Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Boğuk bir bakışın oluyor senin. Bir girdap derinliğinde kayboluyor gibiyim. Yok gibi yaşamak bu kalkıp kurtulmak gibi kalabalıktan, Durma bana türkü söyle Anadolu olsun..
Ne yazık ki yaşadığımız Evren 'in böyle olmadığını üzülerek de olsa görmüştü. Bizim Evrenimiz kusursuz olmayan makinelerle -gerek vücudumuzdaki hücreler gibi canlı ve küçük, gerekse uzayda girdap gibi dönen galaksiler gibi cansız ve büyük olsun- dolu bir Evren 'di. Bizim Evrenimiz, enerjinin korunduğu, ancak tam bir verimlilikle kullanılamadığı bir Evren 'di ve dahası, en gizemli yasalardan biri olan Entropinin Korunmaması Yasası ile haksız bir şekilde yönetiliyordu. Yine de, Clausius tümüyle düş kırıklığına uğramış değildi: Bulduğu iki yasa birbirine uygun düşmese bile,entropinin tek yanlı davranışını gösteren yasanın ayni zamanda uzun zamandır araştırılan isinin tek yanlı davranışını da açıkladığını keşfetmekten dolayı mutluluk duyuyordu. Gerçekten de, Clausius 'un yeni yasası, Evren 'de herşeyin neden yaşlanıp sonunda öldüğünü açıklayan ilk bilimsel yasaydı!
Sayfa 215Kitabı okudu
Reklam
Seni niçin seviyorum?Kimseye benzemeyen ruhi kıymetin,eşsiz zekan,hesapsız incelikler taşıyan varlığın için mi?Yoksa esmer yüzün,siyah kaşların,bir girdap gibi alıcı gözlerin için mi? Yok yok...bunların hiçbiri için değil.Seni yalnız sen olduğun için seviyorum. Çok takdir ettiğim Platon'un şu sözünü dinle:"Sevmek demek,kendinin yarısını aramak demektir." Sevmek ve tamamlanmak...Bu ne doğru bir söz. Ben seni aramak için,senden başlayan,sende nihayetlenen bir yola girdim;girdiğim yol,insan ayağı ile fetholacak bir ülke değil...Onun için ben de başı ayağı bıraktım,senden ibaret bir vücutla yollara düştüm,seferdeyim.
Sayfa 164Kitabı okudu
Meryem elleri dizlerinin arasında, kanepede yattı, camın önünde girdap gibi dönen, çevrilen tipiyi seyretti. Aklına Nana'nın bir keresinde söylediği şey geldi; her bir kar tanesinin, dünyanın bir yerinde haksızlığa uğrayan bir kadının ağzından dökülen bir ah olduğunu. Bütün bu iç geçirmeler gökyüzüne yükseliyor, bulutlar halinde toplanıyor, sonra minicik parçalara bölünüp sessizce aşağıya, insanların üstüne yağıyordu.
Önümüzde fırtına, arkamızda girdap, sağımızda Venedikli, solumuzda Cenevizl, altımızda köpek balıkları, üstümüzde ise şimşekler bekler... Gece gündüz Azrail'in gözünün içine baka baka insan daha temkinli bir hale geliyor.. Sarayın kuştüyü yastıklarında yatamayız biz serdengeçtiler...
Sayfa 176 - epsilonKitabı okudu
Nedir şiir?
Şiirin ne olduğunu ve nasıl bir iş görmesi gerektiğini bilmiyorum. Herhalde müziğin bazı insanlarda uyandırdığına benzer duygusal bir etkisi var. Porteous okuduğu zaman aslında dinlemiyorum, daha doğrusu, kelimeleri içime almıyorum ama bazen şiirin tınısı sanki zihnimi teskin ediyor. Genel olarak bundan hoşlandığımı söyleyebilirim. Ama bu akşam nedense işe yaramıyordu. Soğuk bir yel odaya dolmuş gibiydi. Hepsi bana palavra geliyordu. Şiirmiş! Nedir şiir? Alt tarafı bir ses, havada küçük bir girdap. Bir de -Tanrım!- makineli tüfeklere karşı ne faydası olabilirdi?
Reklam
Bir kral ölürken tek başına ölmez; Bu ölüm bir girdap gibi çeker götürür Ne varsa çevresinde. Koca bir çarktır o.
Amerikan ekonomisi bir girdap gibi herşeyi merkezine çekiyor ve onun küçük anaforları küçük ülkeleri yıkabilir veya zengin edebilir. ABD ekonomisi iyi gittiğinde bütün makineyi çalıştıran motordur; teklediğinde bütün makine bir anda bozulabilir. Dünyayı bu kadar derinden etkileyen veya böylesine etkili şekilde biraraya getiren başka bir ekonomi yok.
Yusuf ve Züleyha'nın hikayesini anlayabilmek için Yusuf'un ahlakını Züleyha'nın yangınını maşuk ve aşk nehrinden yüzüp geçmekle anlayabiliriz.Öyle bir nehir ki neresi sığ neresi derin belli olmayan.Bir tarafı girdap diğer yanı su üstünde bir serap.Hayal ve hakikatin birbirine karıştığı, dinleyenin okuyanın nehrin kıyısına oturup ah çektiği ve suyun akışını susuzluğuna rağmen nehirden bir avuç su alamadan seyretmesi gibidir.
Sayfa 214Kitabı okudu
Sen, sen olarak yok olmak zorundasın, o zaman gerçek ortaya çıkar. Gerçeğin ne olduğuna dair hiçbir fikre sahip değilsin, rüyalarında bile. Sen gerçek dışısın ve gerçek dışılıkta yaşıyorsun. Rüyalarda yaşıyorsun, uykuya dalmış vaziyettesin. Uyanışın nasıl bir şey olacağını kavrayamazsın. Yalnızca bir tek şey söylenebilir: Bildiğin hiçbir şeyi
Reklam
Yok Gibi Yaşamak
Boğuk bir bakışın oluyor senin Bir girdap derinliğinde kayboluyor gibiyim Yok gibi yaşamak bu kalkıp kurtulmak gibi kalabalıktan Durma bana türkü söyle anadolu olsun Susuz dudak gibi çatlak olsun Karanfil gibi olsun kara çiçek gibi solgun yüzün Durmadan akıyor kalbim ayaklarına bana karanlık bakma Ağlıyorum bir karanlık karayel saçlarına Çekme ülkemden nar yangını gözlerini Beni bu kentten kurtar beni yalnız ko git beni Arıyorum arıyorum o ilk çağ ırmaklarında sedef ellerini Susmam seni ürkütmesin içimde çağlar var bilmelisin Katı bir yalnızlık bu bilmelisin Kaçmam kendimi bulmam ben senden yoksunum iyi bilmelisin. Şu yalnızlık çıkmazında önümde niye sen varsın Niye her şey bir anda kayıyor sen kayıyorsun Kalbim niçin bu kadar yabancı sen niye yoksun Bir sam yüklü geceleri içimden atamıyorum Niye bunları bir anda unutamıyorum Hadi tut elimden gök gibi ölü kadar yalnızım
Acaba Nil'in bu ürkütücü, bu öldürücü girdap ve taşkın suları zavallı Dilber'i bu talihsiz esiri nereye götürüyor? Nihayet Hürriyetine !
Sayfa 128Kitabı okudu
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.