Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
_Kanatsız uçmaya kalkışma! _Ham, pişkinin halinden anlamaz; öyle ise söz kısa kesilmelidir vesselâm. _O, kırmızı güldür, sen ona kan deme. O, akıl sarhoşudur, sen ona deli adı takma! _Hakiki olan vaadleri gönül kabul eder; içten gelmeyen vaadler ise insanı ıstıraba sokar. Kerem ehlinin vaadleri görünen hazinedir; ehil olmayanların vaadleri ise
Shakespeare, Moliere
_İnsan nasıl canını kurtarmak için kaçarsa bir ayıdan, ben de öyle kaçıyorum karım olduğunu iddia eden o karıdan. Ben artık kendimin değilim. Ben bir eşeğim. Bir kadının kocasıyım. Üstümde hak iddia eden kadına aitim. Siz nasıl atınız üstünde hak iddia ediyorsanız o da benim üstümde öyle. Bir hayvana sahip çıkar gibi istiyor beni. Hani beni bir
Reklam
"Bir şey var ki, onu yapmasaydı sonuna kadar katlanabilirdim," dedi Winston. Julia'ya, Katharine'in onu her hafta aynı gece zorladığı o küçük frijit töreni anlattı. "O da nefret ediyordu, ama bir türlü vazgeçemiyordu. Ne ad verdiğini mümkünü yok tahmin edemezsin." "Parti'ye karşı görevimiz," deyiverdi
Sayfa 147 - Can YayınlarıKitabı okudu
Gökyüzü Sofrası!..
~~~~ Gönlün gökyüzünü değil de, yeryüzünü arzu ediyorsa haline ağla, feryat et, sızlan! Çünkü sen, hayvanlar gibi, yeryüzüne mensup değilsin. Eğer mü’min isen, gerçekten inanmış bir kişi isen, nefis savaşı safına gir, çünkü senin meclisin, senin bulunacağın yer gökyüzündedir. Ey Hakk’ın kulu, göklere giden yolu bulmak ümidi ile kalk, mihrabın önünde bir mum gibi ayakta dur. İbâdete başla. Başı kesilmiş mum gibi, bütün gece ağla; arayış, istek uğrunda sıcak gözyaşları dök; yan, yakıl! Fazla yemekten, içmekten ağzını kapa, dudağını yum, gökyüzü sofrasına koş. Zaman zaman mâna göklerinden sana, ruhanî yağmurlar, ilahî aşk ve şevk harareti gelmede, senin gönül rızkın arttıkça, artmadadır. Seni de oraya götürseler, bu işe şaşılmaz. Sen aczine, âcizliğine bakma; isteğine bak.” ~~~~
Gönül, maneviyat mülkünün süvarisidir; şu köpek nefis de, onun gece gündüz yol arkadaşı! Süvari atını dörtnala koşturdukça, köpek de tıpkı avdaki gibi habire onun yanında koşar. Gönlün Yüceler Yücesinden, Sevgilisinden elde ettiği her şeyi o, gönülden kapıp çalar.!
“Her gece yazacağım bu yazılar belki günlük olur belki roman… Hatta belki yaşlı bir kadının gençliğine yaktığı ağıt olur, gönlün bir köşesinden kıvrılır tekrar okunmak üzere ayraç olur. Yalnızlıktan yorulur içimdeki aşktan ölür gibi oldum hatta bazen delirdiğimi bile hisseder oldum. Her şeyden önce bu dünyadan sadece kendimi severek göçüp gitmekten korkar oldum. Oysa ne güzel olurdu birinin saçını okşayarak gönlümdeki sevgiyi saçlarının ucuna bağlasaydım, hiçbir tarak o düğümü açamasaydı açarken tarağın bile canı yansa kendi canına kıyamasaydı, sıkılıp bıraksaydı gönlüm oracıkta kalsaydı, ben de bir köşeden izlerken bir oh çekseydim, içimdeki sevgi bana adres sormaya gelip de söylediğim yola gitmemezlik etmeseydi ben de arkasından böyle sabır çekmeseydim. Kafamdaki adam gücenmezsin bana biliyorum, sen yüce bir adamsın ama ben değilim görüyorsun ne hallerdeyim! Sana sığınıyorum çünkü bu dünyaya bir türlü sığamıyorum…
Reklam
Geçiş
Mazi köyünde, hatıralar gölgesinde kal ! Yaklaştığın tâbiati günlerce seyre dal! Dağlar başında zevkini aldındı varlığın, Bulsun bu zirvelerde huzûr ihtiyarlığın. Akşam, çoban sadâları artar, güneş söner; Gür çırıgıraklarıyle davar yaylâdan döner; Havlar zaman zaman gece ufkunda bir köpek, Gönlün hüzünlenir bunu duydukça ürkerek. İnsan bilir cihanda nedir ömrünün sonu; Ömründe bir dakikacık etmez hayâl onu. Hiç şaşmıyan saat gibi işler durur kader. Birgün saat çalar... Çok uzaktan gelir haber... Artık güneş görünmez olur, gök bulutludur, Rahatça dal, ölüm sonu gelmez bir uykudur.
Hakk'in erleri kalplerinde olanı saklarlar, marifet ve ilimlerini gizli tutarlar. Kalp kapıları rablerinin yakınlık evine gece pindi açıktır. Onların nezdinde kalplerin konuk edildiği bir ev Kalp ve sırları her daim Hak'tan gelen ilhamları dinlemektedir. Gönül sıhhat bulunca o gönlün sahibi herkesten yüce olup arınır, yüceldikçe yücelir ve herkesi aşar. Bütün hayırlar da olur. Bütün hünerlerin kendisinde toplandığı Musa'nın asası gibi olur.
Sayfa 193Kitabı okudu
İÇİMİZDEKİ YANGIN MERDİVENİ
Ahmet Bey, dini ilimlere önem veren, gece gündüz ibadet etmeye çalışan, ibadet etmediği anların yerini meşru davranışlarla doldurmaya gayret eden, secdenin üzerinde derinleşmişken "derin değilsem sebebi var" diyerek gözyaşlarına gark olan biriydi. Eşi Hatice Hanım kendisi bilmese de hâl ilminde pek ilerideydi. Gönlün sahibine yar olsam
ZAVALLILAR Köy muhtarı, beş yıl evvel kura çeken oğluyçün Üç dört köyü üst üstüne aratarak birkaç gün Yetim, yoksul, yosma, güzel bir kızcağız bulmuştu. O yetimcik, kocasını kurtararak askerden Bu ocağa «evim» diye sevinerek girmişken Biraz sonra bir ortağın beslemesi olmuştu. Bir yıl var ki dirlik yüzü görmemekte zavallı, Bir yıl var ki bir
Reklam
Araştırdım, ah, ateşli çabalarla, Felsefe, hukuk ve tıp bilimini, Bir de, ne yazık ki, ilahiyatı! Şimdi de duruyorum burada, bir ahmak gibi, Hiç de akıllanmış değilim. Yüksek ünvanım, doktoram bile var, Ve on yıldan beri öğrencilerimin burunlarını, Kah o yöne kah bu yöne çekiştiriyorum Birşey bilemeyeceğimizi, sonuçta anlamak için! Buna
Rubailer
Ayna gibi olan şu gökyüzü, dönüp durdukça, aşkın gönlünden kan dalgaları coşup kabarmaktadır. Kan dalgaları, bir gün geliyor görünüyor, bir gün gelmiyor, görünmüyor. Fakat gönlün içindeki dalgalara gece ve gündüz sükûnet yoktur.
Sayfa 308Kitabı okudu
Bir yer var orada ikimiz için Orada bildiğin gibi şiiristanda Evler Yunus’un evleri Yollar Emrah’ın yolları ve Hayyam’dan birer rubai gemiler limanda Deniz bildiğin gibi Orhan Veli’den kalma Mevsimse Yahya Kemal’in sonbaharı Nedim’dir seyreylediğin bir elde mey, bir elde gül Çeşmeler Karacaoğlan’ın Dağlar Köroğlu’nun dağları Tarancı’nın kuşları havada dönen Kadınlar Haşim’in kadınları görüyor musun? Yeter bir nabız gibi vurduğun bende Bana bir şiir ver güzelliğinden Bütün şiirler senin olsun Şiiristan sultanı, devletlü gönlün emreylesin yeter ki Güzelliğinden nice ülkeler kurulur Yoksan gece ve ölüm Varsan el sürdüğün herşey şiir Ayak bastığın her yer şiiristan olur.
Everest Yayınları
Kızma, seni seviyorum. Kızma bana ya, belki seni sevmemi istemiyorsun. Belki gönlün yok. Belki seni sevmem umurunda bile olmayacak. Aklına bile gelmeyecek olan bir adamı mı düşüneceksin? Olsun... Ben yine de seni seveceğim. Kızma. Kalbim işte, hep yapar bunu kendisi. Dinlemez beni. Küçük bir çocuk gibi yaramazdır. Seni o kadar çok seveceğim ki kızacaksın. Kızma... Seni sevmek bir eylem belki de. Şampuan kokan saçların tenime değdiğinde, belki yeniden doğmuş olacağım. Ya da bana güldüğünde cebi bayram harçlığıyla dolmuş bir çocuk gibi sevineceğim. Ki sen imkânsızsın ve ben hep seni istedim. Olmayacağını bile bile. Kızma... Ben bu gece Seni düşledim...
89 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.