"Aşk, bir bedende iki kişi."
“Ey aşk...! bir mucize gerçekleştir şimdi
Şapkandan bir kumru havalansın
Bana öyle büyük ki bu kalp,
Gelsin yüreğime yuvalansın”
Kitabı okurken sımsıcak bir yürek buldum. Yaşam kavgasının molalarında, sıcacık bir poğaça, buğusu üstünde demli bir çay, sevgi ve vefayla beslenmiş hoş bir muhabbet, zifiri
Ve bitti...
Bir an hiç bitmeyecek sandım!
Öyle güzel iç içe hikayeler vardı ki her an bir başkasının içine düşebilirim diye düşündüm ama olmadı! Kayıp gitti ellerimden
Puslu Kıtalar Atlası...
Çok kitap inceledim bu uygulamada. Ama itiraf ediyorum en çok bu incelemeyi kafamda kurmakta zorlandım. Postmodernizm, iç içe anlatım, üst kurmaca...
Ne çok hikayeye
YouTube kitap kanalımda hayatımda en sevdiğim kitap olan Niteliksiz Adam'ı yorumladım: ytbe.one/QspgH8phl2k
Oğuz : Oğuz
Niteliksiz Adam 1 : NA1
i.hizliresim.com/y0J3mN.jpg
NA1 : Beni neden buraya getirdin Oğuz?
Oğuz : Ben senin içindeki cümleleri bu kafede çizik çizik ettim NA1. İçindeki matematiksel bir düzenle kurulmuş,
“ O gece Muzaffer’e rüyasında bir kocakarı göründü. Adının Atiye olduğunu ve kütüphanesinde onu anlatan bir kitabın öyle durup durduğunu duyurdu. Eğer üç vakte kadar bu kitabı okumaz ve on kişinin de okumasına vesile olmazsa iki cihanda da ona rahat olmadığını salık verdi. Koca dağı sis sarar gibi Muzaffer’i korku sardı. Korkuya sarılmış can
İnsanın arayışı kendini de aşar diyerek başlamak istiyorum söze. Bu hep böyle olmuştur. Bir im arayışı, uhrevi bir arayış, kendini aramak... öylesi geniş bir yelpaze ki aramak, insan daha spesifik bir isim olamaz mıydı diye düşünmeden edemiyor. Fakat Arayış’taki aramak neyi ifade ediyor, onu bulmak gerekir.
Gerçek ile rüya hep birbirine zıt ve
Ben ne okudum, neler okuyordum ve bu nasıl bir sondu arkadaşlar! Bu kitapta, anlam bulamamış veya hala anlam arayışı içinde olan ya da kafasında bazı anlamlar yükleyen okurlara bu incelememi paylaşmak istiyorum. Neden istiyorum bilmiyorum. :) kitabı kapatınca zihnimin içinde "ince elenmeye hak kazanılmıştır." diye bir yazı canlandığından
Keşke hiç olmasaydın şu dünyada, keşke sana hiç rastlamasaydım, keşke canlı bir varlık olacak yerde esinli bir ressamın yarattığı bir tablo olsaydın. O zaman resminin önünden hiç ayrılmaz, sonsuzcasına sana bakardım... öper, öperdim seni. Sonsuz güzel bir düş gibi seni yaşar, seni solur... ve mutlu olurdum. Başkaca bir isteğim olmazdı hayattan. Uyurken, uyanıkken koruyucu meleğim olarak seni çağırırdım. Tanrısal, kutsal bir resim yapacağım zaman yine seni çağırırdım. Oysa şimdi... Ah ne korkunç bir hayat bu! Yaşıyor olmanın ne yararı var? Bir delinin yaşamının, ailesi ve bir zamanlar kendisini sevmiş dostları için hoş bir yanı var mıdır? Tanrım bu nasıl hayat böyle! Düşlerle gerçeklik hep çatışma içinde!
“Zaten biz acı çeken ölümlüler ayaklarımızı
mutluluğun üzerine hiç tamamen basamadık.
Her seferinde acı bir keder neşemizi kaçırır.”
-Rodoslu Apollonios
1. Giriş:
Bu yazı direkt olarak bir inceleme yazısı değildir. Antik Çağ’ın önemli yapıtlarından Argonautika hakkında bir akademik makale çalışmasıdır. Ve elbette yalnızca kitap hakkında
YouTube kitap kanalımda Kara Kitap'ı önerip postmodern romanı anlattım: ytbe.one/5NOJQ_1hmps
"Uykulardasın şimdi bensiz uykularda
Hala İstanbul’dasın ama deniz yok dalgalarda" YYK
Sayısızca kültür, padişah, caz festivali, mimari ve sanat akımı, beyaz yaka, Suriyeli, Suriyesiz, kitap teması, şarkı ilhamı, cami, kilise,
Demir attım zamana,menzili meçhûl bir durakta...Yokluğun en yokunda,kaybolmaktı isteğim. Bir âh miktarı daha sokuldum,yalnızlığımın buğusuna ve " seni yaşayabilme " ihtimâlimi çizdim üzerine;hoyratça..! Öyle ki;bir yanı yarım'lık,bir yanı ham'lık. Ecel gibi sarıp sarmaladım da hüznümü;sakındım yüreğimi,sakladım,bir zemherî
Nereden başlayacağımı bilememenin çaresizliğiyle başlıyorum.
“Söylenecek sözün çokluğu bazen insanı dilsiz bırakır. Tıkanır kalırsınız.” sözünün hakikatine inanarak ama yine de yazmaya çalışarak başlıyorum.
“Hiçbir şey hayat kadar şaşırtıcı olamaz. Yazı hariç. Yazı hariç. Evet tabii, tek teselli yazı hariç.” cümleleriyle biten Kara Kitap’ı
Yazar bir psikiyatri doktoru,
Ve bu olay gerçek bir öyküden esinlenmiş... İsimler ve mekan değiştirilmiş ama kurgu,
Bir gerçeğe dayanıyor...
Kadın bir doktorun bir erkek etrafında ki tüm, Parametreleri inceleyip ortaya döktüğü bir Roman. Yazım dili sade anlaşılır.
Tıp terimlerinden olabildiğince uzak durulmuş Ve daha çok işin psikoterapi yönü,
Kitaba başlamamışdan əvvəl biraz tərəddüdlə yanaşdım, hətta "bəlkə də yarı qoyacam" deyə düşündüm. Amma yanıldım. Oxumamış qərar vermək istəmədim və yaxşı ki oxudum. Həcmi kiçik olsa da, kitabı bizə çatdırmaq istədiyi məna böyükdür. Qısa və net. Hər bölümdən bir tövsiyə alınacaq bir kitab. Kitaba adına görə qərəzlə yanaşan varsa, onu bir