize eder. Çünkü kadınların özgürleşmesi daima toplumsal özgürleşme ile ilişkilidir.
NOT: Bu yazı yalnızca kitaba dair değildir. Uzun bir makale konusu, tez ya da kitap olabilecek "kadınların tarihi"ne dair kısa bir yazıdır. Yine de bir incelemeye göre uzundur. 10'dan fazla alıntıyla da yazıyı zenginleştirmeye çalıştım. Ve rahat okunması için konu başlıklarına ayırdım. Yalnızca kitapla ilgili kısımları merak edenler
"Bu yerlerde trenler doğudan batıya, batıdan doğuya gider gelir... Gider gelirdi..."
400 sayfalık kitap sadece tek bir günde geçen vakti anlatıyor. Fakat o tek gün hikaye içerisindeki kahramanların anılarıyla uzun zaman dilimlerine ayrılıyor.
Kısacası şöyle diyebiliriz; bir gün içerisinde geçen o vakit yüz yılları göğsüne
Kurtlarla Koşan Kadınlar kitabını bi arkadaşımın vasıtasıyla tanıdım.Kitabın beni zorlayacağını hiç düşünmemiştim çünkü az çok vakıf olduğumu düşündüğüm fikirlere bi kat daha çıkmaktı amacım.Aslında beni yanıltmasıda hoşuma gitmedi değil.Çünkü uzun zamandır beni zorlayan kitaplarla karşılaşmamıştım.Bi yerde okumuştum bi adam okuduğu hiç bir kitabı
"Kadının kocasına karşı bir sırrı olamaz fakat kocasının karşı bir sırrı olur. Biri bütün anlamıyla egemen, diğeri esirdir. Ben bu ortaçağ adetlerinden iğreniyorum."
''Erkekler mi, öff! Kaçasım geliyor. Niçin onların istediği her şeyi yapasın ki?'' (sf. 11)
Kadınlara soruyorum:
Bir erkeğe kayıtsız şartsız teslim olup onun tahakkümü altına girmek mi?
Yoksa kendi ayaklarının üzerinde durup isteklerinin doğrultusunda bir aşk yaşamak mı?
Rus asıllı psikanalist ve yazar olan